TREN 4.5

34.4K 2K 1K
                                    

O masum bir şekilde yine pencereye bakarken ben bir gündür ona dokunmadığım için aşırı dolu hissediyordum kendimi.

Vücudu bağımlılık yapmıştı üzerimde. Özelliklede kokusu.

Ona bir bakış atıp ayağa kalktım, trenin kapısına gidip ilk etrafı gözlerimle taradıktan sonra geri çekilip kapıyı kapattım.

Perdeleri de çektikten sonra ona döndüğümde göz ucuyla bana bakıyordu. Ne istediğimi anlamıştı.

Ben yanına yürürken yine itiraz etmiyordu. Sadece gözlerimin içine bakıyordu. Ama bu sefer çözemediğim farklı bir bakışı vardı.

"Biraz daha tadına bakmak istiyorum." dediğimde ifadesizce gözlerimin içine baktı.

İtiraz etmiyordu.

Ona yaklaşıp bacaklarının arasına girdiğimde hiçbir tepki vermemişti, sadece gözlerimin içine bakıyordu.

Bu ruhsuz halı artık sinirimi bozarken kemerimi çıkardım ve yere bıraktım. Pantolonumun düğmesini açarken küçük dudakları yine öne düşmüştü.

Bir tepki gösterse, istemediğini belli eden bir şey yapsa ona dokunmayı zor da olsa kesecektim.

Bir şey deneyince onunda altını çıkardım. Bu sefer onu tamamen çıplak görmek istediğim için üzerini de çıkardım.

Ön sevişme yapmaya gerek duymuyordum artık, direkt olarak içine köklemek istiyordum.

Elime tükürüp aletime yaydım. Ama ardından canı yanmasın diye bacaklarını biraz daha aralayıp deliğini bulup parmağımı soktum. Biraz genişletip girsem daha iyi olurdu.

Onun küçük deliğini parmaklamaya başladığımda hareketlerimden dolayı yine vücudu hafifçe oynuyordu. Ve sadece gözlerimin içine bakıyordu.

Ah o dudaklar, gözler ve fındık burnu... Mitolojik tanrılara benziyordu. Sanırım bu sikik trende onunla karşılaşmasaydım böyle bir güzelliğe tapabilirdim bile.

Kafamı uzatıp dudağını öpmeye başladım. Ağzını araladığında dilimi soktum. Ağzında şeker tadını hissediyordum resmen.

Ön sevişme yapmayacağım desem de yine onu öpmekten kendimi alamamıştım. Güzel dudaklarını sömürüp deliğini güzelce genişlettikten sonra geri çekildim.

Dudakları şişmişti, ve hâlâ masum masum bakıyordu.

Aletimi deliğine konumlandırıp ucunu soktum. Ama daha sonra tamamen içine kökledim. Sanırım biraz acıtmıştım çünkü yüzü saliselik olarak buruşmuştu.

Sesini çıkarmadığında ben içinde gelgit yapmaya başladım. Onun içinde olmak harika hissettiriyordu bana.

Kafasından tutup göğsüme yasladım, onu kundaklamış gibi dururken içine hızlı hızlı girip çıkıyordum. Küçük burnundan çıkan nefesleri göğsümde hissediyordum.

Bir süre o pozisyonda becerirken, daha sonra üzerine doğru eğildim. Her vuruşumda sallanan bedenini izlemeye başladım.

Onun aletinde en ufak bir kıpırdanma yoktu. Benden etkilenmediğini düşünmek sinirlerimi bozuyordu.

O kafasını cama çevirip gözlerini yukarı çevirdi ve kafasını biraz yukarı doğru kaldırdı. Yine gökyüzünü izliyordu.

İçine bir kere boşaldığımda tatmin olmadığımı hissettim. Biraz daha içinde gelgit yaptım. Menim deliğinden süzülürken, biraz sonra içinde yeniden sertleşmiştim.

Kaç kere içine boşaldığımı hatırlamıyordum. Ama en sonunda fena bir yorgunluk ile içindeyken üzerine uzandım. Uyku ile uyanıklık arasındaydım.

O birden kıpırdandı, yorgun bakışlarımı ona çevirdim. Aletim içinden çıkmıştı. Ayağa kalktığında menilerimin bacağından süzüldüğünü gördüm. Hatta bir kısmı üzerinde kurumuştu.

"Nereye?" diye sordum uykulu bir sesle. Üzerini giyinirken bakışlarını bana çevirdi.

"Banyo yapmam gerekiyor." dediğinde aşırı pislendiği için yapacağını anlamıştım. Onun gibi temiz biri bu kadar meni ve tükürük ile uyuyamazdı elbette.

"Tamam." dediğimde bir süre durdu, ama daha sonra bir havlu alıp soğuk koridora çıktı.

O gittiğinde rahatlamanın verdiği mayışmışlık ile üzerimin çıplak olmasını umursamadan uyumaya devam ettim.

TREN Where stories live. Discover now