Efsun kim miydi¿ 35 yaşında dünyanın sayılı genetik çalışmalarının yapıldığı İngiltere' nin en büyük laboratuvarının önemli mühendislerinden biri. Başarılı bir kariyerin gizli geçmişinin baş kahramanı... 18' inde aşık bir genç kız, 18' inde terkedilmiş bir evlat... 19' unda anne, 20' sinde aldatılmış bir eş... Ve nihayet 22' sinde küllerinden doğmuş bir anka kuşu... Annesi yüzünden babasından yediği tokatla verdiği fevri karar, bütün kaderini kökünden değiştirmesine sebep olmuşken yaşadığı acılı yıkımlara rağmen yüreğindeki enkazın arasından yeniden hayatına yön vermeyi başarmıştı lakin yaralı kalbi artık buz tutmuştu. Ferman Özütoprak... Aslen göçmen bir ailenin ilk çocuğu, tek oğlu... Şimdi 30' lu yaşlarının sonuna yaklaşsa bile ilk gençliğinden beri şahsına münhasır tavrıyla etrafındaki kadınları kendine hayran bırakmayı bilen uslanmaz bir hovarda... Aşkı 2 kere tecrübe etmiş olsa da ikisinde de sonuç hüsran lakin sebep kendi değil maalesef ki... Sevdiğinde ölümüne kadar gidebilecek mangal gibi yüreğe sahip bu adam verdiği kadar değer alamazsa nikahına 1 hafta kala her şeyi bırakıp geri dönebilecek kadar da gözü kara olur... Sevdaya tövbeli ancak kadınlara aşık... Genç adam yaşadıkları gözlerinin önünden geçerken İskender' e söylediklerini bir kere de kendi içinden geçirmişti, " Tabii yıllardır senin gibi düzgün bir adama bile uğramayan aşk gerçekten varsa!". Aşk gerçekten var mıydı¿ Ya da şu kitaplarda yazılan, filmlere konu olan yalnızca yüreği ile değil bütün mevcudiyetiyle sevdalanmak hakikat miydi¿ ~ Efsun, Volkan' dan aldığı telefonla yıllardır ayak basmadığı ülkesine dönmüştü lakin oğluna olan hasretini sonlandıracağını zannederken hayat yine kendi bildiğini okumuştu. Ferman, kendileri mahalleye gelmeden önce buralardan gitmiş bu güzel kadını her zamanki zamparalık