Yaptığı tek şey mutfakta sizin için atıştırmalık hazırlamaktı. Bugün, uzun süredir vakit geçiremediğiniz için, pikniğe çıkmaya karar vermiştiniz. Bir anda yanında belirdin ve onun kahkaha atmasına neden olacak şekilde aegyo yapmaya başladın.
"Tanrım, çok tatlısın."
"Sevgilimden bir şeyler öğrendim." yaramaz bir tını ile konuştuğunda daha çok gülmeye başladı. Onu izlemeye başladın. Çok güzel gülüyordu. Senin için gülüyordu.
"Hey, bana öyle bakmayı kes." bir anda gülmeyi kesip demişti. Saniyeler önce kahkahalar atan adamdan böyle bir çıkış beklemediğin için şaşırmıştın. "Neden?" alacağın cevaptan çekinerek sordun.
"Bana öyle baktığında seni öpmek istiyorum çünkü çok tatlı oluyorsun. Ayrıca bana bakışların sanki bir şaheseri izliyormuşsun gibi, böyle olunca utanıyorum." aldığın cevapla kahkaha atma sırası sana geçmişti, odayı kahkaha sesleri ile dolduran kişiye bakma sırası da Minseok'a. Kahkahaların dindiğinde bir süre ikinizde birbiriniz çehrelerinizi izlediniz. Hiçbir şey konuşmadınız çünkü bakışlarınız aşkınızı anlatıyordu.
Sonra çalan telefon bütün anınızı bozdu.
"Ya, Minseok pikniğe geç kalacağız!" şaşkınlık ile kaşlarını çattı. Başkalarını da mı davet etmiştin? Neden ona söylememiştin? Onun şaşkın bakışlarını gördüğünde açıklama yapman gerektiğini hatırladın.
"Sevgilim piknik alanı akşam onda kapanıyor ve bizim oraya varmamız en bir saat sürer. Alarm kurma sebebim de geç kalmamaktı." elini alnına götürüp vurduktan sonra "Benim aklımdan çıkmış. Hadi gidelim o zaman." dedi. Ayakkabılarınızı giyinmek için kapıda durduğunuzda sana bakmadan konuştu "Bak ama bunlar hep senin suçun."
Bir an durup ciddi olup olmadığını kontrol ettin, ciddi duruyordu. "Nesi benim suçum?" merakını gizleme gereği duymamıştın. "Eğer sen gelip bana şirin şirin hareketler yapmasaydın ve güzel kahkahanı atmasaydın ben de pikniği unutmazdım." dedi sırıtarak ve alttan sana hınzır bir bakış atarak. Duydukların ile yüzün kızardı. Utangaç bir gülümseme ile arabaya doğru ilerlemeye başladın. Senin utanmana gülerek senin arkandan geldi. Kapını açtı ve daha sonrasında şoför koltuğuna oturdu. Arabayı çalıştırmadan önce, utançtan kızaran ve ona acayip tatlı ve güzel gelen, yanağına bir öpücük kondurdu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(^人^)
'°•¤LUHAN¤•°'
Alışveriş merkezinde dolaşıyordunuz. Çok fazla bir şey almıyordunuz çünkü buraya geliş amacınız alışveriş değildi, beraber vakit geçirmekti. Yorulduğunuz için yemek bölümüne gidip rastgele bir kafenin masasına oturdunuz. İçeceklerinizi sipariş edip beklediniz. Sessizliği bozmak için aklına gelen ilk fikri icraate geçirdin ve aegyo yapmaya başladın. Senin şirinliğin karşısında kıkır gülmeye başladı ve daha sonra o da aegyo yapmaya başladı. Karşılıklı olarak birbirinize şirinlikler yaparak yine birbirinize gülüyordunuz.
