"final"

234 29 28
                                    


Olivia rodrigo - drivers licence

Son mektup da, ait olduğu yerdeydi.

Minik bebeğine yazdığı mektup üzerindeki elbisenin cebindeydi.

Şimdi ise Jisu, ait olduğu yere gitmeliydi.

Babasının kaza yaptığı yola sürdü.

Tek bir arabanın geçebileceği kadar küçük bu yolda karşıdan gelen bir arabayla çarpışmadığı sürece kaza yapamazdı.

Bunu yaparsa kendi önemsiz ölümü için birilerine zarar vermiş olurdu.
Bu kesinlikle Jisu'nun isteyeceği en son şeydi.

O yüzden biraz ilerideki köprüye, yani şehrin elektrik santralinin bağlı olduğu baraja sürdü.

Araba sürmekten deli gibi korkan Jisu'nun bu kadar yolu düzgün bir şekilde gelmesinin tek sebebi ölümün getirdiği soğukkanlılık yahut korkusuzluktu.

Hayatına giren insanları tek tek düşündü.

Na Jaemin; ilk aşkı.

Sonsuza kadar onu bekleyeceğini düşünürdü hep.

Asla ayrılmayacaklarını, mutlu olacaklarını söylerdi.

Oysa şimdi...

Yoktu.

Şu an korkusuzca kendini düşündüğü zaman fark ediyordu , yıllardır unuttuğuna emin olduğu Jaemin'i hiçbir zaman tam anlamıyla unutamadığını.

Belki aşık değildi fakat, o her ne kötülük yaparsa yapsın derinlerde bir sızı olarak kalacaktı.

Hangisi olduğunu bilmediği, izlediği dizilerin birinde başrol adam ilk aşkı olduğu kadına şu sözlerle ifade ediyordu; "Sonu ne kadar kötü biterse bitsin, bir kadın ilk aşkını asla unutamaz."

Ne kadar da güzel anlatmış öyle değil mi?

Keşke bıraktığı hıste güzel hissettirseymiş.

Lee Minhyuk'a gelince sıra pek kötü bir anı gelmiyor aklına, o hep iyi bir arkadaş, temsili bir ağabey, ağlanacak omuz ve her daim yardım ve desteğini esirgemeyen ve öyle olmamasına rağmen bir kız arkadaş.

Ona kesinlikle kızgın değildi, fakat kırgınlıkları vardı.

Aylardır hiç telefon açmaması, gelip gitmemesi hatta Jisu'nun aramalarına cevap vermemesi gerçekten de genç kızın uzun zamandır kendi kendine boğuştuğu depresyonun en büyük etmenlerindendi.

Çünkü onun yokluğunda tamamıyla yalnız hissediyordu.

Fakat tüm bunlar yüzünden Minhyuk'u suçlayamazdı.

Lee Minho; ise tam anlamıyla iyi bir eşti. İlgisini esirgemez, çok zeki ve fazla başarılı bir adamdı.
Bebeğinin babası o olduğu için eğer doğsaydı çok iyi bir baba olacağına da emindi.

Fakat Minho, yakışıklılığı ve sivri zekasıyla çok dikkat çeken biriydi.
Jisu, içten içe hep Minho'nun yanına yakışmadığını düşünürdü.

Nitekim Minho'da, kendisine en fazla 4 sene dayanabilmişti.

Şu an çok çok güzel bir kadınla birlikte onu aldattığı için canı çok yansa da bunun için ona kızmak istemiyordu.

"Ben onun için yeterince güzel değildim..."

Jisu'nun bilmediği ve hayatını değiştirecek şey ise Minho'nun, Jisu'ya gerçekten çok aşık olduğuydu.

watashi wa  益  na jaemin † choi jisu ✓Where stories live. Discover now