Date ¹⁷

6.4K 731 615
                                    

Chan ve Minho arasındaki soğukluğu sınıfın tamamı iliklerine kadar hissederken, aksi gibi hoca derste ödül olarak sözlülerden birine yüz vereceğini söylediği bir soru sormuştu ki sınıftakilerin çoğu cevaplayamamıştı.

Jisung zaten soruyu pas geçerken Minho sorunun çözümünü yazıp önüne itti. "Cevapla."

"Hayır, bu çok haksızlık olur."

"Biraz daha beklersen Chan cevaplayacak, cevapla şunu." Minho sessizce konuşurken Jisung yutkunarak çözüme baktı. Yavaşça elini kaldırırken Chan konuşmaya başlamıştı.

Çözümü anlatırken, yaptığı ufak bir hatadan dolayı yanlışını bulunca sırıttı Minho.

Jisung, defteri onun önüne ittirdi. "Ben bu sorunun çözümünü anlamadım, sen anlat."

"Beni delirtiyorsun." Elini kaldırdığında hoca direkt ona söz hakkı vermiş, Minho soruyu açıklarken Chan'ın yaptığı hataya da değinerek yerine oturmuştu.

Hoca onu tebrik edip defterine adını not aldığında zil çaldı.

Sınıftaki gürültü bir anda artarken Hyunjin arkasına dönmüştü. "Başa mı sarıyoruz? Haksızlık ya, benim minik kuşum Chan'la daha yakın."

"Hyunjin, bu bir gruplaşma değil." Minho arkasına yaslanırken, Seungmin hiçbir şey demeden kalkıp gitmişti.

Changbin gelip onun yerine otururken, Jisung daha önce hiç konuşmaya fırsat bulamadığı için oldukça şaşırmıştı.

"Selam."

"Selam." Hyunjin ve Minho aynı anda karşılık verirken, Jisung sessiz kalmayı seçmişti. Biraz korkutucu görünüyordu Changbin.

"Ortalık karışık, anlatın bakayım ne oldu?"

"Chan'la zıt düştük yine bir şey olduğu yok." Minho olayı geçiştirirken, çünkü temelinde yatan kişi Jisung'dı ve onun üzülmesini istemiyordu, Changbin zeki ve iyi bir gözlemci olduğu için Jisung'a döndü.

"Seungmin'in kapalı kalmasından sen mi sorumlusun?"

Jisung dudağını dişlerken başıyla onaylamıştı. Changbin arkasına yaslanıp, kollarını çaprazladı. "Vay be, Minho ilk defa birisi için karşısına Chan'ı alıyor."

"Dayak saatin gelmiş herhalde senin. Yürü git müziklerini dinle." Minho göz devirirken Jisung kaşlarını çatarak ona döndü. "Bekle, benim yüzümden mi kavga ettiniz?"

"Kavga etmedik."

Jisung göz devirerek sorusunu düzeltti. "Benim yüzümden mi zıtlaştınız?"

"Hayır."

"Evet, benim yüzümden zıtlaşmışsınız. Düzelteceğim bunu." Jisung sıradan kalkacakken Minho elini bacağına koyup durdurdu. "Hayır, düzeltmiyorsun."

"Neden?"

"Düzeltmiyorsun işte. Piçin tekiyle arkadaş olmayı istemez." Hyunjin gözlerini kocaman açarken Jisung anlamamıştı. "Sana bunu mu dedi?"

"Ne farkediyor? Öyleyim zaten."

"Minho, öyle olmadığını biliyorsun. Yetim olman piç olduğun anlamına gelmiyor." Changbin müdahale ederken Jisung dudak büzdü.

"Piç ne demek?" Hepsi şaşkınlıkla ona dönerken Jisung omuz silkti. "Ne demek olduğunu söyler misiniz?"

"Şey... Bunu uygun bir dille açıklayamayacağım sanırım." Changbin geri adım atarken Jisung Hyunjin'e döndü. "Söylesene."

Silent°  [ MinSung ]Where stories live. Discover now