bu akşam ümitlerimi, meze yapıp içiyorum

1K 151 216
                                    

şükürler olsun ki, kendini tutabildi.

her şey yolunda gitti. osamu kendi kendine bir şeyler mırıldanıyor, suna da onu zevkle dinliyordu. arada gözleri ona ihanet edip osamu'nun ağız sulandırıcı şişkin vücuduna kaysa da, genel olarak ona bakmamak için elinden geleni yaptı.

fakat sonra, daha fazla dayanamayacağını anladığında kalktı ve odasına gitti. osamu'ya uyan bir tişört ve şort kesiminde eşortman altı getirdi. "bunları giy, osamu."

"ama böyle çok rahattım." osamu hüzünle söyledi.

rintarou o anda gri saçlının üzerine atlayıp onu öldüresiye öpmek istedi. yanaklarını mıncırmak, popsunu ısırmak, onu sevgiye boğmak istedi.

yapbildiği tek şey ise iç çekip kıyafetleri ona uzatmak oldu.

osamu oflayarak kıyafetleri giydikten sonra yerine oturdu.

suna ona sevgiyle baktı. "kıyafetler çok yakıştı."

osamu cevap vermedi.

"hey, kızdın mı?"

gri saçlı oğlan suratına bakmıyordu bile.

"sen kaşındın." rintarou derin bir iç çekti ve yanındaki çocuğa doğru uzandı.

osamu daha ne olduğunu anlamadan yere uzanmıştı bile. "hey! ne yap-" beline dolanan ellerle birlikte sözü kesildi.

"benimle konuşmamanın cezasını veriyorum." suna sakince gülümsedi ve çocuğu gıdıklamaya başladı. osamu'nun ne kadar gıdıklandığını biliyordu.

miya, gülmemeye çalıştı. gerçekten denedi. lakin suna'nın elleri hassas karnında gezinirken huylanmamak imkansızdı. dayanamadı ve kahkahalarla gülmeye başladı.

suna da sırıtıyordu. miya osamu, altında kıvranırken, kocaman gülerken, suna'nın ellerini üzerinden çekmeye çalışırken çok sevimli görünüyordu. 'ah,' dedi kendi kendine, 'senin gibi biriyle tanıştığım için yeryüzündeki bütün şansımı kullanmış olmalıyım.'

gri saçlı oğlan, üzerindeki oğlanın dikkatinin dağıldığını görüdüğü anda harekete geçti. rintarou'nun bileklerini tuttu, haraket etmemeleri için birbirine yapıştırdı ve kalkarak oturur pozisyona, suna'nın tam karşısına geldi. hala kıkırdıyordu ve gözlerinden gelen yaşları silmeye çalışıyordu. "uzun zamandır bu kadar gülmemiştim." gülümseyerek konuştu.

rintarou bilmişçe konuştu. "az önce delirmiş gibi gülen ben miydim?"

"hey, o sayılmaz. reklam çok komikti bi kere." osamu utanarak bayık bakışlarını suna'ya dikti. "hem birisinin beni güldürmesi anlamında söylemiştim."

suna yutkundu. gümbürdeyen kalbiyle ilgili ne yapması gerektiğini bilemedi.

bu yüzden titreyen elleriyle bardağına bir içki daha doldurdu.

sunaosa ー drunk in loveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin