TREN 5.5

33.3K 2.4K 2.1K
                                    

Bu trene bindiğimden beri sanırım ilk defa bu kadar uzun süre uyumuştum, o kadar yorgun hissediyordum ki sert koltuk bile uyumama engel olamamıştı.

Kalktığımda Halil etrafta yoktu, üzerimi giyinirken onun banyoya gidebileceğini düşündüm ama dün gece eğer yanlış hatırlamıyorsam zaten banyoya gitmişti.

Kapıyı açıp dışarı çıkarken ilk başta sağıma soluma baktım. Normalde hiçbir yere çıkmazdı.

Trenin uçlarına gittim, belki hava almak istemiştir diye. Ama hiçbir yerde yoktu.

Son baktığım köşeden sonra kaşlarım çatık bir şekilde koridorda yürüdüm. Telefonu da yoktu ki arayayım.

Kalbimde inanılmaz bir sancı hissetmiştim. Bölmeye geçerken şimdi geçen gün yaptığı gibi koltukta kıvranıp uyuduğunu umdum.

Kapıdan içeri girdiğimde yoktu, kalbim niye böyle hızlı atıyordu?

Elim ayağım birbirine dolanmışken, bölmede bir süre durdum. Güvenliğe haber vermem gerekiyordu sanırım şimdi. Çünkü trende başkalarının yanına gitmediyse etrafta hiç yoktu.

Tam kapıdan çıkacakken çantamın önünde bir kağıt görünce kaşlarımı çattım. Bana ait olan bir kağıt değildi.

Hızla çantanın önüne gidip kağıdı açtım. Çizgili bir defterin koparılmış bir sayfasıydı.

Kalbim hızlı hızlı atarken, yamuk bir şekilde yazılan yazıya baktım. O yazmıştı.

Şu an belki de beni arıyorsundur ya da göremeyince umursamadan kahvaltını almaya gittin bilmiyorum. Bu trene binmeden önce birine böyle bir not bırakacağımı düşünmezdim. Çünkü hayatımda bir eski çantadan başka hiçbir şey yoktu. Sana bana soru sorma demiştim, sormadığın için teşekkür ederim. Ama ısrar etsen muhtemelen anlatırdım. Belki de o zaman iyileşirdim. Israr etmedin, sen de herkes gibiydin. Bana aşık olma dedim. Olmadın, ama bana değer vermeyi denemeni isterdim. Bir kerede biri benim için çabalasın istedim. Çabalamadın. Zaten ilk defa gördüğün biri için bunları yapamazdın.Ama yapmanı istedim. Diğerleri gibi gökyüzünü izlememi engelleme istedim, engelledin. Bir umuda ihtiyacım vardı, bu trenin benim için son durak olmaması için, olmadı. Bir daha beni asla göremeyeceksin bu yüzden ilk defa hayatımı ufakta olsa birine anlatmak istedim. Belki bu hayatta bir izim kalır, beni hatırlayan birileri olur. Ben bu trene ölmek için bindim, normalde azrail can almaya gelir ya, bu sefer ben azraile canımı vermeye gidiyorum. Yaşıtlarım gibi olmadım hiçbir zaman. Kendimi hep farklı hissettim, babam ve abimlerin istediği gibi biri olamadım. Bu yüzden bende azrailimden kaçtım, kaçtım da bu sefer başka bir azrail ile tanıştım. Yeni bir hayata başlamak istemiştim sadece. Babaların beni düşmanlarıymışım gibi öldürmek isteyeceklerini beklemiyordum. Onlardan kaçtıkça, bir çok azrail ile tanıştım. İkisinin farkı biri ruhumu almak istiyordu, diğeri ise bedenimi. Özgürlük başkaları için ne ifade eder bilmiyorum ama benim için gökyüzüne bakmak kadar basit bir şeydi. Her gece bedenim bir eşya gibi satılırken, zemin kat daha doğrusu benim cehennem dediğim yere atıp özgürlüğümü de elimden alıyorlardı. Kapalı, parmakların arasından en azından yıldızlara bakmayı dilerdim. Bir yıldız kaysın ve ben dilek dileyip özgür olayım. Bunu istiyordum. Ama olmadı. Kaçtım o cehennemden, ama bu sefer ruhumu almak isteyen azrail benim peşimi bırakmadı. Eskiden ölümden korkuyordum, belki de hâlâ korkuyorum. Ama gökyüzüne kavuşabilmenin tek yolu artık ölüm benim için.

Nefesim kesilirken yere çöktüm. Yazıları okuyamıyordum. Gözümü kapattığımda gözyaşlarım ardı ardına aktı.

"Hayır.." diye fısıldadım acıyla.

Bir iz bırakmak istiyordum ya bu hayatta, sanırım senin sayende bırakacağım. Senden tek dileğim, benim hayatımı gerçek bir şekilde anlatman. Lütfen.. Yalvarırım. Yazdıklarını gördüm, okudum. Ne düşünerek yazdın bilmiyorum muhtemelen gözünde değersiz, pejmürde biriyim. Ama bir ölünün son dileğini geri çevirme. Hayatımı anlat. Özellikle yıldızları. Yıldızlar, herkese umut olsun. Ben umudumu yitirdim, ama çaresiz hissedenler gökyüzüne baksın. Ben orada olacağım. Lütfen, yaz.

Ben şimdi azrailime teslim olmaya gidiyorum. Umarım fazla canım yanmaz. Belli etmesem de canım çok yanıyor, hem de çok. Daha fazla yanmasın istiyorum.
Sen de kendine iyi bak.
Unutma, yeniden iyi biri olabilmek mümkün.

Boğazımdan acı dolu, boğuk bir feryat yükselirken kendimi kaybetmiş gibi ağlıyordum. Nefesim kesiliyordu.

Canımdan can gidiyor gibi hissediyordum.

Bir ruhun bana uzaktan gülümsediğini hissediyordum...Canı çok yanmış, ufak bir çocuğun ruhunun.

TREN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin