34🩸 "20.01"

16.4K 1.6K 551
                                    




🔳🔳🔳🔳

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



🔳🔳🔳🔳

Yıldızı parlatmayı unutmayın 🌟

Ludovico Einaudi - Primavera

Mükemmel editler, kesitler ve çizimler için sosyal medyada bizi takip edin 👇🏻

instagram ❤️
hakugu
wat_profesyonel
bbeyzasah
hakugutayfa

🔳🔳🔳🔳🔳





Güneş batmış, hava alacalaşmıştı. Yarasaların etrafta çılgınca dolaştığı anlarda kuşlar kendi köşelerine tünüyor, kediler sığınacak sıcak bir delik arıyordu. İnsanların evlerinde huzurla vakit geçirmeleri gereken bir andı ancak kiminin vakit geçireceği bir evi, kiminin vakti, kiminin de huzuru yoktu. Zaten hepsi bir anda olmuyordu ancak kiminin hiçbir şeyi yoktu.

Kibritçi kız hikayesine dönen ve ölüme yaklaşmak için bir kibrit daha yakan çocuklarla doluydu sokaklar. Yalın ayak ve çoğu defa aç karınla geçen günlerinin ardından eninde sonunda kendilerini karanlık bir çukurun içinde buluyorlardı.

Kimsenin doğruyu göstermediği, iyiliğin ne tatlı bir şey olduğunu anlatmadığı, sadece hayatta kalma pahasına her türlü şekle girebilmeyi öğreniyorlardı.

Doğası gereği zayıf olan insanoğlu ne kadar çabalarsa çabalasın bir şekilde yeniliyordu bu düzene.

Kimisi de doğuştan itibaren bu çukurun müdavimiydi. Çocukken daha fazlasını ister, gençken başkasınınkine göz diker, yaşlanıncaya kadar ötekinin hakkını gasp etmeye devam eder ve en nihayetinde ölümünden sonra da devam ederdi bu kapkaçlığı.

"Kötü insan yoktur" der bir yazar.
Ötelenmiş, istenmemiş, yalnız bırakılmış vardır ancak kötü yoktur.

Bense artık bu kanıda değilim. Bazıları için dünya, şeytanlarını gezdirecekleri bir tarla gibi. Tarlaya gelmeden önce böylelerdi, bahçedeyken böyleler, tarladan ayrıldıktan sonra da böyle olacaklar.

Soğuyan çaya aldırmadan son yudumu aldığımda dikkatle Remzi amcayı dinliyordum. Anlatırken yeni ameliyat olan gözlerine ikinci bir perde inmişti sanki.

Yeşil irisleri her göz kırpışında biraz daha buğulanırken derinden aldığı nefeslerin ona ne kadar ağır geldiğini anlayabiliyorduk.
Hüzün perdesinin sardığı gözbebekleri geçmişin tozlu ve acı hatırları ile gölgelenirken sesi de bu acıdan üstüne düşen payı almıştı. Kolay değildi sevdiğin birini kaybetmek.

Babamı kaybettiğinde henüz küçücük bir çocuktum ama anısını yıllarca kalbimde rozet gibi taşıdım. Nereye gidersem gideyim onun yokluğunu en derinimde hissettim. İsminin bendeki güveni ne kadar büyükse, yokluğunun boşluk hissi de bir o kadar büyüktü.

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin