Ꮚ 12

262 37 15
                                    


♪ Pass this on - The Knife

Not: Hikayeye bundan sonra bazen Jisu'nun anlatımı ile devam edebilirim bazende eskisi gibi ilahi bakış açısı ile yazılmaya devam edebilirim^^

Bu arada nasıl gidiyor sizce?

Bir eleştiriniz ya da tavsiyeniz varsa buraya bırakabilirsiniz 🤍

•••

✿ Jisu

Ayaklarım büyük bir ihtimal avukatım olacak adamın odasına yalnız başına ilerken içimde oluşan tedirginliğe engel olamıyordum.

Bunun ilk sebebi Minhyuk'un beni yalnız bırakmak zorunda kalmasıydı.

Diğeri ise tanımadığım insanlara karşı fazlasıyla çekimser oluşumdu özellikle de bu kadar özel ve gurur kırıcı bir meseleyi bilen birine.

Minhyuk'un gidiş sebebine gelirsek ki bu hala tüm sinir köklerimin gerilmesine neden oluyordu.

Heejin'in, tüm yaptıkları pislik yetmezmiş gibi bir kağıt parçasını bulamadığını öne sürerek Minhyuk'u acilen şirket denen o kötülük yuvasına çağırıyor oluşuydu.

Bu sırada ben kapalı olan telefonumu açmıştım ve Jaemin adlı şahıstan yüzden fazla mesaj ve arama bildirimleri ile karşılaşmıştım.

Hala beni arayacak yüzü nasıl buluyordu kendinde, utanmadan o kirli satırlarına adımı nasıl yazabiliyordu ya da samimiyetsiz özürleriyle nasıl mesaj atabiliyordu aklım almasa da onu bana ulaşabileceği her yerden engelleyerek biraz da olsa daha iyi hissetmiştim.

Şimdi ise elim, altın isimliğin üzerinde italik bir şekilde "Lee Minho" yazan kapının kolunu kavramış içeri girmek için kendine gememi bekliyordu.

Kapısını tıklatarak, "girin" komutunu beklemiş ve aldığım cevapla yavaşça gıcırdayan kapı kolunu indirmiştim.

Karşımda yirmilerinin sonunda, siyah saçları ve kahküllerinin alnını usulca kapattığı, beyaz tenli, oldukça eli yüzü düzgün bir beyefendi ile karşılaşmayı kesinlikle ama kesinlikle beklemiyordum.

Kendisi pekala yakışıklı ve ciddiyetinin ardında gölgelenmiş sevimli biri gibi görünüyordu.

Oturduğu koltuktan kalkarak elini bana uzatınca konuşmam ve kendimi tanıtmam gerektiği kanısına nihayet varmıştım.

"Eeee, şey ben Jisu, Minhyuk'un size bahsettiği arkadaşıyım."

"Zaten tahmin etmiştim, bugün başka birisiyle görüşmem yoktu da.

Vee ben de Minho."

O,"e" seslerini uzatmayı seviyordu galiba. Ve bu huyu bana Jaemin'i hatırlatmıştı.

Geniş bir gülümseme eşliğinde bana masasının kenarındaki koltuklardan birini göstermiş ve kendisi de koltuğundan kalkıp karşımda olana oturmuştu.

Saygılı ve kibar biriydi.

"Direkt konuya geçmek istiyorum umarım kusura bakmazsınız." diyerek söze başlamış ve devam edin der gibi eliyle beni dinlediğini belirtince devam etmiştim.

"Eşim, yani eski eşim demek istiyorum ona artık, beni aldattı ve ben ondan en kısa sürede boşanmak istiyorum."

Bir defter ve masanın üzerindeki çok zarif görünen kalemi eline alıp, soru sormuştu.

"Seni aldattığına dair bir kanıtın var mı?"

Daha bu soruyu sorduğu an bile anlamıştım işlerin benim hayal ettiğimden çok daha korkunç olacağını.

"Bir görüntü yahut ses kaydı yok ama Minhyuk'un da çalıştığı şirketteki bütün çalışanlar biliyor, ayrıca red edeceklerini sanmıyorum."

Buruk bir tebessüm ile not almayı bırakıp bana dönmüştü.

"Ne yazık ki tazminat vermemek için red edecektir."

"Tazminat felan istemiyorum, ona ait hiçbir şey istemiyorum sadece..."  Kahretsin ki gözlerim yavaştan dolmaya başlamıştı bile.

"Sadece, bir an önce boşanmak ve bu şehirden, ona ait olan her şeyden uzaklaşmak istiyorum."

"Seni anlıyorum Jisu, emin ol çokta haklısın ama sana yaptıklarını ve yıllardır emek verdiğin bu evlilikten sana ait olanı almadan ona hediye mi edeceksin?"

Üzerimdeki duygusallıktan yavaşça sıyrılarak, gözlerimi onun anlattığı gerçeklere açmıştım.

O, haklıydı.

"Galiba haklısınız ama bu çok uzun sürecektir, yıllar gerekir ve ben o kadar dayanabilir miyim emin değilim."

Avucunu açarak elini bana uzatmıştı.

"Orada devreye ben giriyorum işte, övünmeyi pek sevmem ama eğer içini rahatlatacaksa işimde fazlasıyla iddialıyımdır. Bakalım bizim gücümüze dayanabilecek mi? Bana güveniyor musun Jisu?"

Yıllardır birlikte olduğu eşim tarafından daha birkaç gün önce aldatılıp tüm güvenimin yerle bir olmasına rağmen ben karşımdaki adama sadece 10 dakikadır tanışıyor olmamızı bile göz önünde bulundurmadan güveniyordum.

"Sana güveniyorum Minho..."

┬──┬

fin du douzième chapitre

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.

fin du douzième chapitre

fin du douzième chapitre

Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou télécharger une autre image.







watashi wa  益  na jaemin † choi jisu ✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant