15|dear darling

2.4K 204 167
                                    

Stray kids'i sevin STAY!

》》》》》》》》》》》》》

Uyanmıyordu Hana. Sanki bu zamana kadar rahatça uyuyamadığı gecelerin acısını çıkartır gibi uyanmıyordu.

Chan her onun odasına girip 'belki duyuyordur' diye anlattığı onca şeylerin arasında, hani filmlerde olur ya sevdiği adam komadaki sevgilisini ziyarete geldiğinde parmağını oynatır, belki olur diye parmaklarına bakıyordu sürekli.

Koskoca bir yıl geçmişti kazanın ardından.

Chan zayıflamıştı biraz. Eskisi kadar neşeli değildi. Tabii ilk hallerine göre şimdiki oldukça iyiydi fakat kötüydü işte.

Uyandıktan iki hafta sonra taburcu olmuştu ama iki hafta daha hastaneden çıkmamıştı. Hana ile birkikte çıkmak istiyordu hastaneden. Fakat Hana uyanmamakta ısrarcıydı. En sonunda Se Ra ve Hyunjinin zorlamalarıyla günlük hayatına geri dönmeye çalıştı.

İlk başlarda aşırı zorlanıyordu. Artık hiç uyuyamıyordu, uyusa bile tekrar kabuslar görüyordu. İştahı tamamen kesilmişti. Yemek yemiyor, aşırı gerekmedikçe su bile içmiyordu.

En sonunda Haneul onu "Hana uyandığında böyle çökmüş birisiyle karşılaşmasını istemiyorum. Kendine çeki düzen ver."diye uyarmıştı.

Chan de ne kadar zorlansada dik durmaya çalıştı. Hana kesinlikle karşısında zayıflamış Chan'i görmek istemezdi.

Artık alışmaya başlamışlardı. Chan yine de onu düşünmeden duramadığı için gündelik hayatını bir çok yoğun işle doldurmuştu ve kafasını dağıtmaya çalışmıştı. Bu yüzden de artık her gün gitmek yerine hastaneye hafta da bir kez gidiyordu.

O orada bekledikçe bir ilerleme kaydedilmiyordu sonuçta. Doktorlar uynaır uyanmaz haber vereceklerini söylemişlerdi.

Chan hastaneye hafta da bir gitse bile, haftada iki kez kiliseye gidip dua ediyordu. Bir an önce sevgilisinin uyanmasını diliyordu Tanrıdan. Bildiği ne kadar din varsa hepsinin Tanrısına yalvarmıştı. En azından biri sesini duyardı değil mi?

Hana'da o yatakta yatarken zayıflamıştı iyice. Sırtı da yatak izi olmuştu. Morarmıştı çok yeri. Chan onun orada öylece çürümesine dayanamıyordu.

Her şeye rağmen dik durmaya çalışıyordu. Umudunu kesmemeliydi. Hana onu bırakıp gitmezdi. Gidecek olsa şimdiye kadar pes ederdi değil mi? Fakat bir yıldır dayanıyordu. Sonunda uyanacaktı.

Chan ile birlikte yatacaklardı. Birlikte sohbet edeceklerdi. Hana yine Chan'in gamzelerine dokunup onları öpecekti. İstediği zaman sarılacaktı. Birlikte alış verişe çıkacaklardı.  Yürüyüş yapacaklardı. Parka gideceklerdi. Kütüphanede sessiz olmaya çalışıp gürültü yapacaklar ve kovulacaklardı... Yapacak çok şeyleri vardı daha. Belki de evleneceklerdi ve çocukları olacaktı.

Chan hastanenin asansörüne binerken yine bir umutla sevgilisinin yanına gidiyordu. Bugün sabah uyandığı andan itibaren kendini iyi hissediyordu. Bu iyiliği Hana'nın uyanacak olmasına bağlamak istiyordu.

Koridorda ilerleyip Hana'nın odasına girdi.

Her zamanki gibi uzanıyordu o yatakta. Chan sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdu usulca. Iki eliyle kenardaki Hana'nın küçük elini kavradı ve öpücükler bıraktı üzerine. "Uyan artık be güzelim..."diye mırıldandı.

Sesini özlemişti.

Başını iki eliyle kavradığı küçük ele yaslayıp gözlerini kapattı Chan. Bu hasretin bitmesini istiyordu.

Bir süre sonra elinin içindeki el hareketlendi sanki. Chan hızla gözlerini açıp elin sahibine baktı.

Hana uyanmıştı!

Yarı açılmış gözleriyle bakıyordu Chan'a. Chan hızla ayağı kalktı ve elini onun saçların götürdü ve "Hana! Uyandın!"dedi sevinçle.

Gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Chan hemen kapıya koşup "Doktor! Hemşire! Uyandı!"diye bağırdı heyecanla.

Ardından geri dönüp tekrar tuttu sevgilisinin ellerini. Gözlerinden mutluluk göz yaşları akarken "Uyandın... sonunda uyandın. Beni bırakmadın."diyerek eline öpücükler kondurmaya devam ediyordu.

Birkaç saniye sonra bir hemşire ve doktor girdi içeri. Hastanlarının sonunda uyanmasına onlarda sevinirken kontrolleri rahatça yapmak için  Chan'i tekrar dışarı çıkardılar. Chan heyecanla kapının önünde turlarken aklına diğerleri de gelince hemen eskiden Hana'nın da olduğu fakat o kaza geçirdikten sonra bir daha hiç kullanılmayan sohbet gurubuna girip müjdeli haberi verdi.

Yazarken bile elleri titremişti. Mutluluk göz yaşları içinde beklerken doktor tekrar dışarı çıkmış ve Hana'nın iyi olduğunu, biraz dinlendikten sonra onu tekrar görebileceğini söylemişti. Chan bunca zaman bekledikten sonra biraz daha bekleyebilirim diye düşünüp odanın hemen karşısındaki koltuklara oturdu ve ayağıyla ritim tutarak beklemeye başladı.

Bir süre sonra diğerleri de gelmişti. Hepsi sevinçle birbirlerine sarılmışlardı. Akşam üzeri Hana'yı beş dakikalığına görme izinleri olduğunda annesi bile Chan'in girmesini istemişti.

Chan de üstelemeden girmişti. Sevdiğinin sesini duymak için yanıp tutuşuyordu.

Hana yatakta her zamanki gibi uzanıyordu. Gözlerinden yorgunluk akıyordu ama sevdiği adamı görünce gözleri ışıktıyla parladı.

Chan hemen yatağın yanına sandalye çekip oturdu ve onun ellerini tuttu. "Seni çok özledim. Hiç uyanmayacaksın diye öyle korktum ki... Sanki bu zamana kadar uyuyamadığın günlerin acısını çıkarıyordun."dedi tekrar göz yaşları dökerken.

Hana uyuşuk bedeninin izin verdiği kadar gülümseyip konuştu,
"Hâlâ çok uykum var. Fakat ben sana sarılarak uyumayı tercih ederim."dedi.

Chan gamzelerini çıkartarak gülümsedi. Ne özlemişti onun sesini...

"Ayrıca ne kadar kafa ütüleyiciymişsin sen. Her geldiğinde bana bir sürü şey anlattın. Senin yüzünden kafam şişti."dedi Hana.
Chan kaşlarını çatarak "Duydun mu hepsini?"dedi.
Hana hafifçe başını salladı. "Komadayken insanlar gerçekten dışarıdakileri duyabiliyormuş. Ama iyi oldu. Bir yıl boyunca bensiz ne yaptığını öğrendim."dedi kıkırdayarak.

Chan onun gülmesiyle iç çekti. Her şeyini o kadar özlemişti ki. "Uykunda beni unutma diye konuştum her gün. Beni bırakıp gitme diye..."

Hana elini kavrayan elleri sıkıp "Seni asla bırakmayacağıma söz verdim ben. Sonsuza kadar benimsin."dedi gözlerinin içine bakıp.

Chan yerinden kalkıp onun üzerine eğikdi ve dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Seni seviyorum."dedi ardından.

Hana da gülümseyip "Ben de seni çok seviyorum."dedi. Ardından, "O değil de, ben çok acım. Canım çok fena omlet çekiyor. Ama senin yaptığından. Doktora sorsana ne zaman yemek yiyebilirim diye."dedi.

Chan küçük bir kahkaha attı. Ardından hafifçe başını sallayıp doya doya sevdiğinin gözlerinin içine baktı.

》》》》》》》》

Sonraki bölüm final.

O değilde, bir an Hana'yı öldürmeyi düşündüm...

Son bölümde görüşürüz kuşlarım. Phobia'ya da bir göz atın lütfen. Ona düzenli bölüm atmaya çalışacağım. Iki günde bir gibi.





Just Be Happy~ Bang ChanWhere stories live. Discover now