içki nedir bilmezdim, şimdi ayyaş oldum

982 144 90
                                    

"hey, rin."

osamu artık daha sakin görünüyordu, daha kendi gibiydi. suna bir avuç çerezi ağzına atarken konuştu. "efendim?"

"sence de hava çok sıcak değil mi?"

renkli gözlü oğlan kafasını salladı. "bu normal, yaz ayındayız so-" fakat yani başındaki osamu'ya baktığında boğazında kalan çerezlerle birlikte öksürük krizine girdi. dehşet içerisinde öksürürken miya'nın uzattığı bardaktaki içkiyi içti. nefeslerini düzenlemeye çalıştı. rahatlamaya çalıştı.

ama lanet olası osamu miya sadece lanet olası bir boxerla karşısında duruyorken lanet olası rahatlamanın imkanı yoktu.

"o-osa-osamu," yutkunmaya çalıştı. sakin kalmalıydı. sakin kalmalıydı. "sen... neden ü-üzerini çıkardın?!"

osamu dünyadaki en masum insanmış gibi gözlerini kırpıştırdığında suna aklını kaçıracağını hissetti. "sadece çok sıcakladım."

suna yutkundu. derin derin nefesler aldı. elllerinin karıncalanmasını görmezden geldi. yapabilirdi, osamu'nun çıplak vücudunun üzerine atlamadan durabilirdi. onun kaslı göğüslerine, ince beline, beyaz boynuna dokunmadan durabilirdi. hem miya'nın olduğu tarafa bakmazsa sorun olmazdı, değil mi? evet, evet yapabilirdi.

masadaki içki bardağını kafasına dikti.

bunu başarabilirdi.

arkadaşlığı uğruna, başaracaktı.

sunaosa ー drunk in loveDär berättelser lever. Upptäck nu