29. bölüm

666 53 10
                                    

oy ve yorumlarınızı bekliyorum ❤❤💯💯



                               29. bölüm


Ferman sabah şirkete giderken hâlâ suratsızdı. Bugün durağa gece nöbetine gidecek olduğu için sabahtan şirketteki işlerini toparlamayı seçmişti genç adam. Büyük bir ihale alan çalıştığı firma yapılacak dairelerin tasarımını içinde Ferman’ın da bulunduğu ekibe verince artık eskisinden daha sık şirkete gitmesi gerekecekti ancak Ferman bundan hiç şikayetçi değildi. Sonuçta öyle veya böyle evleniyordu ve sorumlulukları artacaktı, bunun bilincindeydi hiç şüphesiz. Evlilik konusu düşüncelerine sızdığında aklı bir kez daha Efsun’ a kaymıştı. Telefonunu eline alıp müstakbel karısını aramak için numarasına dokunduğunda karşısına çıkan profil fotoğrafına bakışları kilitlendi. Söz gecesi Şehrazat’ ın çektiği karelerden biriydi bu fotoğraf... Efsun’ un gülümseyerek kendisine baktığı belki de tek kareydi... Fotoğrafı yakınlaştırıp o gece kendisini uykusuz bırakan bordo renkli dudaklarda parmak uçlarını gezdirdi usulca. Bir resimden bile karıncalanan parmak uçlarını hissettiğinde arsızca kıvrılmıştı dudakları. İçindeki bu titreşimler yalnızca tutku olamazdı. Sadece basit bir gülümsemeden bile kalbinin dört nala atışı sadece arzudan olamazdı Ferman’ a göre... Düşüncelerinin gidişatını beğenmeyince başını hızla sağa sola sallayarak işine geri dönmeyi tercih etmişti.


Zeyneplerin evinden çıktıklarından beri İskender ve Şehrazat bir daha karşılaşamamışlardı. Koca adamın her ne kadar Şehrazat’ ın evden çıkış saatlerini kollamaya çalışmasına rağmen neredeyse bir haftadır bir türlü denk getirememişti. Yüreğindeki değişim Murat’ la her karşılaştığında bir kıymık gibi kendisini yaralıyor olsa dahi kendisine bir türlü engel olamıyor ve her gece bedenini Şehrazat’ ın camına bakarken odasının penceresinin önünde buluyordu. Şehrazat ise o geceden sonra İskender’ i düşünecek vakti pek bulamamıştı kendisinde. Zaten bu adamın sözleri karşısında verdiği tepkileri düşündükçe utançtan yerin dibine giresi geldiği için de aklına getirmemesinin kendisi için daha iyi olacağına emindi genç kız. Ünlü bir firmanın düzenlediği takı fuarında kendilerine stand ayarlayabildiğini müjdeleyen Samuel’ in teklifine de balıklama atlamıştı. 3 gündür bulunduğu fuarda gündüzleri yoğun olmasına karşın geceleri düşüncelerinde illa ki bir şekilde yer buluyordu İskender. Efsun’ un ne yaptığının merakına bile “ acaba aklına geliyor muyumdur¿” diye sızıyordu mutlaka. O gün geri dönerken kendi tasarımlar ile Samuel’ in el yapımı parçalarının da bulunduğu pek çok satışı başarıyla gerçekleştirmenin verdiği mutluluk içini doldursa da yine de mahallede karşılaşabilecek olmanın heyecanı kalbinin ritmini bozuyordu genç kızın.


Durakta gelen telefona cevap veren Tahir’ in Pendik’ teki müşteriyi almasını söylemesi üzerine duraktan çıkan İskender, kaldırımdan kendisine doğru gelen Şehrazat’ ı görünce günün şanslısının kendisi olduğunu düşünmüştü. Dalgın düşüncelerdeki genç kızın yanından geçip gidişi ile bozulmak ile memnun olmak arasında gidip gelmişti koca adam.


“ Nereden böyle¿!” Arkasından gelen sesi tanımasıyla yüzündeki gülümsemeye engel olamayan Şehrazat umursamamayı tercih edip adımlarına devam ederken İskender genç kızın aklından geçenlerden habersiz ona doğru yürüyerek bir kez daha seslendi. “ Hoş geldin!” Şehrazat hemen arkasında gelen sese bir kez daha kayıtsız kalmaya niyetlenmişken koluna dokunan sıcacık elle bakışlarını yanı başında vücut bulan koca adama çevirmişti.


“ Hoş buldum.” Şehrazat’ ın gülümseyen yüzünde bir kaç saniye bakışlarını gezdiren İskender kolundaki elini hafifçe çekerek genç kızın diğer elindeki valize uzanırken huysuzca mırıldandı.


“ Niye duymazdan geliyorsun¿!” Şehrazat muzipçe gülümseyip omuz silkmişti.


“ Öyle her seslenene dönüp baksaydık ohoooo...” Genç kızın eğlenircesine söyledikleriyle İskender’ in de yüzünde memnun bir ifade belirmişti.


“ Artık eve uçarak girip çıktığını düşünecektim.” Koca adamın sözlerini anlamamıştı Şehrazat.


“ Neden¿!”


“ Kaç gündür seni görebilmek için takip ediyorum ama bir türlü denk getiremedim.” İskender’ in bir çocuk masumluğunda dudaklarından dökülenler Şehrazat’ ın yüzünü aydınlatırken cevapladı koca adamı.


“ Antalya’ da bir fuar vardı. 3 gündür oradaydım.” Gülen gözleri İskender’ e dönerken mırıldandı. “ Sen beni mi görmek istedin¿” Şehrazat’ ın sorusu geldikleri evin önünde durmaları ile İskender’ in derin bir nefes almasına sebep olmuştu. Bakışlarını karşısındaki kızın yüzüne doğru çeviren koca adam her milimini özlemle incelerken dudakları aralanmıştı.


“ Rüyalarımda görmek yetmiyorsa demek ki...”


Ferman şirketteki işlerini toparlayınca vaktin daha erken olmasını fırsat bilip eve giderek dinlenmek niyetinde odasından çıktı. Asansörden inerek sokağa doğru adımladığında annesini arayıp evde eksik bir şeyin olup olmadığını sormak istemişti fakat annesinden duyduklarıyla ayakları hedefini değiştirmişti. Madem içindeki duyguları kabullenmişti, Efsun’ u kendisine katmak için bir yerlerden başlamalıydı öyle değil mi¿! Genç kadının yaşadığı acıları, çektiği zorlukları bilmenin verdiği iç sıkıntısıyla kendisine minnetten öte aşkla gelmesini istiyordu Ferman. Yaptığı iyilik yüzünden değil içindeki sevdasıyla onun olmasını istiyordu. Belki biraz fevri davranacak, biraz edepsiz olacaktı ama kesinlikle Efsun’ un duvarlarını yıkmayı başaracaktı. İskender’ in dediği gibi en büyük adımı atmıştı nihayetinde. Kendine verdiği gazla geldiği mağazayı görünce yüzünü buruşturdu Ferman. Burada çalışan hangisiydi ki acaba¿ Şu an içerde olması onun için bir şey ifade etmiyordu fakat Efsun’ un yanında olabilecek her hangi bir konuşma genç kadını kendisinden iyice uzaklaştırırdı bundan emindi. Derin bir nefes alarak besmeleyle dükkana girdi. Nuriye Hanım’ ın elini öperken annesinin yanağından makas alan Ferman, Efsun’ un bindallı denediğini duyunca onu görebilmek ümidiyle kabinlere doğru adımladı genç adam. Deneme kısmındaki bekleme alanına geldiğinde az ilerisindeki kızları fark etmeden seslendi.


“ Efsun! Çık güzelim artık! Ben de göreyim seni!” Genç kadın dışarıdaki kızların konuşmalarına öylesine dalmıştı ki duyduğu farklı sesle neye uğradığını şaşırmıştı. Gelmeyen cevapla bir kez daha Ferman’ ın sesini duydu. “ Eğer çıkmayacaksan ben yanına seve seve gelirim bebeğim.” Efsun yaşadığı panikle başka bir şeyi düşünemeden kendisini kabinden atınca kararsız bakışları ile Ferman’ la burun buruna geldi. Ferman’ ın bakışları karşısında gördüğü Efsun’ un üzerinde beğeni ile gezinirken genç kadının gözleri Ferman’ ı görmesiyle öfke kusar hale gelmişti. Sonunu düşünmeden Ethem’ e yaptıkları, bunu yaparken neyi amaçladığının bilincine varmasının üzerine bugün duyduğu şeyler Efsun’ u Ferman karşısında barut fıçısına çevirmişti. Biraz ilerilerinde onları şaşkınlıktan kocaman olmuş gözleriyle izlediklerini alttan attığı bakışlarla gören Efsun’ un sinirleri iyice gerilirken Ferman genç kadını inceleme işini bitirmiş, öfkeden çakmak çakmak olmuş bakışlarına nihayet göz bebeklerini çıkartabilmişti. Neye kızdığını az çok tahmin ettiği kadına doğru bir adım atan genç adam aynı zamanda kaldırdığı eliyle Efsun’ un açıkta kalmış gerdanına parmaklarının tersiyle tüy gibi dokunmuştu. Efsun’ un teni alev aldığında hemen elini kaldırıp Ferman’ ın göğüslerinin kıyısında duran elini avuç içine hapsederken gözlerini koskocaman açmıştı.


“ Ne yaptığını sanıyorsun¿!” Kızların hala kendilerini izlediklerinin bilinci ve öfkesinin hala varlığını koruması sebebiyle Efsun’ un sesi sıktığı dişleri arasından tıslarcasına dökülürken Ferman muhteşem gülümsemesi ile genç kadının göz bebeklerindeydi. Kendi elini tutan Efsun’ un elini dudaklarına yaklaştırıp ateş gibi bir öpücüğü genç kadının tenine hediye ettiğinde dudaklarını araladı.


“ Sanki fazla mı açık¿” Genç adamın sessiz tutmaya çalıştığı mırıltısı az önce kendisi hakkında atıp tutan kızlara kadar ulaştığında Ferman için varsayımlarda bulunan eski sevgilisi dumura uğramıştı! Efsun genç adamın öpücüğüyle yine iradesinin sınır dışı kaldığını hissederken Ferman’ ın sesi kulaklarına dolduğunda ufakça yutkunup kendi içine doğru fısıldadı.


“ Fermuarı kapatamadım...” Duyduğu sözlerle zaten el ele olduklarından Efsun ile beraber geri kabine giren Ferman’ ın yaptığı anlık hareket genç kadının artık tahammül sınırlarının çok üzerine çıkmıştı. Yalnız olduklarının bilinciyle yine de duyulmamak için sessiz olmaya özen göstererek tısladı genç adama.



“ Ne yapıyorsun sen¿!” Efsun’ un gerçekten öfkelendiğini anlayan Ferman da ciddileşmişti.


“ Affedersin.” Efsun, Ferman’ ın hemen attığı geri adım ile daracık kabinde bir elini burun kemerine kaldırıp sıkarken diğer elini beline dayamıştı. Kapattığı göz kapakları ile bir kaç derin nefesi ciğerlerine yolladığında yalnızca yarım metre ötesindeki adamın kokusunu almak hiç iyi değildi. Sakinleşmek adına biraz daha öyle bekledikten sonra hiç yeri olmamasına karşın bir an evvel bu konuşmayı yapmazsa olayların hiç de istemediği yerlere gideceğinin sinyallerini çok net bir şekilde alan Efsun yer ve mekan kavramını hiçe sayarak konuşmaya başladı.


“ Ethem’ e ne yaptığını öğrendim. Sana kızmakla minnet duymak arasında sıkışmış durumdayım. Sayende oğlumu kaybedebilirdim fakat görünen o ki verdiğin göz dağı işe yaramış lakin dava hâlâ devam ediyor. Bu kadar cüretkar olabilmen için sana her hangi bir ümit vermiş olduğumu düşünmüyorum ancak eğer böyle bir düşünceye kapıldıysan lütfen sil bunları aklından!” Ferman duyduğu kelimelerle an be an kararan suratına engel olamazken kaşlarını çatmaktan da geri durmamıştı.


“ Yani¿” Ferman’ ın soran sesi ile bu kez Efsun bakışlarını keskinleştirip karşısındaki adamın gözlerine dikmişti.


“ Yani bu evlilik ile ilgili herhangi bir beklentin varsa olmasın!” Ferman’ ın öfkesi sesine yansımıştı adeta.


“ Beklenti¿!” Ferman’ ın sorgular tavrı devam ettikçe Efsun’ un da öfkesi su yüzüne çıkıyordu.


“ Bu evlilik benim oğlumu almam için bir tiyatro. Bunu daha önce sana izah etmeye çalışmıştım. Biz asla birlikte olmayacağız!” Son cümlesini söylerken istemsizce yanakları yanan Efsun’ daki renk değişimi Ferman’ ın dikkatinden kaçmazken genç kadına fark ettirmeden gülümsedi.


“ Aynı evi paylaşacağız.”


“ Evet ama...”


“ Ama...” Efsun’ un gözleri utançla kapanmış, söyleyeceği sözleri Ferman’ ı görmeden dillendirmişti.


“ Asla sevişmeyeceğiz!” Efsun’ un sözleri kendisini iyice kızartırken Ferman’ ın yüzündeki sırıtmayı görse kesinlikle tırnaklarıyla genç adamın suratına imzasını atardı. Bunu bilen Ferman sesini dümdüz tutmaya çalışarak devam etti konuşmaya.


“ Anladım. Seks yapmayacağız.” Efsun başını aşağı yukarı sallayarak genç adamı onaylarken Ferman bir kez daha mırıldandı. “ Sevişmeyecek miyiz¿ Seks mi yapmayacağız¿” Efsun duyduklarıyla gözlerini irice açıp karşısındaki adama bir kez daha baktı.


“ Bana kelime oyunu yapma!”


“ Asla öyle bir niyetim yok! Yalnızca senin ne demek istediğini anlamaya çalışıyorum!” Ferman’ ın ciddiyetle söylediklerini Efsun hızla kesti.


“İkisi de aynı şey!” Ferman iyice Efsun’ un burnunun dibine sokulup konuşmaya başladığında bakışları genç kadının dudakları ve göz bebekleri arasında gidip geliyordu.


“ Değil! Seks, Latince bir kelime olup İngilizce’ de cinsiyet anlamında da kullanılabilmektedir. Doğada var olan bütün canlı türlerinin yaşamalarına ve üremelerine devam edebilmeleri için tıpkı yemek, içmek, dinlenmek gibi genlerine kodlanmış bir iç güdüdür. Oysa sevişmek duygu ile yapılır.” Sözlerine devam edebilmek için bir elini havaya kaldıran genç adam karşısında tutulup kalmış Efsun’ un şakağına işaret ve orta parmağının tersiyle dokundu. Genç kadının yeniden kapanan gözleriyle sözlerine devam etti.“ Gözlerde başlar. Dudaklarda alev alır. Yürekte kavrulur. Cennette son bulur.” Söylediği her kelime ile parmakları Efsun’ un üzerinde gezinen Ferman’ ın son durağı işaret parmağı ile gösterdiği genç kadının sol göğsünün üzeri olmuştu. Ferman’ ın duran hareketi ile titrekçe göz kapaklarını aralayan Efsun yutkunarak mırıldandı.


“ Yapamam...” Efsun’ dan çıkan tek kelimelik cevap ile Ferman omuzlarını düşürüp kabinden çıkarken genç kadının onun bıraktığı dokunuşlarının yangınıyla baş başa kalmıştı. Biraz soluklandıktan sonra kendini daha iyi hissedince üzerini bir çırpıda değiştirip kendisini dışarı attı. Elindeki kıyafeti dışarıda ilk gördüğü görevliye teslim edip teyzelerinin yanına ilerlediğinde Ferman’ ın hâlâ gitmemiş olduğunu görünce az önce yaşadıkları anlar yeniden zihninde canlanmıştı. Genç adam kolay olmayacağının elbet farkındaydı ama Efsun’ un son sözleri mıh gibi saplanmıştı yüreğine. Genç kadının yalnızca erkeklere karşı ördüğü duvarlarının olduğunu düşünürken aslında aşka karşı tövbeli olduğu gerçeği ile yüzleşmesi oldukça sarsmıştı Ferman’ ı. Anneleri ile sohbet ederken arkasında hissettiği titreşimlerle bakışlarını o tarafa doğru çevirdiğinde Efsun’ un buz gibi bakışlarıyla karşılaşmıştı. Her zaman olduğu gibi gardını kuşanmıştı yine genç kadın. Onun bakışlarını fark ettiğinde gülümsemeye başladı Ferman. Madem Efsun Hanım tiyatro oynamak istiyordu, Ferman da zevkle ona eşlik ederdi.


“ Karar verebildin mi sevgilim¿!” Efsun şaşkınlıktan bir kez daha tutulurken Nevin Hanım ve teyzesinin ikilinin arasındaki diyaloğa gülümseyerek iştirak etmeleri genç kadının itirazını da bertaraf etmişti. Yalnızca olumsuz anlamda salladığı kafasıyla karşısındaki adamı cevaplamakla yetinen Efsun’ a karşı Ferman biraz daha ileri gitmeyi çok görmemişti. Ondan biraz uzakta duran kadının elini eline alarak parmaklarını geçirip sımsıkı tutarken bedenini de ona doğru tek adım da ilerletmişti. Annelerinin yanında sesini çıkartamayacağının bilinciyle şakağına da bir öpücük kondurmayı ihmal etmeyen Ferman’ ın ne yapmaya çalıştığını artık sistem dışı kalan beyniyle algılayamayan Efsun’ un sesini çıkartmamasının tek sebebi genç adamın yanındayken devre dışı kalan mantığı ya da Nevin Hanımların varlığı değildi. Mağazalarda duyduğu konuşmaların içerisinde yarattığı duygu karmaşasına verdiği iç güdüsel tepki olarak genç adamı kendisinden uzaklaştırmamıştı Efsun. Saniyede değişen düşünceleri ve hissettiklerinin yorgunluğu ile sessizce bu alış veriş faslının bitmesini beklerken Ferman’ ın gelmesi ile yaşlı hanımların bu kez takı bakmak isteği üzerine daha çilesinin dolmadığını da anlamış oldu. Yakınlardaki kuyumculardan arkadaşının dükkanına bayanları götüren Ferman yol boyu Efsun’ un elini bırakmamıştı. Genç kadının sessizliği kendisini ürkütse de vazgeçmeye niyeti olmayan tarafı bu durumu boş vermeyi seçmişti.


Girdikleri mağazada hanımlarla birlikte modelleri inceleyen Ferman’ ın Efsun’ un bakışlarının birinin üzerinde fazlaca oyalanması üzerine kendileriyle ilgilenen görevliden onu vitrinden çıkartmasını rica etti. Buraya kadar her şey normal ilerlese bile seti kutusundan çıkartan adamın Efsun’ a doğru hamle yapacağını anladığı anda iş çığırından çıkmıştı. Birden bire adamın genç kadına doğru uzattığı bileğini bir mengene misali sıkıştırırken çatılı kaşlarıyla bakışlarını şahin misali görevlinin gözlerine dikmişti.


“ Sen hayırdır ya¿!” Ferman’ ın tıslarcasına sesine görevlinin acıdan kızaran suratı eklenince Efsun hemen müdahale etti. Elini Ferman’ ın adamın üzerindeki eline koyarken yalvarırcasına fısıldadı.


“ Yapma! Rezil oluyoruz!”








bölümler geç geliyo farkındayım ama inanın yazdıkça paylaşıyorum. siz de benden yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmezseniz çok memnun olurum. yeniden buluşuncaya dek beni özleyin anacıııımmmm 💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻💃🏻

EVE DÖNÜŞWhere stories live. Discover now