Tepki 6 《¥》

1.1K 29 185
                                    

UYARI: Bu bölümde c*nayet konusu bulunmaktadır, rahatsız olacaksanız okumayınız.

Seni kaçırma(hapsetme) anları(süreçleri) ve bir miktar yandere analizleri.

↼XIUMIN⇀

Onun nasıl bir yandere olduğu konusunda kararsızım. Bana bazen sanki dünyanın en yumuşak yanderesi gibi geliyor ama bazen de Yifan'dan bile daha psikopat olduğunu hissediyorum. Muhtemel olan iki senaryodan daha yumuşak ve 'pofuduk' olanı seçeceğim çünkü diğerinin fazla kanlı olma ihtimali var.

Sana bir arkadaş gibi yaklaşma ihtimali çok yüksek. Luhan ya da Baekhyun gibi ilk görüşte yandere olmayacaktır, kendisi bir ömür boyu aşka inanan birisi olduğu için seveceği kişiyi tanımak isteyecektir. Bu sebeple uzun süren arkadaşlığınız sonucunda sizin için yandereye dönüştüğünde çoktan ona tüm kalbinizle güveniyor olurdunuz. Bu da demek oluyor ki sizi bir bardak çay için evine çağırdığında itiraz etmezdiniz. Zaten haftada bir ya da iki akşam birbirinizin evine gider ve çay eşliğinde sohbet ederdiniz. Bunun da daha öncekiler gibi olacağını düşünerek yanılmıştın. Minseok o akşam için daha farklı planlar yapıyordu. Çayına bir miktar uyku ilacı katmak gibi. Tabi bunu ilk bardaktan yapmayacaktı.

İşten çıktıktan sonra kendi evine gitmeden Minseok'un evine gitmiştin çünkü zaten, yatıya kaldığın günlerden orada kalan, kıyafetlerin vardı. Üstünü değiştirdikten sonra salonda Minseok'un olduğu koltuğa otururken de eline çayını almıştın. Sohbetiniz ilerledikçe daha çok çay içiyordunuz ve saat de geç oluyordu. Daha önce pek çok kez böyle olduğu için sana göre her şey normaldi, fark etmediğin şey ise içtiğin üçüncü bardaktan sonra her bardağa bir miktar uyku ilacı konmasıydı. Senin hemen uyutacak kadar değil çünkü o zaman bir şeylerin yanlış olduğunu anlardın, birkaç bardaktan sonra seni uykunun geldiğine inandıracak ve onun evinde kalmana yetecek kadar. Sonrasında Minseok her şeyi halledecekti.

Her şey gerçekten de tam olarak onun düşündüğü gibi oldu. Saat gece yarısına yaklaşırken uykunun geldiğini zannettin ve bu geceliğine onun evinde kalabileceğini düşündün, ne de olsa beş yıllık arkadaşlığınız süresince böyle şeyler çok olmuştu. Minseok senin için hazır olan misafir odasına kadar sana eşlik edeceğini söylediğinde itiraz etmedin, uykudan(!) gözlerini zor açıyordun. Yavaşça elini beline sardığında bunu anlamadın bile, zaten birkaç saniye sonra da tamamen bilincini kaybettin.

Uyandığında misafir odasında değildin, hatta Minseok'un evinde bile değildin. Başının üzerinde fillerin tepindiğini hissediyordun, kolunu kaldıracak halin yoktu ve gözlerini açmaya çalıştığında da göz kapakların birbirine yapışmış gibi hissediyordun ve zar zor açabiliyordun.* Bulanık gördüğün ve başın ağrıdığı için Minseok'un evinde olsan da öyle olmadığını düşündüğünü sandın, muhtemelen dün çok yorulduğun ve geç saate kadar ayakta kaldığın için bu durumdaydın. Miseok'a o kadar çok güveniyordun ki bu işin altında onun parmağı olabileceğini hiç düşünmüyordun.

Sonrasında odaya gelen birisinin ayak seslerini ve kapıyı açıp kapatma seslerini duydun. Duyduğun ses ile bunun Minseok olduğunu anlamıştın ancak zaten başka birisi olma ihtimali de yoktu. "Günaydın, iyi misin?" diye sordu ilgi dolu bir sesle, ona cevap vermek istedin ama boğazının kuruduğunu ve sesinin çıkmadığını hissettin. Miseok ise sanki bütün bunları biliyor gibi senin yerine cevap verdi, bu sefer daha çok kendiyle konuşur gibiydi. "Ah doğru, ilacın etkisinde olduğun için cevap veremezsin." dedikten sonra hafifçe kıkırdadığını işittin. Gözlerini biraz daha aralamak için kendinle ve vücudunu ele geçiren ağırlık hissi ile savaştın, ne ilacından bahsetmişti o?

exo tepkiOnde histórias criam vida. Descubra agora