|•|24.Bölüm|•|Bir Canavar Yarattın

2.3K 430 59
                                    

"Dibe vurmuşum ve sen kalkmaktan bahsediyorsun..."

Geldikleri dağ evi ile arabadan inen gençler saatler süren yolculuğun böyle bir yere çıkacağını zaten tahmin etmişlerdi.

Jackson ve Mike arabada Rose ile Allia'nın tartışmasını yaptıklarından pek de keyifli gözükmüyorlardı. Tom ise ortaya attığın şeyin doğru olduğunu ispatladığı için kendisiyle oldukça gururluydu.

Ortamda en fazla garip bir duruma düşen ise Allia olmuştu.

"Ah baba!"


Bağıra bağıra ağlarken kapısını açan babası ile sinirle ellerini yastığına vurdu.

"Anlamıyorsun, para ile beni avutman hiçbir işe yaramıyor! Önceleri şişko olduğum için dışlanırken şimdi çirkin olduğum için dışlanıyorum!" bağıra bağıra söylediği laflardan sonra göz yaşlarını elinin tersiyle sildi. "Ben de anne istiyorum. O bana nasıl güzel olabileceğimi, nasıl arkadaş bulabileceğimi öğretebilirdi!"

Kendisine bakan adam ile sessizce göz yaşları daha da hızlandı. Tanrım, babasının ne suçu vardı ki?

"Özür dilerim Rose... Ben de anneni kaybetmek istemedim. "

Yatakta emekleyerek babasına ulaştığında boynuna sıkıca sarıldı.

"Biz bize yeteriz babacığım. Özür dilerim. Annem de her zaman bizimle..."

Allia'nın -Rose- huzursuzca kıpırdanan bedenine baktı ve gergince nefes aldı. Yan tarafta yatan siyah saçlı beyaz tenli kız Rose muydu şimdi?

Kevin ellerini ovuşturduğu sıra Rose'un -Allia- yumruklarını sıkıp başını iki yana salladığını görerek Brein'e baktı.

"Ne haltlar oluyor?"

Bileklerine bağlanmış beyaz, cam benzeri , kelepçeye bakarken başını iki yana salladı. Beyaz saçları savrulmuş, yanaklarına vurmuştu.

"Bizi yorma, F0." diyen garip giyinimli adama baktı.

"Lanetler! Bırakın beni! Sizi Kral'a şikayet edeceğim!" avazı çıktığı kadar bağırdığı sıra yan tarafındaki adam kahkaha atmıştı.

"Seni gidi küçük şey..." diyerek parmak uçkarına beyaz saçlarını dolamış, siyah gözlerini eğlenen bir ifadeyle yüzünde gezdirmişti. "...sen hücrende nasıl gezegenimizin bir kralı olduğu öğrendin bakalım?" dediğinde kafasını geriye atıp saçını karşısındaki adamın parmağından kurtarmaya çalıştı.

"Koğuş 378'e üç kamera daha takın. Biri kızıl ötesi olsun." diyerek ilerledikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi gülüp arkasını döndü.

"Ha bu arada..." dedi siyah gözlerini kısarak. "Bunlar..." diyerek işaret parmağını sallayarak uzay gemisinin içini gösterdi. "...Kral'ın emriydi."

Duyduğu sözlerden sonra tüm umutlarının paramparça olduğunu hissetti. Demek diğer hücrelerdeki zavallıların bundan haberi yoktu ve anlattıkları peri masalları onun da aptal konuma düşmesine sebep olmuştu.

"Sizi..." dedi dişlerini sıkarak. "...öldürmek için Kral'a ihtiyacım yoktu zaten." diyerek geriye doğru zıplamış, sağ kolunu tutan adamın boynuna kelepçeli elini dayadığı gibi ayaklarını yere basıp sırtı üstünden yere atmıştı.

Bir Canavar Yarattın Onde histórias criam vida. Descubra agora