0.5. Bölüm

4.2K 142 31
                                    

Esas bölümü yayınlamadan önce ana karakter Esin'i biraz tanımanızı istedim.

Dersin başlamasına daha 10 dk. Var. Okulun koridorlarında zaman geçirmek için boş boş dolanıyorum. Tek başıma… Genelde olduğu gibi… Peki, ama ben kim miyim?

 Ben Esin Avcı.1.63 boyundayım normal kilodayım ve beyaz tenliyim. Uzun ve dalgalı kahverengi saçlarım var. Ve kahverengi gözlerim… Ankara’ da mimarlık 2. Sınıf okuyorum. Yurtta kalıyorum. Ailem Bursa’da yaşıyor. Gurbette okumak zor iş ama bir şekilde alışıyor insan ne yapalım. Babam diş hekimi annemse psikiyatrist. Ha bir de abim var, o da babamın izinden gidiyor. Okulunda son senesi.  Aramızda kalsın pek anlaşamayız kendisiyle. Klasik kardeş ilişkileri bilirsiniz işte. Siz de fark etmişsinizdir sağlıkçı bir aile sayılırız. Şey… Sanırım ben biraz farklı gibiyim ha. Bizimkiler çok istedi tıp okumamı ama ne biliyim ısınamadım bu fikre. Mimarlık okumak istediğimi söylediğimde sen nasıl mutlu olacaksan dediler. Çoğu aile çocuğu illaki kendilerinin istediği bölümü okusun isterler ama bizimkiler sağ olsun benim fikirlerime hep önem veririler.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum ama en başta dramatik bir şekilde yalnız takıldığımı söylemiştim. Küçükken arkadaşlarım arasında sevilen biriydim hep. Büyüdükçe gruplaşmalar ortaya çıkıyor haliyle. Ve herkesin yakın arkadaşları oluyor. İşte ben ne zaman yakın arkadaş edinsem ya bir yere gitmek zorunda kaldı ya da bir şekilde benden uzaklaşıp başkalarıyla takılmaya başladılar. Anlayamadığım şey bunun neden olduğuydu. Ben kötü biri miydim ki herkes benden uzaklaşıyordu?  Annem öncelikle kendimde bir şey olup olmadığını sonra başkaları için aynı şeyi yapmamı söylerdi. Bense hiçbir sorun bulamazdım. Sürekli yakın arkadaş bulma çabasındaydım fakat her seferinde ya bana uygun birilerini bulamadım ya da hep 3. Kişi oldum. Siz 3. Kişi olmanın nasıl bir şey olduğunu bilir misiniz? Ben çok iyi bilirim.  Her yerde kuyruk gibisindir. O 3 kişiden 2si bir gruptur ve sen yine yalnızsındır… Ben hep yalnızdım, hala yalnızım…  

Küçükken içimde bir ağaç olduğunu hayal ederdim. Üstünde bir sürü yaprak hatta rengârenk çiçekler olan. O ağaç bendim yapraklar ve çiçeklerde arkadaşlarım. Zamanla döküldü çiçekler. Olsun! Dedim. Bir sürü arkadaşım olacağına yakın arkadaşlarım olsun. Her sonbaharda onlarda döküldü ancak. Ben her seferinde beni sevdiklerini düşünürken onlar beni bıraktı. Her seferinde yalnız kaldım. Sonra sonbaharı daha çok sever oldum. Yalancı arkadaşlarım olacağına hiç olmasın daha iyi dedim.  Kendimi kandırdığımı biliyordum. Herkes ister çevresinde onu önemseyen kişiler olmasını. Belki de yanlış eşleştirme yaptım. Dökülen yapraklar bendim belki de... Her arkadaşım gittiğinde benden bir şeyler koptu. Kimseye güvenim kalmadı. Daha sonra bastılar yaprakların üzerine um ufak oldum ve hiç düşünmediler bunu yaparken bir zamanlar dökülen yapraklarında canlı olduğunu… Şu anda arkadaşlarım var tabi ki ama hiç birine tam olarak bağlı değilim çünkü her seferinde üzüldüğüm için kimseyle sağlam bağlar kurmuyorum. Bir de yurttaki oda arkadaşım Hilal var sanırım bu şartlar altında en yakın arkadaşım sayılabilecek tek kişi o. Hilal aynı üniversitenin eczacılık fakültesinde okuyor. Acayip derecede deli dolu bir kız.  Bazen iyi ki oda arkadaşım o diyorum çünkü benim karamsar ve sessiz oluşuma iyi geliyor.

Tamam, tamam o kadar da kötü durumda değilim. Sonuçta dünyada onca olay varken benim yalnız olmamın hiçbir önemi yok değil mi? Ayrıca daima arkamda olan ailem ve okumam gereken bir okulum var. Ahh nasıl unuturum? Kitaplar… Bana iyi gelen yegâne şey. Boşluk bulduğum her an kitap okurum ben. Çünkü eğer bir şeyleri unutmak istersem yardımcı olur bana, herkesten uzaklaşmak istediğimde de öyle…  Bölümümünde verdiği bir şeyle çizimim fena değil eskiden zamanım oldukça bir şeyler çizerdim ama şu sıralar pek mümkün olmuyor. Malum derslerden pek fırsat kalmıyor. Anca ödev mödev için işte. Hay Allah zaman geçiriyim derken derse geç kalacağım. Sizi sıktım dimi biraz? Kusura bakmayın. Böyle sıradan bir hayat işte benimki de. Yani sanırım öyle. Yoksa… Değil mi?

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin