gerisi bomboş, olalım yine sarhoş

966 138 58
                                    

osamu yatağa geçtiği sırada suna'da ona katılacaktı ki, salondan gelen seslerle miya kaşlarını çattı. "tsumu arıyor."

"nereden biliyorsun?" suna gözlerini kırpıştırdı. kendisinin duyduğu tek şey atsumu'nun konuşma sesleriydi.

"onun zil sesi çünkü." osamu kafasını suna'nın yastığına gömdü. esnedi. "benim için telefonu açar mısın? uyuduğumu söyle."

renkli gözlü oğlan kafasını salladı ve salona indi. miya'nın masanın üzerine bıraktığı telefonunu açmadan önce osamu'nun zil sesini dinledi. seste atsumu "samu'yu çok seviyorum. o benden daha harika. iyi ki onun kardeşiyim. bir de samu benden daha büyük." diyordu.

suna, osamu'nun bunları ona nasıl söylettirdiğini anlayamadı fakat küçük bir kahkaha attı.

ikizlerin çekişmelerini seviyordu.

daha fazla bekletmemek için telefonu açtı."aptal samu, nerelerdesin?" atsumu'nun şiveli sesini duyduğunda suna iç çekti.

"uyuyor."

atsumu şaşırdı. "sunarin? sen misin?"

"...evet."

"cehennemin dibine gidiyorum derken doğru söylüyormuş demek ki." telefonun karşısındaki oğlan kıkırdarken suna gözlerini kırpıştırdı. "ne?"

"samu çıkarken nereye gittiğini sorduğumda-" sarışın aniden durdu. "bekle, bekle, bekle, bu ne demek oluyor?"

rintarou olacakları anladığında telefonu kendinden uzaklaştırdı ve atsumu'nun bağırış seslerini duydu.

"SUNARIN! MADEM BULUŞUYORSUNUZ BENİ NİYE ÇAĞIRMADIN?! BİZ ARKADAŞ DEĞİL MİYİZ-"

renkli gözlü çocuk ifadesiz yüzüyle elinde tuttuğu telefona bakıyordu. ardından atsumu'yu beklemeye aldı ve biraz zaman geçmesini bekledi.

bir süre sonra beklemeye aldığı arkadaşının konuşmasına izin vermek için butona bastı. "-GERÇEKTEN!"

"bitti mi?"

"BİTMEDİ-" fakat daha fazla konuşamadan suna araya girdi. "tsumu, sakin ol. her şeyi açıklayacağım."

atsumu biraz bekledi ve sakinleştikten sonra konuştu. "açıkla."

rintarou derin bir nefes aldı, hızlı hızlı konuştu. "samu uyuyor. bugün burada kalacak. annenden izin almaya çalış ki gelince ona kızmasın. görüşürüz."

"ne-" sarışın oğlan dediklerini tamamlayamadan suna telefonu yüzüne kapattı.

atsumu geri aradı, suna açmadı.

atsumu tekrar aradı, suna yine açmadı.

atsumu tekrar tekrar aradı, suna hiçbirini açmadı ve en sonunda telefonu kapattı.

olduğu yerde biraz gerindi. yer masasının üzerindeki dağınıklığı toparladı, bez getirip yeri ve masayı temizledi, bulaşıkları makineye koydu. salon temizlenince merdivenlerden geri yukarı çıktı. odasına girdi, osamu'nun yatağında uzanan bedenini gördü.

"samu?"

osamu ona anlamsız mırıltılarla karşılık verdi.

sunaosa ー drunk in loveWhere stories live. Discover now