15 - yalandın, yaralandın

314 24 46
                                    

mor ve ötesi - sor

Tam göğsümün ortasında, kaburgamın arasına sıkışmış bir huzursuzluk var. Nasıl geçecek bilmiyorum. Elimi sokup çıkaramıyorum, kusamıyorum, öksüremiyorum. Öylece aynaya bakıyor ve bana sırıtmasını izliyorum. Aldığım nefeslerde boğuluyorum ve adımlarımın aynı kuvvette yollarına devam edebileceğini düşünmüyorum. Düşünmüyorum çünkü artık adım atmıyorum. Artık dizlerimi sürüyor, emekliyor, belki kendimi avuçlarımla yukarı çekiyorum ama yürümüyorum.

Kendi kendime çok savaş verdim. Çok. Bunu benden başka bilmeye hakkı olan insanlar kim diye çok düşündüm. İnsanlara söylenmeli mi, söylense Jimin akıllanır mı, söylenmese mi etiktir? Böyle elli bin tane soruyu geçirdim aklımdan günlerce. Bu 'günlerce' Jimin inanılmaz iyi, tatlı ve harikulade oldu. Gözümün gördüğü yerde artık adını söylerken bile midemin bulandığı o şeyi kendi sistemine sokmadı. Geceyi, uyumamı bekledi. Uyuduğumu sandı en azından. Hiç uyuyamadım. Sonunda karar vermemi sağlayan şey artık dönülmez bir yola girdiğim ve verilecek her kaybın Jimin'in yaşaması için gerekli, ayrıca da önemsiz olacağıydı. Varsın Taehyung ile Hoseok bazı şeyleri sindirmeye çalışsın. İşin ucunda niyetim Jimin'i yaşatmaktı. Hem, Jungkook'un hayatı böyle yalan dolanlarla dolu olsa ve Namjoon bütün bunları bilse, bana söylesin isterdim. Bir yerinden darbe alıp bunu onarmaya çalışan bir arkadaşlığı yürütmek, aslında hiç de anlatıldığı gibi olmamış bir arkadaşlığı yürütmekten daha kolaydır. En azından ben öyle düşünüyorum.

İşte o yüzden hep birlikte belki de sakince yememiz gereken bu yemeğin ortasında gerginlikten kusmak üzereyim. Duygularımın mideme vurması beni her zaman zayıf biri gibi hissettirmişti ama artık güçlü olmak, en azından gözükmek, zorundaydım.

"Tuzu uzatsana." Elinin tersiyle hafif benimkini dürten Namjoon'un isteğini yerine getirdim ve beyaz toz dolu şeye uzandım. Artık bana her şey uyuşturucu gibi geliyordu, içim içimi yiyor, doğru düzgün bir şeye odaklanmıyordum. Kullanan sanki benmişim gibi başım dönüyor, soğuk terler döküyordum.

Oturma odasındaki orta sehpaya yayılmış, saatlerdir yaptığımız yemekleri yiyorduk. Film gecesi yapalım diye hepsini çağırmış ve asıl niyetimi gösterebilmek için günlerce dualar etmiştim. Cesur ol demiştim kendime, cesur ol Yoongi. Cesur ol ve kötü adam olmayı göze al, birini kurtarma uğruna.

Harry Potter ve Ateş Kadehi son dakikalarına girmiş, Cedric'in kireç gibi ölü bedeni kadrajda oynamaya başladığında daha fazla dayanamayacağıma emindim. Bir gün Jimin'i de bir bar zemininde kireç gibi ölü bedeniyle görmeyeceğimin garantisi yoktu.

"Durdurabilir miyiz?" Sesimle Jungkook tuzlu parmaklarını hafifçe yalayıp pijamasına sürdükten sonra kumandanın ortasındaki tuşa basarak filmi doldurdu. "Çişe mi?" Yüzük parmağı dudağının arasında emilen suratına bakıp başımı iki yana salladım. Artık nasıl bir bakış attım bilmiyorum ama Jungkook anladı. Dudakları yavaşladı, yüzük parmağı ağzından indi. Gözlerinden saniyelik olarak emin misin sorusu geçti, kararlı bakışlarımdan cevabı alıp belli belirsiz başını salladı. Asla yalnız değildim. Asla yalnız olmayacaktım.

"Ben," Gözlerim yanımda oturan Jimin'e kaydı. Tatlı ve meraklı bakışları, gözlükleri, kaşıdığı için kızarmış sağ elmacık kemiği. Jungkook'un bandanasıyla geriye attığı saçları, Taehyung'un kahverengi hırkasıyla sarmalanmış kolları. Sırf bu güzelliğin devam etmesi, dünya üstünde nefes almaya devam edebilmesi için kötü adam olmayı göze alabileceğimi düşündüm. "Ben Jimin hakkında konuşmak istiyorum." Buydu. Bu kadardı. Buradan sonra geri dönüş yoktu.

Kaşları çatıldı, sırtı dikleşti, gözlüğünü çıkardı. "N'olmuş bana?" Sesi sertleşti, herkesin gözü ona odaklandı. Taehyung da bunun nereye gideceğini anlamış gibi oturduğu dizlerinin üstünde dikleşti, Jungkook yayıldığı yerden kalkıp oturur pozisyona geldi. Şaşkın bakan Namjoon ve Hoseok'a şöyle bir bakıp, dikkatimi Jimin'e çevirdim. "Bize neden yalan söylediğini sormak istiyorum. Bunları biliyorken de Hoseok ve Taehyung'dan saklayamam. Daha fazla kendini öldürmene ve bizim için ufacıkmışsın gibi davranmana tahammül edemem. Tüm ipleri elime alıp seni ağlatana kadar bir odaya kapatmam gerekse de, o illetten kurtulacaksın. Abinle görüştüm. Sözde abinle. Kuzeninle. Seni destekleyen aileni, gayet durumunun olduğunu. Kendini ailesiz bırakanın sen olduğunu. Herkese bölümünü, hayatını farklı anlatışını. Dayanamıyorum. Gözümün içine bakıp söylediğin her şeye inanmak isterken beynimin içinde dönüp duran bu yalanlarından kaçmaktan usandım. Kendini öldürmenden usandım."

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 12, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

sen beni öpersen belki de ben fransız olurum ℘ yoonminWhere stories live. Discover now