exo tepki

Tepki 3 《¥》{¤} ¡♤¡

Bu bölümde olan her şey hayal ürünü ve kurgudur! Üyeleri kötülemeye falan çalışmıyorum. Bu bölümde ciddi anlamda şiddet içeriği vardır. Eğer rahatsız olacaksanız lütfen okumayınız.

Bir velet gibi davrandığında şeytan ve yandere 90 line.

┗|｀O′|┛

⇱XIUMIN⇲

O zararsız görünen bir canavar. Melek yüzlü bir şeytan olduğunu anlaman uzun sürerdi ve anladığın zaman her şey için çok geçti. Çoktan seni eve hapsetmişti ve artık kötü kalpli ejderhanın kalesinde esir düşmüştün. Seni kurtaracak bir prensin vardıysa dahi ejderha onu ateşiyle küle çevirmişti çoktan. Seni esir aldığı ev şehre uzak denebilecek bir konumda ve bir kaç katlı büyük bir köşktü. Burayı bilerek seçmişti, eğer kaçmaya çalışırsan sana yardım edebilecek kimse yoktu ve koşarak şehre gidene kadar o çoktan seni avlardı. Bu kaplana av olmak istemesen de çoktan seni inine çekmişti. Bu kalenin bir de kuralları vardı, çok sert kuralları. Kurallara uymanı sana başta nazik denebilecek bir dille anlatsa da kuralları çiğnediğinde zaman da ondan bu kadar nazik olmasını beklememelisin. Sonuçta, her ne kadar sana bu yüzünü göstermekten nefret etse ve olabildiğince kaçınsa dahi, o özünde bir şeytan.

Sen ise onun sınırlarını zorluyordun. Neden inatla yapmaman gereken şeyler yapıyordun ki? Yapman gereken tek şey onu, uslu bir kızın yapacağı gibi, evinizin terasında beklemekti; bir süreliğine cehenneme gitmesi gerektiğinde seni evde yalnız bırakması gerekiyordu çünkü orada, seni elde etmek için, onunla savaşacak çok fazla kişi olacaktı. Ayrıca o ikinci kademeden bir şeytandı ve krala seni neden oraya getirdiğini açıklamak zorunda kalacaktı; eğer kral bu duruma sinirlenirse seni ondan ayırabilirdi ve o, bu riski göze alamazdı. Onu dünyadaki yaşama bağlayan bir tek senken senin de onu bırakmanı kaldıramazdı. Sen ise onun sana olan sevgisini anlamayan, şımarık bir velettin sadece. Ancak o, senin gibi bir veledi, nasıl yola sokacağını biliyordu.

Onun, cehenneme gittiği anda dünya ile olan bütün bağlantılarının koptuğunu ve buradan haber alamadığını biliyordun. Bundan cesaret alarak o gittikten sonra kaçmaya çalışmıştın ancak hesaplamayı unuttuğun bir şey vardı; bir şeytan için cehennemde geçen üç ay, dünyada sadece üç saate denk gelir. Yani sen onun dünya düzenine göre de üç aylığına gittiğini sanıyorken o sadece üç saatliğine gitmişti ve geri geldiğinde seni göremeyince ne olduğunu tabi ki de anlamıştı. Sana bir ipucu; bir şeytan -birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü ya da beşinci kademe fark etmeksizin- eğer sinirlenirse durdurulamaz olur. Seni bulması sadece bir kaç saniyesini almıştı.

Bu üç saat içerisinde her ne kadar medeniyete biraz daha yaklaşsan da tam olarak şehir merkezine gidememiştin. Seni bulduğunda ıssız bir ara sokakta yürüyordun. Koşmayı daha yeni bıraktığın, kıpkırmızı olan yanaklarından belli oluyordu. Başka bir zamanda senin yanaklarını yoğururken ne kadar tatlı olduğuna dair nidalar bırakacak bu adam bu sefer tatlı, şirin ya da insansı davranmayacaktı; onu, bunu yapmaya sen zorlamıştın. Tamamen şeytani yanını serbest bırakacak ve sana bir ders verecekti. O sırada senin ondan korkma ihtimalin dahi umurunda değildi.

Seni kolunda tutarak kendisine çevirdiğinde elinin ateş gibi yandığını hissettin. Dirseğinin biraz üzerinden tutmuştu seni ve tuttuğu yerin ateş almış gibi yandığını hissediyordun, cehennemden yeni geldiği için hala üzerinde cehennemin izlerini taşıyordu. O sırada hatırlamasa da eğer sıradan bir insan cehennem ateşine, yani onun bu kadar ısınmasına neden olan şeye, uzun süre maruz kalırsa küle dönerdi. Neyse ki seni kolundan yakaladığı gibi havalandı ve siyah kanatları ile sizi eve uçurdu, hapishanene...