Start ²⁴

6.2K 668 639
                                    

Jisung, zıplayarak attığı basketle oyunu aldıklarında koşarak Minho'ya sarılmış, Minho da onu belinden kavrayıp elini başına koyarak heyecanla konuşmuştu.

"İşte bu be!"

"Biz kazandık!" Jeongin heyecanla konuşarak yerinde zıplarken Hyunjin de onu kendine çekince Chan potadan çıktıktan sonra yakaladığı topu yere atmıştı.

"Nasıl kazanabilirsiniz ya?"

"Felix toptan kaçıyordu." Changbin göz devirirken Felix dudak büzdü. "Çok sert ama."

Jisung başıyla arkadaşını onaylayıp serçe parmağını kaldırdı. "Çok acıyor."

"Ne zaman parmağına çarptı?" Jisung dudak büzerken başını iki yana salladı.

"Bilmiyorum ama acıyor." Jisung'ın elini tutup küçük parmağını öperken gülümsemiş, yanağını da öpüp çocuktan ayrılmıştı. "Geçer birazdan."

"Masalda mıyız amk?" Changbin göz devirirken Jisung dil çıkardı. "Öküz müsün ya git işine! Mağara adamı."

"Minho'nun sevgilisisin diye bir şey demiyorum."

"Sıkıyorsa desene." Jisung alayla konulurken Minho gülerek göz devirdi. "Uğraşma."

"Ama öküz. Felix'i bile göremiyor." Salonda bir sessizlik oluşurken Jisung elini ağzına bastırdı. "Hassiktir."

"Bravo salak." Hyunjin göz devirerek sevgilisiyle spor salonundan çıkarken Jisung Minho'nun kolunu tuttu. "Hadi kaçalım."

"Jisung, bittin sen." Felix hızla arkadaşının peşinden koşarken Jşsung çığlık atarak koşturmaya başlamıştı.

"Felix! Felix, Felix! Ya! Yanlışlıkla oldu yemin ederim bilerek söyle miyim? Azıcık salağım ben, Ah! Felix!" Jisung, kendisini yakalayıp minderlere düşürerek saçlarını çekiştiren arkadaşının elinden kaçmaya çalışırken Felix onu gıdıklamak için uğraşıyordu. "İmdat!"

"Ne imdat ya! Sus hak ettin." Felix, arkadaşını gıdıklamaya başladığında Seungmin ve Chan gülerek salondan ayrılmıştı. Minho, sevgilisinin tepesine dikilirken Changbin de kapıya yürüyordu. Aniden durup elindeki çantasını omzuna asarak geri dönmüş, Jisung'ı gülmekten ağlatacak kadar gıdıklayan genci bileğinden tutup kaldırmıştı. "Benimle gel."

"Ne?"

"Gel işte. Görüşürüz Minho." Minho sessizce elini kaldırarak onaylarken Changbin Felix'i de peşinden sürükleyerek kapıdan çıkarmıştı.

Jisung, nefesini düzene sokmaya çalışırken Minho gülerek yere, dizlerinin üzerine oturmuş, Jisung'ın saçlarını geriye ittirmişti. "Çeneni tutamıyorsun."

"Unutuyorum hep."

"Saf mısın salak mısın hala çözemedim ama halledeceğim.  İyi misin?" Jisung başıyla onaylarken Minho onu belinden tutup kaldırmış, gözlerini kocaman açmıştı. "Ne kadar çok terlemişsin."

"Kuru birazdan. Kıyafetim yok başka." Minho gencin tişörtünün eteklerini kavradı. "Benim hırkamı giy, çok ıslak bu."

"Nesin sen? Dünyanın en mükemmel erkek arkadaşı mı?" Jisung kollarını havaya kaldırıp Minho'nun tişörtünü çıkarmasına izin verirken Minho tişörtünü dizine koyarken eğilip dudağını öptü. "Annenin izin verdiğinden emin miyiz?"

"Evet, yanımda sen olacak için endişelenmiyormuş. Hehe." Jisung sevgilisinin hırkasını giyip, fermuarı çektiğinde Minho tişörtü katlayıp kendi terli kıyafetlerinin arasına bırakarak ayağa kalkmış, sevgilisini de kaldırıp çıkış kapısına yürümüştü.

Silent°  [ MinSung ]Where stories live. Discover now