Konuşmadığım için dilsiz sanılan, ruhunu insanlara kapatmış biriydim ben. Üzerimde, etekleri kan lekeli beyaz elbisem ve üryan ayaklarımla, geçmişin dikenli topraklı ormanında yürüyen bir kızdım ben.
Sonra ansızın biri çıktı karşıma.
Günahkâr olduğu...
"Ne bir sonum ne de bir başlangıç. Ben, şeytanların cirit attığı arafım." -Yangın, Orman.
"Artık hem sonum hem de bir başlangıç. Ben, bu hikâyenin kalemini elinde tutan o kadınım." -Devrim, Orman.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Bir varmış ve bir yangın her yeri sarmış. Bir yokmuş ve her şey kül olmuş. Bir varmış bir yokmuş ve küllerinden doğanlar kalemi eline yeniden almış.
Sonra kalpten kalbe yayılan bir masal her yerde anlatılmaya başlanmış.
Demişler ki; ateşe verilen ormanlar, volkanları bile söndüren fırtınalar. En acı göz yaşları, can yakan gülümsemeler ve çaresiz hissettiren ilkler. Omurgaya saplanan bıçak, kalbe sıkılan kurşun ya da sadece hissiz bırakan soğuk.
Ama en bilindik şekliyle, Yangın.
Sonu başlangıç olan o masalın adı.
Hepsinin doğduğu ve öldüğü ama yeniden dirileceği o yerdeyim. Bitti sandıkları satırların ucunda durmuş, devam edebilmek için seni bekliyorum. Bekliyorum ama gelmiyorsun. Her geçen saniye, dünya üzerindeki bütün acılar gidişinin içimde açtığı dipsiz boşluğu biraz daha dolduruyor çünkü biliyorum; tek kalp atışlık ömrün bile kalsa, sen yine bana koşarsın.
Göz göre göre bile değil, gözlerini kapayıp her şeyinle teslim olarak feda edersin kendini.
Benim uğruma.
Benim için.
Şimdi anlıyorum, bu hikâyede kelebek sendin yarın ben; güneş sendin, gecede kaybolan yine ben. Ben hep soğuktum, ısınmazdı hiç ellerim. Sen dört mevsimi birden yaşar ve dünyandaki herkese yaşatırdın.
Sen bir mucizeydin.
Ben ise o mucizenin laneti.
Tüm bunlara rağmen vazgeçemedim senden. Affet beni. Olur da kalp atışlarını duyarım yeniden diye içimde kalan son yaşamı da alıp düştüm sensizliğin kıyılarına. Belki sana rastlarım umuduyla. Biliyorsun, sonumuz olacağını bildiğimiz hâlde başlattığımız bu yangın, bizi savurdu birbirimizden en uzak yanlara. Oysa inanmıştık, hayatın içindeki masallara.
Ve ben istiyorum ki her şeye rağmen inandığımız bu masalın kazanan kötüleri biz olalım.
Dinle, yine bir söz istiyorum senden.
Eğer bulursam seni; tutarsam bir daha ellerinden, gözlerim saplanırsa gözlerine, kalbim yeniden atarsa delicesine... Bir daha masal anlatmayacaksın.
Yangın'ı arkamızda bırakacağız.
Söz ver bana; bir daha yanmayacak ormanlar, sönmeyecek ateşler.
Sen direniş,
Ben yine yıkım.
Devrim olacağız.
🌑
Üç yıl.
Tam üç yıl önce bugün ilk cümlelerini yazdığım bu hikâyenin hep bugünlerini hayal ederek devam ettim. Çünkü anlatmak istediklerim, ondan sonra anlam kazanacaktı. Toydum, acemiydim, bilmiyordum. Büyüdüm, büyümeye devam ediyorum ve öğrenecek, anlatacak çok şeyim var.
En baştan ve yeniden.
Bir devrin sonu olmak için.
Benimle son kez, gerçek bir sonun yolcuğuna çıkar mısınız? Başladığınız tarihleri buraya alayım, nerelerden geldiğimizi hep hatırlatırız.
Yanımda olan, varlığını hissettiren ve bana inanan herkese çok teşekkür ederim. İlk adımı attık ve Devrim başladığında, bizi artık bir masal değil gerçek bir yaşam bekliyor olacak.
Hepinizi çok seviyorum.
Ben gelene kadar kendinize çok iyi bakın.💖
Hatırlatma: DEVRİM'in ilk bölümü Haziran sonunda gireceğim sınav dolayısıyla Temmuz ayının son haftası gelecek ve bölümler Temmuz'dan sonra düzenli bir şekilde yazılmaya başlanacaktır.