🍒32🍒

8.1K 754 260
                                    

"Arkaya doğru ilerleyelim."

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldığımda artık sabrımın sonlarındaydım.

"Abi Allahını seversen gel göster nereye ilerleyeceğimizi. Hayır yer var da biz mi ilerlemiyoruz. Burada herkes gelmiş yaşamının peşinde zaten."

"Yeğenim yer var arkada ben görüyorum."

"Bak dayı. İkimiz de insanız. Senin gözlerin boşluk falan görmüyor olsa olsa arka camı görüyorsundur. Anla artık. Boşluk yok. Ayrıca az sonra sıcaktan buharlaşacağız şu klimayı aç Allah rızası için. Olmayan trafiğin çilesini çekiyoruz bari sıcaktan bayılmayalım."

Önüne dönüp tuşa bastığında gelen serinlikle herkes bir 'oh' çekmişti.

Benim söylememi mi beklediniz hepiniz? Daha önceden serinleyebilirdik.

"Oldu mu yeğen?"

"Oldu amca."

Daha fazla konuşmadan ayakta durmaya devam ettim.

Kitabevine giderken her gün bu olayı yaşıyordum. Bu seferki şoförümüz Rüstem Amcaydı. İhsan Amca olsaydı geldiği gibi klimayı açardı.

İneceğim durağa geldiğimde düğmeye bastım. Ama sanki hiç basmamışım gibi ilerlemeye devam edince seslendim.

"Kaptan! İnecek var."

Durup kapıları açtığında sıkışık insanların arasından geçip indim.

E be abim. Ne diye bu kadar yolcu varken hâlâ yolcu alma peşindesin?

Millet içeride soluksuz soluksuz.

Çok oyalanmadan kitabevine ilerledim. İçeri girdiğimde Osman Amca'nın yanına gittim.

"Günaydın Osman Amca."

"Günaydın Kayra oğlum."

"Kutular geldi mi?"

"Geldi oğlum."

🍒🍒🍒

"Kızlar bekleyin burada ben şunların parasını ödeyeyim geliyorum."

Tanıdık gelen ses ile başımı kaldırdım.

Vişne'm gelmişti.

Yüzümdeki gülümsemeye ya da sırıtışa engel olamazken başımı tekrar önüme döndürdüm.

Kasanın üzerine bırakılan iki kitap ve para ile paketleyip poşeti uzattım.

"Güzel günlerde kullan Vişne."

Kaşlarını çatıp bana baktığında konuşmaya başladı.

"Sen? Neyse. Ayrıca Vişne demesene. Niye öyle söylüyorsun?"

"Sen bir vişne kadar ekşi ama bir vişne kadar da şirin, narin ve sevilmeye değersin çünkü."

Onunla konuşurken ağzımdan çıkan cümleleri kendim seçmiyordum. Pat diye çıkıyordu iki dudağımın arasından.

"Ben paramı da ödedim gideyim artık."

İnsan bir yere kadar kaçabilirdi. Ve sanırım Vişne'nin artık kaçabileceği sadece adımları kalmıştı.

Kasadan ayrıldığımda yerdeki katlanmış bir kağıt dikkatimi çekti.

Yerden alıp açtığımda gördüğüm not ile sinirlerim bir anda zıplamıştı.

Soner. Dün tanıştığım Yusuf'un ısınmadığım ikiziydi. Bu kadar kısa sürede nasıl bu kadar hızlı davranabilirdi?

Telefonumu çıkarıp numarayı tuşladığımda birkaç kez çaldı ve açıldı.

Vişne | TextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon