🍒Özel Bölüm - 6🍒

2.9K 226 94
                                    

"Vişne hep aynı şeyi yapıyorsun ama. Ben de yardım edeyim işte."

"Onur hadi git içeri sen."

"Olmaz. Ben de yardım edeceğim."

"Ya Onu-"

"Ya Onur yok. Yardım edeceğim."

Duydukları kıkırtı ile mutfağın girişine baktılar.

Aleda, omzunu kapıya yaslamış ikiliye bakarak gülüyordu.

"Siz harikasınız ama ya."

Tezgahın önüne geldiğinde babasına döndü.

"Baba hadi sen içeri git. Ben geldim, yardım ederim anneme."

"O zaman olur."

"Tabi ya. Benim kızım var Onur Bey. Sizden daha iyi yardım eder bana."

Kızını çenesinden tutup sevdiğinde Onur biraz alınganlıktan zarar gelmez diyerek harekete geçmişti.

"Satıldım mı ben şimdi? İyi, öyle olsun."

İçeriye gitmek için mutfaktan çıktığı sıra Gülşah ve Aleda iki yanından sarıldılar Onur'a.

"Sen satılır mısın hiç?"

Aleda gülümseyip daha da sıkı sarıldığında Onur kollarını kaldırıp sarmaladı iki can parçasını.

"Hadi bakalım koca adam. Geç içeriye biz de pastamızı yapalım."

"Tamam tamam. Kolay gelsin."

İkisinin de başlarına birer öpücük bırakıp mutfaktan çıktığında arkasında bıraktığı anne kız gülümsüyordu.

"Şarkı açalım da öyle başlayalım."

Aleda annesinin teklifine başını sallayarak cevap verdiğinde telefonunu çıkardı.

"Bu arada yazıyor mu hâlâ şu sana yazan kişi?"

"Dün babamla birlikte cevap vermiştik ya. Ondan sonra yazmadı."

"Anladım."

Aleda, atılan mesajı saklamamıştı. Ya da hemen cevap verip ardından engelleyip üstünü örtmemişti. İleride karşısına çıkarsa ailesinin üzülmesini istememiş, babası ile birlikte cevaplar vermeye başlamışlardı mesajlara.

Yakında vazgeçer düşüncesi ile tabi.

Ama vazgeçer miydi? Orası muammaydı.

Onur içeriye gitmeden mutfak kapısına gelip güzellerini izlemeye başladığından kızlar mutfağa yayılan müzik eşliğinde pasta yapmaya başlamışlardı bile.

🍒🍒🍒

"Çok güzel olmuş. Ellerinize sağlık."

"Afiyet olsun."

"Afiyet olsun."

Onur arkasına yaslandığında televizyona bakmaya başlamıştı.

Aklına gelen soru ile kızına döndü.

"Hâlâ yazıyor o mu o serseri?"

"Serseri mi?"

Gülşah, konuştuğunda elini ağzına kapatıp gülmüştü.

"Ne biliyorsun serseri olduğunu?"

"Oladabilir ama."

"Olmayadabilir ama."

"Vişnee."

"Onuur."

Biraz durup devam etti.

Vişne | TextingWhere stories live. Discover now