13. Bölüm

1.7K 105 5
                                    

Sıkıcı bir pazartesi gününde merhabaa...

Belki hikayeyi okuyup biraz neşelenirsiniz?

Bugün Harun'un doğum günü... Şarkı bölümde geçiyor, isterseniz dinleyebilirsiniz. Daha fazla uzatmayıp sizi hikayeyle başbaşa bırakıyorum iyi okumalar...

Bugün sabah uyandığımda kendimi iyi hissediyordum. -Hayret nasıl oldu bu?-Hazırlanırken fark etmeden şarkı mırıldanmaya başlamışım. Bu tabi ki de Hilal'in gözünden kaçmadı. Bana tek kaşını kaldırarak baktı ve "Sende bugün bir şeyler var" dedi. "Yok canım... Ne olacak, kendimi iyi hissediyorum da ondandır" dedim. Hilal buna inanmamıştı "Hı hı" dedi. "Neyse sonra konuşuruz, çıkalım artık" diye devam etti. "Tamam" dedim, çantamı alıp kapıya doğru ilerledim. Tam merdivenlere yönelmiştik ki "Bir dakika hediyeyi unuttum" deyip koşarak odaya döndüm.

Masanın üstündeki hediyeyi alıp geri geldim. "Tamamdır gidebiliriz" dedim ve inmeye başladım. Hilal'in gelmediğini fark edip arkama baktım. Kollarını bağlamış beni izliyordu. Şaşırmıştım "Bir şey mi oldu?" diye sordum. "Sen normalde bir şeyleri unutmazsın" dedi. Yavaş yavaş yanıma geldi. "Şarkı mırıldanmalar, unutkanlıklar filan sen aşık mı oldun?" dedi. Ama böyle pat diye söylenir mi abi yaa. "Ne, kim, ben mi? Saçmalıyorsun" dedim. "Niye panikledin öyleyse?" dedi sinsi sinsi sırıtarak. İstemsiz bir şekilde yutkundum. Gözünden de bir şey kaçmıyor hani. "Ya boş konuşmayı bırak otobüsü kaçıracağız" deyip kolundan tuttum ve onu da kendimle beraber götürmeye başladım.

~~

Okula girdik. Hilal arada bana bakıyordu ancak ben fark etmemiş gibi etrafa bakınıyordum. Eczacılık fakültesinin önüne geldiğimizde Esma yanıma geldi "Esin sende mimarlık tarihi notları tam mı?" diye sordu. Sana da merhaba sana da... "Evet" dedim. "Ya ben geçen gelmemiştim ya hani, o günün notlarını bir fotokopi çektirsek" dedi. "Tamam, gidelim hadi" deyip Hilal'e gülümseyerek el salladım. O ise işaret ve orta parmağını önce kendi gözlerine sonrada benimkilere doğrultup gözüm üstünde hareketi yaptı. Anlaşılan kurtuluşum yoktu. Anlatmak istesem anlatabileceğim ilk kişi oydu ancak bahsi geçen kişi onun kuzeniydi. Bu yüzden ne tepki vereceğini bilmiyordum.

~~

Öğle arası geldiğinde prova odasına gitmek için kalktım. Malum doğum günü partisi... Harun yanıma gelip "Nereye gidiyorsun?" diye sordu. Ne demeliyim ne demeliyim? Hah "Kızlar tuvaletine" dedim. Hafif yüzü kızarmıştı ama ne yapayım benimle gelemeyeceği tek yer orasıydı. "Tamam, o zaman sonra görüşürüz" dedi. Böylece ben de prova odasına gitmeye devam ettim.

~~

Girdiğimde önce yakalandıklarını sanıp donakaldılar. Benim geldiğimi anladıklarında Sarp "Esin sen miydin?" dedi. Sanki çok önemli bir şey atlatmış gibi rahatladı. Sonra Berk'e dönüp " Oğlum ben çok kasıldım" dedi. Berk yüzüne bakıp "Ne saçmalıyon lan yine, neye kasılıyon?" dedi. Sarp ise "Abi ne biliyim kaç gündür çaktırmıycam diye Harun'la konuşmuyorum, koridorda görsem yönümü değiştiriyorum" dedi. Bunun üstüne Özgür'ün kahkahası ortamdaki sessizliği doldurdu. Biz de gülmüştük ama o baya dikkat çekmişti. Herkes ona baktı. O ise toparlamak için "Oğlum doğum günü için o kadar stres yapılır mı? Çocuğun çakmayacağı varsa da çakar." dedi...

~~

Masanın üstünü açık büfe donatmışlardı. "Vay be kim yaptı bunları?" diye sordum şaşkınlıkla. Berk "Sarp'ın annesi ve benim annem bir şeyler yaptı işte, Özgür'de pastayı aldı." Dedi. "Ya ben de elim boş geldim böyle, keşke benden de bir şeyler isteseydiniz" dedim. Özgür "Gerek yoktu baksana biz hallettik" dedi. Sonra da Berk 'e "Harun'a acil prova mesajı attın mı?" dedi. Berk'se telefonu eline alıp "Şimdi atıyorum" dedi. "Acil prova mesajı ne?" diye sordum saf saf. Sarp "Yakın zamanda konserimiz olduğunda fazladan prova yaparız. Acil prova yani" dedi. Demek ki yakın zamanda konserleri vardı. Özgür " Pazar günkü konseri biliyorsun değil mi?" diye sordu şüpheyle. Bilmiyordum. Etkinlik duyurularına hiç bakmazdım. Ben cevap veremeden aniden kapı açıldı ve Hilal soluk soluğa içeri girdi. Etrafa bir göz atarak sanırım Harun'un olup olmadığına baktı. "Ahh geç kaldığımı zannedip koştum" dedi. Belli oluyordu.

Aslında tam zamanında gelmişti. Yaklaşık 20 sn sonra Harun'da içeri girdi ve "Mesajı yeni al..."derken sözünü iyi ki doğdun şarkısı kesti ancak bu biraz farklıydı. Çünkü Sarp gitar, Berk bateri çalıyordu, şarkıyı da Özgür söylüyordu. İyi doğdun şarkısının en cool versiyonuydu. Harun'un şaşırdığı her halinden belliydi.

~~

Pastayı keser kesmez hediye faslına geçtik. Sarp "Yaa ne aceleniz var pastayı yiyeydik bi" dedi. Harun ona gözlerini kısarak baktı "Bütün hafta benden gizlemek için mi kaçıp durdun?" dedi. Sarp'ta "Ama ne yapıyım ağzımdan kaçırsaydım bunlar beni linç ederlerdi." Dedi. Berk ellerini kaldırıp "Yapardık o da bir gerçek" dedi. Herkes güldü.

Özgür, Sarp ve Berk Harun'a yeni bir gitar almışlardı. Bunun üstüne hediyeyi vermeye baya çekindik. Hatta vermesem mi? Diye düşündüm. Ancak o çok anlamlı ve tatlı olduğunu, çok beğendiğini söyledi.

~~

Berk'le Hilal iyi mi anlaşıyordu bana mı öyle geliyordu? Kafedeki küçük çaplı tartışmadan sonra aralarının bozuk olacağını düşünmüştüm. Arada sırada onlara bakıyordum. Zor zamanlar için benimde Hilal'e karşı kozum olmalıydı.

Çocuklar sahneye çıkıp Harun için ufak bir gösteri yaptılar. İt's my life şarkısını söylüyorlardı. Hilal farkında olmadan "Çok tatlı yaa" dedi. Bakışlarını takip ettiğimde Berk'e baktığını gördüm. "Hilal?" dedim imalı bir şekilde bakarak. Bana bakınca anladığımı fark etti ancak hiç istifini bozmadı "Ne var canım güzele bakmak sevaptır" dedi. Höh yani, bir de çekinmeden söylüyor. Tamam, itiraf ediyorum bende çaktırmadan Özgür'e bakıyor olabilirim...

Şarkı bittiğinde birlikte alkışladık. Ben tam bir şeyler yerken Harun bana seslendi. "Efendim?" dedim ona merakla bakarak. Elime bir gitar tutuşturdu. "Benim için bir şarkı çalar mısın?" diye sordu. Sarp " Vay anasınıı sen gitar çalmayı biliyor muydun?" dedi. Bense Harun'a dönüp "Sana söylemiştim, unutmuşumdur" dedim ve bana acı der gibi baktım. Herkesi geçtim Özgür'e rezil olacaktım. Harun "Unutmamışsındır basit bir şeyler çal "dedi ve beni kaldırıp sahnedeki sandalyeye oturttu. Özgür gelip elime bir nota defteri verdi. Giderken de göz kırptı. Allah'ım bana göz kırptı...

Sarp "Daha dün annemizin filan da olur sorun değil" dedi sırıtarak. Kafamı kaldırıp hiç komik değil bakışı attım. Harun "Oğlum kazık kadar adam oldun hala saçma sapan konuşuyorsun" dedi. Defteri şöyle bir karıştırdığımda Ogün Şanlısoy'un Saydım şarkısını gördüm. Gitar çalmaya başlayanların ilk şarkılarından biriydi zaten. Onu çalmaya başladım. Bitirdiğimde hepsi alkışlıyordu. Bende kısa bir selam verip sahneden indim. Çok iyi olduğumu söylediler ancak bu doğru değildi. Arada yanlış notaya bastığımın farkındaydım.

~~

Bu kutlamadan sonra derse girmek eziyetten başka bir şey değildi. Odadan Hilal, Harun ve ben birlikte çıktık diğerleri ortalığı toparlamak için kaldılar. Yardım etmeyi teklif ettim ancak çok bir şey olmadığını hemen hallolacağını söylediler. Aslında ben daha çok Özgür'le biraz daha zaman geçirmek için teklif etmiştim. Neyse...

Hilal veda edip kendi fakültesine doğru yol aldı. Biz de Harun'la sınıfa gidiyorduk. Harun "İlk konuştuğumuzda hiç değilse 1 konserimize geleceğini söylemiştin" dedi. Onu kafamla onayladım. "Öyleyse Pazar günkü konsere davetlisin" diye devam etti...

Bölümü nasıl buldunuz? Her zamanki gibi oy ve yorumlarınızı bekliyorum.Bir sonraki bölümde Harun ve Esin'in projeleri bitecek. Berk ve Hilal arasında bir şeyler mi var acaba? Hepsi ve daha fazlası yarın wattpad'de iyi akşamlar... ;)

KÜTÜPHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin