|•|F İ N A L--1--|•|

2.4K 398 99
                                    

    "Duydun mu? Birileri kırıldıkça eksiliyor insanlıktan bir parça..."

    "Sana ne kadar para harcadığım hakkında en ufak bir fikrin yok tabii..." derken bastonunun yerde bıraktığı takırtılar ile geziniyordu. "Seni bulmak , kurtarmak ve tüm o bilimsel çabalar..." dedikten sonra buruşmuş elini kaldırdı.

     "Anlamıyorsun, tüm dünyayı iyileştirebiliriz. Kendimizi geliştirebilir,kanseri yenebilir, ilaçlar üretebiliriz." diyerek gülmüş önünden geçerken genç kıza bakmıştı.

     "Eğer amacın böyle bir şey olsaydı bunu cehennem çukurunda bozma bir yerde yapmazdın." dedikten sonra siyah gözlerini karşısındaki morukta gezdirdi. Teşekkürler Rose...

     Yaşlı adamın yüzünde korkunç bir gülüş oluştu.

     "Uzaylıların hepsi böyle zeki midir?" dediğinde  titreyen eline ve sonrasında topallayan ayağına bakan Allia güldü.

     "Kanseri yenmek?" dedikten sonra tek kaşını havaya kaldırdı. "İyileşmek?" kafasını geriye attığı sıra sırtına batan elektrikli sandalye derince bir nefes aldı. "Ölmek üzere olan adamın Tanrı'ya ettiği dua tekrar yaşamak mı?"

     Bastonunu etrafta gezdiren yaşlı adam derince bir nefes aldı ve tam karşısına geçip küçük tahtına oturdu.

      "Eğer ki Tanrı diye bir şey var olsaydı, hepimizi eşit yaratırdı. Seni bu kadar güçlü beni bu kadar zayıf değil." dediğinde Allia derince bir nefes aldı.

      "Eğer herkes doktor olsaydı, halk açlıktan ölürdü ve hiçbir doktor onları kurtaramazdı. Ve eğer ki ölümsüzlük diye bir şey olsaydı herkes ölümü arayacaktı. Mevzu kimin ne olduğu değil, kimin neye uzak olduğu. Herkes kendinden uzak olan şeye heves ediyor. Sen ben olmaya...bense sen..."

      Adam metal yüzüğünü çevirirken başını geriye attı.

      "Doğru. Peki, kim beni durduracak?" dediğinde Allia derin bir nefes aldı.

      "Sence?"

      Adamın sesli gülüşü ile kaşları çatıldığı sıra etrafa göz gezdirdi. Bembeyaz bir odanın içerisindeki. Fırlatıp atabileceği hiçbir şey yoktu. Oturduğu sandalye bile yere montalanmış garip bir maddeden yapılmaydı. Sadece bastonu vardı.

    "Çok özgüvenlisin ama haksızlık edemem. O kadar güçlü olsam ben de kendime güvenirdim. "  dedikten sonra gülümseyerek bastonuna baktı. "Bununla beni mi öldüreceksin?" dediği sıra Allia  gülümsedi.

      "Bilirsin sadece kafanı da koparabilirim." dediğinde adam kötü bir ifadeyle gülümsedi.

      "Hadi bir dene."

    
      Allia kaşlarını çatıp etrafa baktı ve kendisini durduran hiçbir şeyin olmadığını düşündü. Tam adama dönmüş ve kötü bir ifadeyle sırıtmıştı ki gözlerinin mavi olmasıyla sırtını yırtıp karnından çıkan şey ile nefesi kesildi.

    
      "S**tir..."

       Bir anda ağzına dolan kanı nefesini tutmasına sebep oldu. Sonrasında ayaklarının altındaki zemin gürültü ile kaydı ve cam bir kapsül yukarı doğru yükselmeye başladı. Sandalyede gezinen elektrik karnına saplanan metalden bedeninin içine yayılıyordu. Boynundaki damarlar şişmeye başlamıştı.

      "N-ne yapı-yorsun?" dedi nefes nefese. Cam kapsül neredeyse tavana ulaşmış ve kapanmak üzereydi.

      "Ölemeyeceğin ama derin bir uykuda olacağın çılgın bir ortam hazırlıyorum canım." dedikten sonra gülümsedi  "DNA'nı inceleyip kendimi ölümsüz yapmak istiyorum. O zaman her şeyin başına geçebilir ve sonsuza kadar mutlu yaşayabilirim." demişti.

Bir Canavar Yarattın Where stories live. Discover now