7- SÖYLENMEYEN SÖZLERİM

180K 10.3K 4.2K
                                    

"Biliyorum sana giden yollar kapalı.
Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni..."

9 YIL ÖNCE (FLASHBACK)

Ali Deniz telefonuna gelen mesajı açtı Halide'nin yakın arkadaşı Arya tarafından gelmişti mesaj. İş birliği yaptıklarını düşündü Ali Deniz daha da sinirlendi.

''Askeriyenin arkasındaki beyaz binaya gel çok acil!''

Ali Deniz kendisine kötü bir oyun oynamaya çalışan iki küçük kıza çok sinirlendi. Arya neyse de Halide'den bu çirkin mektubu ve yakışıksız ithamları hiç beklemiyordu, en çok da onaydı bu siniri.

Binaya gitmek için hareketlendiğinde telefonu çalınca geriye oturdu. Ekrandaki isme baktı, evden arıyorlardı, heyecanına engel olamadı, acaba hatırladılar mı diye düşündü. Ailesinden gelecek ufacık bir sevgi kırıntısına aç biriydi o.

''Efendim'' dedi heyecanını gizleyemediği sesiyle.

''Deniz benim evladım Selma, nasılsın oğlum?''

Selma hanım evlerinin aşçısıydı. Çocukluktan beri çok yakınlardı, çok severdi Ali Deniz sevgi dolu kadını. Annesinden çok Selma hanım büyütmüştü onu, minnet duyuyordu kadına.

''Ellerinden öperim Selma abla, iyiyim çok şükür sen nasılsın.'' dedi sesindeki burukluğu gizlemeye çalışarak. Anne babasının da aramasını ne çok isterdi.

''Ben de çok iyiyim, hem nasıl iyi olmam benim evladımın doğum günü bugün, iyi ki doğmuşsun güzel yavrum benim.''

Ali Deniz içine yayılan sıcaklıkla gülümsedi. Hatırlanmak mutlu etmişti onu. Teşekkür etmek için araladı dudaklarını ama konuşmasına karşıdan gelen ses engel oldu.

''Deniz bak bizden başka sevenlerde var seni bu evde, bizden çok değer veriyorsun dimi şu hizmetçi parçalarına!''

Annesi Müjgan hanım yine her zamanki gibi Ali Deniz'in canını yakıyordu. Yıllar önce seçtiği mesleğine ailesi sert bir şekilde karşı çıksa da Ali Deniz kararından dönmemişti. Ona yapılan her türlü baskıya rağmen. Ali Deniz hayatı boyunca ilk defa kendisi için bir şey yapmıştı, ve hiç pişman olmamıştı. Genç adamın en büyük yarası ailesiydi...

''Anne o nasıl laf öyle ben sizi sevi-''

''Yalan söyleme Deniz! Bana yalan söyleme sen çok bencilsin! Biz bunun için mi büyüttük seni, bizi sevme arkanı dönüp git, terk et diye mi!''

''Annem yapma kurban olayım yapma'' Ali Deniz'in sesi git gide yerle bir oluyordu ama Müjgan hanım hiçbir zaman susmadığı gibi bu gecede susmayacaktı.

''Sen bizim tek çocuğumuzsun Deniz, tek canımızsın, değdi mi bizi bırakıp oralara gitmene, değdi mi o üniformaya!''

''Annem deme öyle.''

''Yazıklar olsun sana, başkalarının çocuklarına zarar gelmesin, aman başka kimseye bir şey olmasın, vay vatan sağ olsun diye diye sen kendi aileni ardında bıraktın! Yazıklar olsun!''

''Annem güzel annem ben-''

Ali Deniz'in araya girme çabasını Müjgan hanım şiddetle yok ediyor ve konuşmasına müsaade etmiyordu.

''Sen sevilmeyi hak etmeyecek kadar kötü bir evlatsın, ve ben artık seni sevmiyorum!''

Ali Deniz acımasız cümlenin ardından nefes almakta zorlandığını hissetti. Bir kez daha açık yarası kanıyordu, hep aynı kişi yakıyordu canını, ama o buna artık dur diyecek gücü de bulamıyordu kendinde.
Ali Deniz sevilmeyi hak etmeyecek biri olduğunu düşünüyordu, annesi de onu sevmiyorken artık kimse onu sevemezdi...
Ali Deniz her şeyi olan ama kimsesi olmayan bir adamdı... Akan bir damla gözyaşını sildi elinin tersiyle, yenisine de müsaadesi yoktu.

ZORA SARILDIK/TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin