|•|11.Bölüm|•|Bir Canavar Yarattın

3.3K 494 81
                                    

     "Tırnaklarımla kazıdığım adı , bulutlarınla kapatamazsın..."

       İbreti âlem.

      Belki de sırf kimin güçlü olduğunu göstermek isterdi ya da çok başka.

    Büyük balık küçük balığı yerdi.

    Çok daha fazlası.

    Ölmemek için öldürmek gerekirdi.

    Ama kendisi asla onlarla bir tutulacak biri değildi.

    İyilik ya da kötülükten birini seçemezdi. O kadar belliydi ki bu. Artık ikisinin arasında bir yerlerde yaşamak zorundaydı.

     Sebepsiz yere hiç kimseye iyilik yapamayacağı gibi, sebepsiz yere elbet kimseyi öldürmeyecekti.

       Çırpınan ve hayata hâlâ tutunma çabasında olan son kişi, Dr.Cody'den başkası değildi. Yanı başında ölmüş meslektaşlarına bakarken artık onun da son nefeslerini verme vakti gelmişti...

      Öyle kan kaybından da ölmemişti. Dili olmadığı için sürekli ağzına dolan kanını tükürememiş , yutamamıştı. Bu yüzden, kendi kanında boğularak ölmüştü.

      Allia devrilen son ceset ile oyunun bittiğini anlayınca dağılan siyah saçlarını geriye attı.

       Kevin ve korumaları ise bir kenarda korku içinde olanları izlemekten başka hiçbir şey yapamamıştı.

       Bir anda aklına gelen Brett ile olduğu yerde döndü ve arkasındaki adamları inceledi.

     Gün çoktan aydınlanmıştı.

     Adamların hiçbiri uzaylının koşup gitmesini engelleme girişiminde bulunmadı. Herkes canının kıymetini biliyordu...

      Ancak biri geri dönmeyi aklına kazımıştı.

.
.
.

      "Lanet olsun!"

       Az önceki adamların Allia'nın peşinde oldukları o kadar belliydi ki...

     Brett, telaştan ellerinin titrediğini hissediyordu. Sıcacık yatağından bir anda kalkıp ormana gelmiş olması ise çok ayrı bir mevzuydu. Bedeni soğuktan dolayı titrese bile o telaşında bu durumu fark edemiyordu.

      "Tanrı aşkına Brett! İki gündür tanıdığın uzaylının tekini neden bu kadar merak ediyorsun?"

       Kendi kendine defalarca sorsa bile asla bir cevap bulamamış olmanın verdiği hırsla çok daha hızlı yürüyordu.

       Kaç saattir dışarıdaydı kim bilir? Ya yakalanmışsa? Boynuna o korkunç tasma takılmış, işkence görüyorsa?

      Dağılmış kahve saçlarını geriye doğru tararken gerginlikle nefes alıp verdi.

      Bunları düşünmek bile istemiyordu...

      Bacaklarını yırtan çalılar, sürekli batıp duran dikenler gerçekten şu an çok sinir bozuculardı.

      "Allia!"

       Sinirle bağırıp yorgun düşen bedenimi dinlendirmek, biraz aklını başına toplamak için yıkılmış bir ağacın, geniş gövdesine oturdu.

  
       Üstü başı dağılmış, biraz da yıkılmış bir hâli vardı. Uykusundan aniden kalkıp ormana atılmış olmasının verdiği bedeninin bir tepkisi ise şişmiş göz altlarıydı.

Bir Canavar Yarattın Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang