Bir Canavar Yarattın

|•|27.Bölüm|•|Bir Canavar Yarattın

    "Işıklar ıslatır; yüzüne değdiğinde, saçına düştüğünde yüreğini ıslatır..."

   
    Genç kız  yataktan kalkıp kendisine çeki düzen verirken Brett dikkatle onun hareketlerini izliyordu.

     "Şimdi ne yapacaksın?" dedi merakla.

 
       Allia aynanın karşısına geçti. Siyah saçları geriye attı, yüzünü avuçları arasına aldı ve uzun uzun gözlerine baktı.

     "Öldüreceğim."

      Genç adam kızın ciddiyetini iliklerine kadar hissetmiş, oturduğu yataktan ayaklanmak istemişti.

     "Sen kötü bir insan değilsin Allia." dediğinde siyah gözleri maviye dönerken ruhsuzca Brett'in gözlerine bakmıştı.

     "Ben bir insan da değilim." dedikten sonra birkaç adım atıp yatağında önünde durdu. Brett ise onun bu dik duruşuna, kendine olan güvenini hayran bir ifadeyle bakıyordu. "Korkuyorsan, hoşuna gitmiyorsa, belki de benim bir canavar olduğumu kabul edemiyorsan..." dedikten sonra kapının anahtarı gürültü bir şekilde döndü ve kilit açıldı. "...gidebilirsin."

     Brett kaşlarını çatmıştı. Gitmek ya da ondan gitmek...hiç güzel bir fikir gibi gelmemişti.

  
     "Ama..." dedi Allia genç adamın üzerine yürürken. "...eğer benimle kalmayı ve her halükarda beni seveceğini söylersen..." siyah gözlerindeki mavi ışıltılar ile gözlerine baktı. "...seni asla ama asla bırakmam."

     Elini kalbinin üzerine koyup fısıldadı.

     "Velhasıl kelam, benim bırak dünyayı, evrende bile sahip olduğum en ufak bir şey yok." demiş ve bir iki adım geri gitmişti.

     "Senden başka."

     Brett, uzun uzun gözlerine baktı. Zaten hatırlıyordu, daha dün gibiydi. Evine yaralı gelişi, boğazındaki kesikler, ayaklarındaki morluklar... İşkence edildiği besbelliydi. Onun güçlü olmaktan başka hiçbir suçu yoktu. Hatta suçlu bile değildi. Tanrı, onu güçlü yaratmışsa diğerlerine neydi?

      "O zaman..." diyen Brett elini saçlarının arasına attı. "...başka erkeklere dokunma." diyerek konudan bağımsız saçma sapan bir cümle kurunca Allia kaşlarını çattı.

      "Ne?"

.
.
.

     "Tanrım görebiliyorum ve aman Tanrım!" olduğu yerde zıplarken kendi etrafında dönüp duruyor dilini sürekli dişlerinde gezdiriyordu. "Dişlerimi bile düzeltmiş!" diyerek çığlık attığında Mike ensesini kaşıyarak karşısındaki kıza baktı.

     Hay sıçayım, dedi içinden. Rose birden bire peri kızı olmuştu. Bir kere daha sıçayım, dedi. Gözü bir halt bilmiyormuş gibi sürekli kıza kayıp duruyordu.

     "Şimdi, Allia bir uzaylı değil mi?" diyen Tom  Kevin'a baktığında Kevin bıkkın bir nefes alıp başını salladı.

     "Evet, uzaylı."

      "Tanrım! Arkadaşım bir uzaylı!" diyerek çığlık atan Rose bir kez daha yerinde zıplamıştı ki tekrar ayakları yere basmadı. "Uçabiliyoru---" Dediği sıra arkadan gelen ses ile cümlesini bitiremedi.

      "Ben uçuruyorum. Sen uçamıyorsun." dediğinde Rose gülerek Allia'ya baktı.

     "Allia! Seni çok seviyorum, biliyorsun değil mi?" dediğinde Allia tek kaşını havaya kaldırdı.