Bölüm 1 -Başlama Noktası-

909 175 307
                                    

Buraya başlama tarihinizi bırakırsanız çok sevinirim .- 07.01.2021 -

"Geçmişime takılı kaldım."

Sevdiğiniz birini kaybettiğiniz an ne hissederdiniz? Ya da yıllardır yaşadığınız aşkın yalan olduğunu anladığınız o an... Gözlerimi açtığımda ihanetin koynundaydım. Hislerim yoktu. Kızgın değildim, üzgün değildim, mutsuz değildim, öfkeli değildim. Bomboş hiçbir şey hissetmiyordum. Ta ki rüyalar başlayana kadar, rüya görünümlü kabuslarda denebilirdi. Gözlerimi kapattığımda karşımda yaşanan sahneler hep aynı döngüdeydi.

Başımı önüme eğmiş parmaklarımla oynarken fısıldadım. "Peki ya bir gün benden sıkılmaz mısın?" dedim. Parmaklarımı birbiri esaretinden kurtarıp ellerinin arasına aldı, başımı kaldırdığımda göz gözeydik. "Senden asla sıkılmam fıstığım." dedi. Aldığım cevap yetmezken bir yanım sorularına devam etmek istiyordu, bir yanım ise kulaklarını kapatmak istiyordu. Ben, diğer yarımı dinlemedim. Canımı yakan o konuşmaya devam ettim. Kelimeler yan yana bile gelmek istemezken ben ısrarla onlardan cümleler kurdum, en büyük zayıflığımda buydu. Asla kendimi dinlememem. "Bir gün beni sevmeyi bırakırsan bunu bana söyle, söyle ki seni bırakabileyim." dedim. Ellerinin arasındaki ellerimi dudaklarına bastırıp konuşmaya devam etti. "Bunu sana hiç söylemem, beni hiç bırakma hep sev." Kelimeler yapboz parçaları gibi birleşmeye çalışsa da aslında hiçbiri olması gereken yerinde değildi. Hepsi kaybolmuştu... "Seni çok seviyorum hep seveceğim, peki sen beni hep sevecek misin?" dedim.

Ressam tuvalini şövalesine sabitlerken fırça çoktan yerini almış parmaklarının arasındaydı. Fırça boyaya bulanırken ilk yemin edildi. Boya tuvale bulaştı renk ahengi başladı. Renkleri görenler tüm işlerini bıraktı sadece izlediler, o şöleni. Tuvale bir renk daha karıştı...

Yalan

"Seni, senden daha çok seveceğim." dedi. Kelimeler dudaklarından döküldüğünde gülümsedim. Güven hissi gözleri bağlı bir uçurumun eşiğinde dans ediyordu düşmeyeceğine inancı vardı. "Peki bir gün beni bırakacak mısın? Beni hep sevip hiç unutmayacaksın dimi!" dedim. Evet demesini istiyordum dört harf, çok şey istemiştim... Ressamın tuvali şövalesinin üstünden düşerken büyük bir gürültüyle parçalandı renkler birbirine yanlış karışırken ortaya sadece siyah hakim oldu. Ressam ne kadar ferah renkli bir tablo istediyse, sonucu o kadar karanlıktı. Acımasızca "Unuttun mu? Ben seni değil, sen beni siliyorsun çünkü sıkıldım senden, çünkü aldattım seni, çünkü kandırıldın, çünkü seni aptal yerine koydum, çünkü bana güveniyordun unuttun mu ? Fıstığım kimseye güvenmemelisin." dedi. Gerçeği inkar ediyor inanmak istemiyordum. Böyle değil, böyle olmamalıydı. İnandığım bu değildi. İnkar eden yanımı bastıramayıp tekrar sordum duymak istiyordum inkar etsin beni sevdiğini söylesin istiyordum evet iğrençtim. Çaresizce dudaklarımı son kez araladım, "Ama beni sevdin... dimi?" dedim.

İstedim, istedim ki beni sevdiğini söylesin.

Ressam parçalanmış tuvalinin önünde dizlerinin üstüne oturdu parmakları siyah boyaya bulaştı. Bir ressamın tuvali onun için çok önemlidir, değerlidir. Bir ressamı yaşatan tuvalleridir. Fırçasında dans eden boyadır. Ressamın tuvali parçalanırsa umutları parçalanırdı, güveni, tüm duyguları hisleri birbirine karışır her biri bir diğerini katlederdi. Ressamın tuvali parçalandı ressam tuvalinin önünde diz çöküp çaresizce oturdu yıllarını verdiği tablo artık bir hiçti...
"Seni birçok kişiyle sevdim. Sevdim ama tek değildin. Senden sıkıldım. Seni çok seviyorum."

Gözümden bir damla yaş süzüldü kendi yolunu çizmeye çalışsa da dudaklarıma gelince parçalara ayrılıp kaybolmaya mahkum oldu tuzlu tadı genzimi yaktı ama yanan diğer yanım vardı kalbim. Sadece dudaklarımı kıpırdatarak o cümleyi kurdum. "Bende seni çok seviyorum bebeğim." yavaşça gözlerimi açtım. Rüya olduğunun bilincindeyim çünkü ayrılık en büyük gerçeğimizdi. Telefonumun ekranını açtım saat 01:25' ti bu kadar mı erken, ardından galeriye girdim son ekran görüntüsünü açarak gözyaşlarımı sildim.

Kibrit Ateşi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin