Bölüm 25

4.5K 294 35
                                    

Arkadaşlar bölümü okuduktan sonra lütfen vote verin ve yorum yapın.
Sizce FİNAL yapmalı mıyım?
••••••••••••
"Siz?" dedim parmağımla kadını işaret ederken. Aynada yansımama bakıyor gibi hissetmiştim. Oysa kadın oldukca yaşlanmıştı. Beni görmesiyle yüzü daha da solmuştu. "Siz şey." diye zırvaladım tekrar.

Kadın bir adım atarak bana yaklaştı. "İzgi Kara?" imalı imalı bakıyordu. Kalbim deli gibi atıyordu şuan. Kim olduğunu biliyordum ancak sesli söylemeye cesaretim yoktu.
"Babamı nereden tanıyorsunuz?" dediğimde gözleri irileşti. Yüzü gittikce beyazlıyordu.
"Babanı geçmişten beri tanıyorum."

Ne diyecektim şimdi. Düşün İzgi. Düşün ve şu anı bok etme!

Kadın yanımdan geçerek hızlı adımlarla çıkışa ilerledi. "Dur"
Sesim tüm mezarlıkta yankılanırken kadın olduğu yerde durdu. "S-sen sen annemsin."

Güçlü pozunu bir kenara atan kadın omuzları düşük bir biçimde arkasına döndü. Gözleri hafif dolmuştu, tabi bir vampir ne kadar duygulanabilirse.

"Annemsin." dedim tekrar. Sesim gurur duyuyormuşum gibi çıkıyordu. Ekin gittiğinden beri eksiktim. 2 ay 3 gün olmuştu gideli. Ve 2 ay 3 gün boyunca cehennem hayatı yaşıyordum.

Kadın tepki vermeden beni izliyordu. Koşar adımlarla yanına geçip elimi omzuna uzattım. Ancak elimden uzaklaşıp birkaç adım geriledi. "Annen değilim."
Yalan.
"Hayır beni sen doğurdun." Gözleri mavinin en koyu tonuydu. Benim gözlerim ise tukuaz rengine kaçıyordu.
"Seni doğurmuş olmam, annen olduğum anlamına gelmez."
Duyduklarımın şokuyla irkildim. Gözlerime yaşlar hücum ediyordu. "Hayır gelir. Sen annemsin."
Aciz bir insandım. Annemin beri reddetmesi ise aciz bir çocuğu içimden çıkarıyordu.
Elimi tekrar ona doğru uzattım. Elime tiksinir gibi bakıp tekrar arkasına döndü. Gidiyordu.
"Seni bencil kadın!" Sesim tam genzimden çıkmıştı.
Kadın durmadan ilerledi. "Seni iğrenç pislik. Babam senin yüzünden öldü. Çocukluğum senin yüzünden öldü. Seni pislik yaratık!"
Göz yaşlarım görüş alanımı kapatmıştı.
"Sen annemsin annem!!"
Kadının duraksadığını görmüştüm ancak bilincim gittikce kapandığı için tepki veremedim.

---------

"Mezarlıkta bayılmış. Bir mezarın üstünde yatarken buldum" avcının sesi hemen kulağımın yanından geliyordu.
"Neden bukadar solgun?" İşte birde yabancı ses.
"O iki vampir gittiğinden beri böyle. Bir türlü mutlu edemedim."

Avcının sesi gerçekten üzgündü.
Avcının bana değer verdiğini biliyorum. Ayrıca 2 aydır birsürü masraf yapmıştı benim için. İki ay içinde sadece üç kere gülümsemiştim. Diyaloglarımız da azdı ama pes etmiyordu.

"Anıl?" dedi yabancı ses. "Ona aşık olayım deme. Onu sadece koruyacaksın. Hem o iki vantuz gelse kız seni bırakıp gider biliyorsun."

Bu doğruydu. Ekin ve Çağrı gelse avcıyı bırakıp giderdim.

"Gelmeyecekler." dedi avcı. Yada Anıl. Ona neden ismiyle seslenmiyordum ki?

Gelmeyeceklerdi.
Annem bile umursamamıştı beni. Öylece yığıldığımı gördüğü halde bırakıp gitmişti. 'Annemsin' desemde bakmamıştı yüzüme. Beni doğurduğunu kabul ediyordu ancak bunun onu annem yapmayacağını söylüyordu.
Yanağımdan süzülen ıslak yaş damlasıyla gözlerimi araladım. Avcının evindeydik. Başım avcının göğsündeydi. Elimi yanağıma götürdükten sonra hafifce doğruldum. Avcı hareketlenmemle gözlerini bana çevirmişti. Karşımda orta yaşlarda olan bir adam vardı.
Bu adamı tanıyordum. En son vampirler tarafından terk edildiğimde gelmişti. Oda vampir avcısıydı.
"İyi görünüyorsun." Anıl'ın sesini takip edip gözlerine baktığımda garip bir duygu sarstı beni. İlk defa önemseniyordum. "İyiyim." dudaklarım yukarı kıvrılırken yavaşca ayağa kalktım. "Hazırlan" anıl'ın sesi samimiyetten uzaktı. Bana her zaman nazik olmuşken şimdi emir kipiyle konuşmasına şaşırmıştım.
"Yani hazırlansan iyi olur.yemeye çıkacaktık unuttun mu?"
Başımı sallayıp odama geçtim. Yatağın üzerimde mağazada denediğim siyah elbise vardı. Elbiseyi giyinmeden önce kısa bir duş alıp saçlarımı at kuyruğu yaptım. Elbisemi giyindikten sonra süt rengi topuklularımı ayağıma geçirdim. Göz kalemini ince şerit olarak göz altıma çekip odadan çıktım.
Anıl'ın ilk tepkisi utangaç bir sırıtış olmuştu. Sonrasında ise "yakışacağını söylemiştim." demişti. Ah şuan düşündüğüm son şeydi güzellik. Anıl'ın hazırlanmasını beklerken dışarı çıktım. Sert hava beni kendime getiriyordu. Arka bahçede bir hareketlenme gördüğümde ürkmüştüm. Hafifce çalılara yürürken topuklularım tok sesler çıkarıyordu. Tam korku filmi. Çalıların arkasında bir çift mavi göz beni izliyordu.
"Anne?" diye mırıldandım bir adım daha atarken, "benimle gel İzgi." Şuan kaçıp geri gitme arzusuyla bulup içimdeki kaygılı İzgi'yi susturdum. Annemdi sonuçta . Bana kötü birşey yapmazdı.
Elini elimin içine kaydırıp koşmaya başlayınca ona ayak uydurup -o topuklularla biraz zor oldu tabi.- koşmaya başladım. Çok geçmeden siyah bir arabanın önünde durduk. Annem sürücü koltuğuna geçtiğinde yan tarafına geçip bekledim.

Kısa bir yolculuktan sonra Ekin'lerin yaşadığı deponun önünde durmuştuk.
Gözlerim acıyla yanarken "ne yapıyorsun?" diyebildim. Arabadan inip çokta depoya geçmişti,
Korkarak depoya ilerledim. Depo kapısından geçmemle iki adam kollarıma yapıştı. Ne olduğunu anlayamadan anneme döndüm. "bana bencilsin demiştin ya İzgi."
Etrafı incelediğimde yerde yatan Ekin ve Çağrı gözüme çarptı.

"Ekin?!" Hareketsizdi. "Ekin. Ne yaptınız onlara Ekin?!"

"Cezalarını aldılar." Arkamdan gelen erkek sesi olduğum yere çakılmama sebep oldu. Bu oydu. Ekin ve Çağrı'nın babası. Babamın katiliydi.
Annem beni elleriyle ölümüme getirmişti.

-------
Sizce bu bölüm nasıldı?
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
SİZCE FİNAL YAPMALI MIYIM?

Asil VampirWhere stories live. Discover now