21. bölüm

704 60 7
                                    


merhabalar sevgili okurcanlar...

sitem etmek hiç hakkım değil biliyorum. ayrıca huyum da değildir ancak yine de bu satırları yazmaktan kendimi alamıyorum. yaklaşık 2.5 aydır bölüm paylaşamıyorum. özel hayatım çok çalkantılı bir dönemden geçiyor ve inanın iki kelimeyi bir araya getirecek gücüm olmadı bu zaman zarfında. neredeyse 4 yıldır bu platformdayım. yarısı okuyarak geçti kalan yarısını da kendi yazdıklarımla geçiriyorum. sözlerim asla sitem değil ama kırıldığım bir kaç konuyu sizlerle paylaşmazsam da rahat edemeyeceğim. yazdığım dönem boyunca hiç bir zaman oy ya da yorum için kota koymadım fakat her zaman sizlerle yorumlarınız sayesinde kitap hakkında konuşmaktan ne kadar hoşlandığımı da belirttim. dün sayfamdan bir duyuru paylaştım ve 148 takipçime karşın geri dönüş sağlayan okuyucum yalnızca 3 oldu. peki neden böyle oluyor¿ evet farkındayım herkes burada yaşamıyor ama bildirimi gördüğünüzde de geri dönmek bu kadar mı zor¿ ya da bu kadar uzun zaman bölüm paylaşmadığımda yeni bölüm ne zaman diye sormak bu kadar mı zor¿ size de hak veriyorum, sıkıştırmak, saygısızlık yapmamak için sormak istemiyor da olabilirsiniz lakin merak ettiğinizi yazdığınız bir kaç yorumun belki de beni motive edebileceği hiç mi aklınıza gelmiyor¿ bu söylediklerimden artık kota koyacağım gibi bir düşünceye asla kapılmayın. ilk kitabım DELİ SEVDA' dan beri söylerim, kitabımı tek kişi dahi okuyor olsa ben onun için burada bölüm paylaşmaya devam edeceğim ve düzenli paylaşım yapamadığım için böyle bri şeyi size dayatacak yüzüm yok bunun da bilincindeyim ama lütfen iki kelime de olsa YORUM yaparsanız gerçekten bana çok büyük bir motivasyon sağlarsınız çünkü ben kitaplarımı yazarken o kadar büyük bir heves ve heyecanla yazıyorum ki sizlerden geri dönüş alamadıkça içim buruluyor inanın ki... bir nevî hevesimi kursağımda bırakmamanızı rica ediyorum sizden...

buyrunuz efenim sizi bölümle başbaşa bırakayım artık... sürçü lisan ettiysem affola...

       

                                 21. bölüm


“ Tabii evleniriz!”


“ Hayır ne evlenmesi¿!” İkilinin aynı anda verdiği tepkilerle başları birbirlerine dönmüştü. Efsun’ un gözleri öfke ateşiyle doluyken Ferman gayet rahattı.


“ Ya sen ne dediğinin farkında mısın¿!” Genç kadının tıslayan sesine rağmen Ferman söylediğinin arkasındaydı.


“ Aklım yerinde çok şükür!” Efsun ellerini saçlarından geçirirken bir hışımla ayağa kalkmıştı.


“ Abi başka bir yolu olmalı!” Salih Bey Efsun’ un sorusunu yanıtlayamadan Ferman araya girdi.


“ Ne yolundan bahsediyorsun Allah aşkına¿! Götünü siktiğimin ibnesinin istediği zaten onunla uğraşmanken hangi yoldan bahsediyorsun sen¿! Madem Kartal’ ı görmenin en kısa yolu bu evlilik ben kabul ediyorum¿!” Efsun genç adamın küfrüyle onun da sinirlendiğini anlıyordu lakin bahsettiği şey olacak gibi değildi.


“ Bakalım ben seninle evlenmeyi istiyor muyum¿!” Efsun’ un devam edecek olan konuşmasını bölen şey Salih Bey’ in yüksek perdeden attığı kahkaha olmuştu. İkilinin şaşkın bakışları odağına avukatı alınca sırıtarak onları süzdü Salih Bey.


“ Vallahi bence siz olmuşsunuz zaten! Nikah formalite olmuş olacak herhalde!” Efsun, Salih Bey’ in sözleriyle hırsla çantasını alıp bürodan ayrılırken Ferman da onun arkasına takılmıştı. Apartmandan çıktıklarında ancak genç kadını kolundan yakalamıştı Ferman.


“ Evlenmek istemiyorsan o zaman o yavşaktan şikayetçi olacaksın!” Ferman’ ın önüne geçerek dile getirdikleriyle kaşları çatılan Efsun hâlâ genç adamın elinde olan kolunu hızla kurtardı.


“ Ne demek istiyorsun¿!”


“ Sana saldıranın eski kocan olduğunu anlamamam için salak olmam lazım.” Efsun tam itiraz etmek için ağzını açacağı sıra Ferman’ ın öfkeli sesi genç kadını sekteye uğratmıştı. “ Canına kast ediyor ama sen şikayetçi olmuyorsun! Boşanırken seni suçluyor ama sen karşı dava bile açmamışsın! O herif senin hayatını zehir etmeye çalışırken sen neden bütün bunları sineye çekiyorsun Efsun¿! Neyini koruyorsun o götverenin¿!” İçeride öğrendiklerinin üzerine Ferman’ ın dudaklarından dökülen suçlamalar Efsun’ un sınırına gelmişti.


“ Ben oğlumdan başka kimseyi korumuyorum! Ne sanıyorsun sen¿! Ben Ethem’ den şikayetçi olup da suçunu ispat edinceye kadar rahat bir nefes alacağımı mı¿! Adam kilometrelerce öteden gelip ağzımı burnumu dağıtabiliyorken üçüncü sayfa haberlerine konu olup oğluma bu yıkımı yaşatmayacağım! Bana bir şey olunca Kartal’ ın yaşayacağı acının üzerine bunun sorumlusunun babası olması gerçeğinin ağır yükünü oğlumun omuzlarına bırakmayacağım!” Ferman elleri ceplerinde genç kadını yanıtladı.


“ O zaman evleniyoruz!” Efsun, sinirden kahkaha atmıştı.


“ Ferman delirme!” Artık Ferman da öfkesine yenik düşüyordu yavaş yavaş.



“ Delirtme o zaman Efsun! Delirtme güzelim!”


Ferman arkasında bıraktığı Efsun’ dan sonra soluğu sahil kenarında almıştı. Kendisini denizin kenarında duran taşların üzerine attığında gözlerini kapatarak suyun tuzlu kokusunu ciğerlerine doldurdu. Bir süre sonra bakışlarını gün ışığına kavuşturduğunda kahkaha atmıştı genç adam. Durdu ve bir kahkaha daha patlattı Ferman.


“ Harbiden evleniyorum lan!” Kendi sözcükleri kulaklarına dolduğunda yüreğini yoklamıştı. Ne bir huzursuzluk, ne bir garipseme ne de bir tuhaflık vardı gönlünde. Oysa yıllardır evlilikten köşe bucak kaçıp gününü gün eden kendisi değil miydi¿ Annesinin yıllardır “ En azından çocuk için evlen!” baskılarının üzerine babasının “ Bundan baba falan olmaz! Ömrü billah eli şeyinde gezer ancak!” azarlarıyla geçen yaşlarına karşın evliliğin düşüncesini bile semtine uğratmamıştı. Ona göre evlilik aşkla yapılmadığı sürece esaretten farksızdı ve şimdi düştüğü durum kendi düşüncelerine ironi niteliğindeydi. Şimdilik ailesine bir şey söylememeye karar verirken artık sakinleşmiş olmasını ümit ettiği Efsun’ un yanına doğru ilerlemeye başlamıştı.


Efsun, giden Ferman’ ın arkasından yol arayan yaşlarını özgürlüğe kavuşturarak amaçsızca sokaklarda dolaştı bir süre. Hıçkırıklarını çıkmak için uğraştıkları yerde zapt etmeyi başarsa dahi göz yaşları hunharca bir hızda yüzünü yıkıyorlardı. Ne zaman yıkılmayacağım, diye güç toplamaya çalışsa kader daha büyük bir darbeyle karşısına çıkmıştı. Şimdi de yıkılmayacaktı fakat dayatılan şey öyle iğrençti ki ne kendisine ne de Ferman’ a bu durumu yakıştıramıyordu. Efsun için evlenmek problemdi... Ucunda Kartal olduğunu bilirken bunu kabul etmemek kendisiyle çelişmesine sebep olsa dahi bu gücü kendisinde bulabileceğini hiç zannetmiyordu. Kaldı ki Ferman’ ı da bu bataklığa sürüklemek istemiyordu. Genç adamın az önce büroda olan tavırları gözlerinin önüne doluştu... Kendisinden önce onun itiraz etmesi gerekmez miydi¿ Oysa adam sanki bunu bekliyormuş gibicesine hemen durumu kabullenmişti... Düşünceleri arasında boğulurken telefonun sesiyle kendisine geldi genç kadın. Çantasında sesini duyurmaya çalışan cihazı eline aldığında gördüğü isimle bir kaç nefesi burnundan alıp ağzından vererek sesini düzeltmeyi başardığını umut edip aramayı yanıtladı.


“ Efendim oğlum¿” Kartal annesinin sesini duyunca yine cıvıldamıştı.


“ Nasılsın annecim¿”


“ İyiyim annem. Sen nasılsın¿”


“ Ben de iyiyim.” Kartal’ ın tereddütlü sesi Efsun’ u tedirgin etmişti.


“ Hayırdır Kartal¿ Bir şey mi oldu¿”


“ Anne hafta sonu ben İstanbul’ a gelmesem olmaz mı¿ Sen de yoksun nasıl olsa...” Efsun’ un kaşları çatılırken bu kez içini bir merak almıştı.


“ Sen bilirsin anneciğim de neden gelmek istemiyorsun¿” Kartal annesinin görmeyeceğini bilse bile dudaklarını dişlemişti.


“ Gelmek istememek değil... Babamın hafta sonu Trabzon’ a sevkiyatı varmış. Cuma akşam yola çıkıp Pazar günü akşam geri dönecekmiş. “ İstersen sen de gel.” dedi.” Genç kadın Ethem’ in amacını anlamıştı. Bunu da öyle güzel kılıfına uydurmuştu ki aşağılık pislik, Efsun’ un karşı çıkmak için tek bir sebebi yoktu. Kartal’ ın seyahat etmeyi ne kadar çok sevdiği delikanlıyı tanıyan herkes tarafından biliniyordu, hele de gece yolcuğu daha da hoşuna giderdi. Efsun emindi ki Ethem bunu bilerek kullanmıştı. Annesinin uzun sessizliğini karşı çıkmasına yoran Kartal hafif buruk mırıldandı.


“ Tamam annem. Üzülme sen. Ben teyzemlerle konuşup hafta sonu programını ayarlayınca sana haber veririm. Sen ne zaman geliyorsun¿” Efsun oğlunun sesiyle kendisine geldi.


“ Çok az kaldı oğlum. Sen hafta sonu babanla gidebilirsin. Ben dönünce nasıl olsa bol bol görüşürüz.” Annesinin izin vermesine o kadar çok sevinmişti ki sesindeki tehlikeyi fark edememişti Kartal.


“ Yaşa anaların şahı!” Oğlunun sevinç nidasıyla gülümsemeler eşliğinde görüşmeyi sonlandırmışlardı.


Efsun yine kendi düşünceleri eşliğinde eve gelip kendisini duşa atmıştı. Boşa koyuyor dolmuyor, doluya koyuyor almıyordu... Duştan sonra bir kez daha Kartal ile konuşup aynanın karşısına geçti. Üzerindeki bornozu usulca kaydırınca çıplak vücudunda bakışlarını gezdirdi genç kadın. Kartal’ la yüz yüze görüşememesinin sebebi olan suratındaki morluklar ve yara izleri geçmeye yüz tutmuşken vücudundaki darbelerin izleri hâlâ capcanlıydı. Elleriyle yaralarının üzerinde dolaşırken göz pınarlarından hayal kırıklıklarını salıverdi Efsun. Ne hayallerle evlenmiş, neler yaşamıştı... Bir evliliği yürütebilmeyi başaramadıkları gibi medeni insanlar gibi ayrı kalmayı bile başaramamışlardı... 16 sene olmuştu boşanalı ancak Ethem kendisiyle uğraşmaya hâlâ devam ediyordu. Oysa Efsun, Kartal’ ın okula başladığı ilk günden sonra bir daha ne eski kocasıyla ne de onun ailesinden biriyle görüşmüştü. Mümkün mertebe onun karasularına girmeden oğluyla bütün iletişimine devam etmişti... Bu yüzdendi zaten başına gelenleri hazmedemeyişi... Bu yüzdendi zaten gönlündeki kırık can parçaları... Belki de Ferman haklıydı... Ethem ile onun istediği gibi dişe diş mücadele etmeliydi... Diğer taraftan da Ethem’ in kendisinden zaten böyle bir hamleyle ona karşılık vermesini beklediğini de biliyordu genç kadın. Göz kapaklarını araladığında her zaman olduğu gibi çok ağladığı için gözlerinin elâsının yeşile kaçtığıyla karşılaştı. Kendi göz bebeklerine bakarken derin bir nefes alıp mırıldandı.


“ Savaşacağım...”


Üstüne bir şeyler geçirdikten sonra bir iki lokma atıştırdı Efsun. Vakit daha erkendi ancak verdiği kararla yarın yeniden Salih abi’ siyle görüşmeliydi ve bu yüzden erken yatmaya karar vermişti. O işlerini hallederken telefonunun bir kaç kez çaldığını duymuştu ancak oralı olmadı. Kartal ile konuşmuştu, bu saatte onun aramayacağını biliyordu. Bedeni gibi beyni de yorgundu ve kimseyle uğraşacak takati yoktu. En son ısrarla çalan alete dayanamayıp eline aldığında cevapsız çağrıların çoğunun Ferman’ dan olduğunu gördü. Bu kez komple kapattı telefonu. Işıkları kapatıp yatak odasının yolunun tuttu.


Ferman paldır küldür Efsun’ un kapısına dayanıyormuş gibi olmamak için telefonla haber vermek istemişti lakin aramalarının hiç biri yanıtlanmamıştı. Bu kez de içini mesken tutan merakına yenik düşen genç adam kız kardeşini arayarak Efsun’ un evde olup olmadığını kontrol etmesini istemişti. Efsun, Sevda’ nın aramasını da cevapsız bırakmıştı lakin balkondan karşı daireye bakan genç kız Efsun ablasının evin içerisinde olduğunu görmüştü. Ferman’ a haber verdiğinde abisinin, “ Emin misin¿” sorusuna; “ Abi kör değilim. Evdeki Efsun abla işte! İnanmıyorsan gel kendi gözlerinle gör!” diyerek çıkışmıştı Sevda. Ferman en son aramasını evlerinin balkonundan yaparken Efsun’ un gerçekten de oturma odasındaki masada bir şeyler yediğini ve çalan telefona göz ucuyla bile bakmadığını görmüştü. Yaşadıkları kolay şeyler değildi genç kadının Ferman bunun farkındalığıyla bu gecelik onu rahat bırakmaya karar verip odasına geçmişti.


Ertesi gün Salih Bey ofisinin önünde onu bekleyen kadınla şaşırmıştı. Bu kadar çabuk karar vermesini beklemiyordu doğrusu. Ofise geçmek yerine genç kadının koluna girmesine izin verip sahildeki pastaneye doğru adımlamıştı. Efsun akşam aldığı kararı karşısındaki yaşlı adama anlatırken Salih Bey de akşam onun için yaptığı araştırmayı anlatmıştı.


“ Bak kızım akşam bu tarz davaların hemen hepsini araştırmaya çalıştım. Elbette emsal teşkil eden davalar var fakat senin durumun biraz sıkıntılı.” Genç kadının çatılan kaşlarıyla masadaki Efsun’ un elinin üzerine kendi elini koyarak güç vermek istercesine sıkıp öyle devam etti yaşlı adam. “ İlk davanızda da Ethem böyle bir suçlamada bulunmuş lakin sen hiç bir karşılık vermemişsin, hatta kabullenircesine onun bütün şartlarına boyun eğip velayeti ona bırakmışsın. O zamanki durumunu anlıyorum ancak kendini toparladıktan sonra da böyle bir girişimin olmamış. İlk sıkıntımız bu... Diğerine gelecek olursak yurt dışı yerleşimin... Kendi ülkenle hiç bir bağın kalmamış. İkametgahını bile iptal ettiğin için vatandaşlığın düşmüş. Mücadele etmek istersen tabii ki ben her zaman yanındayım ama çok zorlu bir süreç.” Efsun başını ağır ağır sallarken usulca fısıldadı.


“ Peki diğer seçeneğim¿” Salih Bey hafifçe gülümseyerek açıklamaya çalıştı.


“ Eğer evliliği kabul ederseniz ilk duruşmadan önce mutlaka resmi bir adım atmanız gerekli. Bu tarz davalarda evlenen çiftleri mutlaka denetliyor sosyal hizmet yetkilileri. Kaldı ki Ethem ve avukatının bu evliliğin düzmece olduğunu, yalnızca velayet için imza attığınızı ortaya sürmesi muhtemel. Bu iddialarına karşın mahkemeye delil sunmamız önemli...” Efsun anlamadığını belli ederek araya girdi.


“ Yani...”


“ Yanisi şöyle kızım. Normal bir çift evlenirken neler yapar¿ Kız istenir, nişan takılır, kına, düğün ya da nikah her neyse... Bu adımları atmanız hakimi ikna etmeniz için önemli. Ayrıca kıyılan nikahla aynı evde ikamet etmeniz ve senin Ferman’ ın nüfusuna geçmen de önemli. Eş durumundan vatandaşlık baş vurun kısa sürede cevaplanır.” Salih Bey’ in anlattıkları ile Efsun’ un kararı iyice netleşmişti. Evet kararını vermişti lakin ne yapacağını hâlâ kestiremiyordu. Salih Bey genç kadının düşündüğünü anlayınca yenden ellerini Efsun’ un elleri ile birleştirip hafifçe sıkarak gözlerini birleştirmişti. “ Efsun, uzun yolu seçebiliriz, ki bence Ethem de bunu bekliyor senden. Senin nasıl güçlü ve kendi ayakları üzerinde durduğunun farkındalığıyla evliliği asla tercih etmeyeceğini düşünmüş olmalı. O ihtimali düşünmüş olsa bile bu evliliğin senin için bir prangadan farksız olduğunu bilerek ortaya atmıştır muhtemelen. Tercih senin... Dediğim gibi ben her koşulda yanındayım kızım...” Efsun başını aşağı yukarı sallarken sordu.


“ Ne kadar zamanım var¿”


“ Ben bugün Manisa Adliyesi’ ni arayarak dava zamanı ile ilgili bilgi almaya çalışacağım lakin hızlı hareket etsen senin için daha iyi...”


Efsun, Salih Bey’ in kalkması ile bakışlarını denize çevirip derin bir nefes aldı. Çantasından gelen sesle kaşlarını çatıp eline aldığında telefonunu bulması için biraz kurcalaması gerekmişti. Telefonu nihayet bulduğunda arama sonlanmış fakat yeniden çalmaya başlamıştı. Arayanı görmesi ile bunun bir işaret olduğunu düşünüp verdiği karardan iyice emin olmuştu.


Aradan geçen yarım saatten sonra karşısında oturan Ferman’ ın üzerinde bakışlarını gezdirdi Efsun. Genç adam konuşma boyunca Efsun’ un bakışlarından gözlerini çekmemişti.


“ Ne gerekiyorsa yaparız.” Efsun, Ferman’ ın aramasını cevaplayıp yanına gelmesini söyledikten sonra genç adam onu fazla bekletmeden yanına gelmişti. Geldiğinden beri Salih Bey’ in anlattıklarını ve yapmaları gerekenleri bir bir açıklarken Ferman’ ın hâlâ bir tepki vermemiş olmasını mecburiyetine yordu Efsun. Genç adamın havalara uçmasını elbette beklemiyordu lakin en azından olumlu ya da olumsuz bir tepki verebilir gibi geliyordu. Onun içini rahatlatacağını düşündüğü öneriyi ortaya sundu.


“ Önce Kartal’ la konuşacağım. Onun kabul etmesi benim için çok önemli. Eğer ki oğlumun en ufacık bir olumsuz tepkisi olursa sonu ne olursa olsun bu işten vazgeçerim.” Ferman’ ın onaylayan baş sallayışıyla Efsun kısacık bir an nefeslendi. “ Daha sonrasında Salih abinin hazırlayacağı evlilik sözleşmesini imzalayıp ailelerimize söyleyebiliriz.” Ferman, Efsun’ un bütün anlattıklarını can kulağıyla dinlerken hiç itiraz etmemişti. O, dün oturup düşünmüş ve kararını vermişti lakin aklının kıyısından köşesinden geçmeyen şeyin Efsun’ un dillendirmesi öfkelenmesine sebep olmuştu genç adamın. Çatılan kaşlarıyla oturuşunu dikleştirdi Ferman.


“ Sözleşme derken¿” Efsun, Ferman’ ın iki gündür vermediği tepkiyi nihayet açığa çıkarmasıyla rahatlayarak sözlerine devam etti.


“ Nikah kıyıldıktan sonra birbirimizin yalnızca vatandaşlık hakkından faydalandığımız hakkında bir belge...” Genç kadının gevşeyen vücut hatlarıyla rahatladığını anlayan Ferman ise duyduğu her kelime ile sinir küpü olmuştu. Ürkütücü bir sessizlikle oturduğu sandalyeden ayağa kalkarken dudaklarından dökülen sesi adeta tıslıyordu.


“ Sen Kartal’ la konuşunca bana haber verirsin.”



Pimi çekilmiş bomba gibi giden Ferman’ ın arkasından Efsun da ayaklanmıştı. Hafta sonu Kartal’ ın babasıyla gideceği aklına gelince oğluyla konuşma işini 2 gün daha ertelemesi gerektiğini fark etti. Bir yerden başlaması gerektiğini düşünürken kızları evine toplamakta karar kıldı. Mesaj uygulamasına girip Şehrazat, Özge, Sevda, Emine ve Zeynep’ e akşam toplanmak istediğini belirten mesajı yazdıktan sonra biraz sakinleşebilmesi için sahilde yürümeye başladı. Efsun’ un yanından ayrıldığından beri Ferman’ ın öfkesi bir türlü dinmemişti. Tamam, normal bir evlilik yapmadıklarının kendisi de farkındaydı ancak genç kadının bu olaya duygusuzca bir iş anlaşması gibi yaklaşması da sinirini körüklemişti. Genç kadının zor bir durumda olduğunun bilinciyle o biraz daha Polyanna olmaya çalışmıştı lakin Efsun buna bile müsaade etmeyecekti anlaşılan. Ferman’ ın kendisini bu kadar doldurmasının bir diğer sebebi de genç kadına hissettiği ancak adına bir türlü karar vermediği duygularıydı. Aşkı tanıyordu Ferman. Kendisini neye çevirdiğini, kalbini nasıl çarptırdığını... Bu duyguların çoğunu yaşamıştı lakin Efsun’ un gelişinden itibaren beyni, bedeni ve yüreği bambaşka bir şekilde senkronize olmuştu sanki.


Durağa geldiğinden beri kimseyle konuşmayan Ferman kendisini izleyen arkadaşından habersiz bir bardak çay doldurup arka taraftaki bahçeye çıkmıştı.


“ Hayırdır lan¿ Kaç gündür ne oluyor oğlum sana¿” İskender, Ferman’ ın garipliğine daha fazla dayanamayarak yanına gitmişti. Ferman karşısındaki adama bakarken aslında olanları birine anlatmaya ne kadar ihtiyacı olduğunu anlamıştı.


“ Efsun’ la evleniyoruz kardeşim...”





oy ve yorumlarınızı eksik etmeyiniz ❤

EVE DÖNÜŞWhere stories live. Discover now