34.Bölüm

32.9K 1.8K 1.3K
                                    


Yağızın odada olmadığını fark eden Begüm kafayı yemişti. Hemen oteldeki görevlilerden güvenlik odasının kartını isteyip kameraları izlemeye koyuldu.

Çağrı da bu esnada adamlarına talimat vermiş Yağızı aratıyordu. Bu sırada da Begümün yanında elinden geleni yapmaya çalışıyordu.

Kameradan gördükleri üzere Yağız tek başına -1 deki otoparka inmişti. Bunu görür görmez Begüm ve Çağrı apar topar güvenlik odasından çıkıp asansöre bindiler.

Begüm o kadar stresliydi ki yerinde duramıyor ya dudaklarını ısırıyor ya tırnaklarıyla uğraşıyordu.

"Sakin ol biraz."

"Nasıl sakin olayım? Tek başına küçücük çocuğun orda ne işi var? Ya biri kaçırdıysa? Ya biri bir şey yaptıysa? Onu tek bırakmamalıydım."

Çağrının yüzünde gülümseme oluşmuştu ancak Begümün arkası dönük olduğu için kendisini göremiyordu. Begümün klasik anne telaşı onu nedensiz yere keyiflendirmişti.

"Bulucaz onu. Başına bir şey gelmez merak etme. Ben böyle bir şeye müsade etmem."

Asansörün kapısı açılınca büyük otoparkta asansörün sesi yankılandı. Begüm koşar adınlarla otoparkta ilerliyor bir yandan da arabaların arasına bakıyordu.

"Yağız! Nerdesin?"

Begüm tekrar tekrar seslense de cevap gelmiyordu. Çağrı da peşinden Begüme göre daha yavaş adımlarla dikkatlice bakınarak ilerliyordu.

"Burdayım!"

Çıkan ses duyulamayacak kadar kısık olsa da büyük otoparkta yankılandığı için Begüm hemen sese ilerledi.

Begümün akmakta olan göz yaşları oğlunun sesini duymasına rağmen dinmemişti. Ne zaman ağlamaya başladığından kendinin bile haberi yoktu.

Begüm kendi arabasının yanına oturmuş uykuyla uyanıklık arasındaki oğlunu görünce büyük bir nefes verdi. Hemen yanına dizlerinin üzerine çöktü. Yağız da ağlıyordu. Uzun süredir ağladığı da belliydi. Gözleri şişmişti.

Begüm oğluna kavuşmanın verdiği mutlulukla sıkı sıkı oğluna sarıldı. Bir müddet öylece durdu.

Bu sırada Çağrı da yanlarına ulaşmış uzaktan onları izliyordu.

"Oğlum?"

Yağızın bakışları annesine döndü.

"Ne işin var burda? Neden odada değilsin?"

"Sen demiştin ki eğer beni bulamazsan olduğun yerde bekle. Ben de büyük iki çubuk bekledim (10 dakika) sen gelmedin. Babam gibi gittin sandım. Arabanın yanına geldim. Eğer gidersen beni de götür diye. Ama burda da değildin. Sabahki yaramazlığım yüzünden beni sevmediğin için gittin sandım. Özür dilerim anne. Bir dahakine söz tüm yemekleri yicem."

Yağız sanki annesini ikna etmezse onu bırakacakmış gibi hızlı hızlı konuşmaya başladı. Yağızın da Begümün de ağlaması artmıştı. Begüm ne diyeceğini bilemedi. Böyle düşünmesi bile Begümü kahretmişti.

Begüm Yağızı kucağına alıp ayağa kalktı.

"Anneler çocuklarını asla bırakmaz. Seni asla ama asla bırakmayacağım annecim. Sakın böyle şeyler düşünme."

Çağrı da bu durumu kaşlarını çatmış izliyordu. Bu çocuğu bırakıp giden adama sayısız küfür etti. Bir insan kendi çocuğunu nasıl bırakır ki diye düşündü.

Begüm ağlamasını durdurmaya çalıştı. Yağızın yanında ağlamak pek huyu değildi.

"Seni seviyorum anne!"

Aysar +18Where stories live. Discover now