52🕯 "Siyah kuğu 1"

2.4K 326 797
                                    

 Ha bu bölüme 500 yorum gelmezse 2

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



Ha bu bölüme 500 yorum gelmezse 2.'sini yayınlamam bak 🔫 dıkşın

Yusuf Gazel'in hatırasından
10 nisan 1994🕯

"Kaderinde üç erkek görüyorum...

İlkini öldürmek isteyeceksin ancak senin yüzünden ölmeyecek.
İkincisini kurtarmak isteyeceksin ancak senin yüzünden ölecek.
Üçüncüsü ise senin ölümüne neden olacak ancak binlerce kişinin hayatını kurtaracak..."

"Bir erkek yüzünden mi öleceğim? Ama nasıl? Neden böyle bir şey oldu? Neden ben?"

"Neden isyana girer. Kaderin bu şekilde çizilmiş elden bir şey gelmez."

"Pe-peki kaderin bu şekilde işlememesi için ne yapmam gerek?"

"Bunun için üçüncü erkekle karşılamaman gerek."

"Üçüncü mü? Üçüncü erkek ile karşılaşmamak için ne yapmalıyım?"

"Üçüncü ile karşılaşmamak için ikinci ile karşılaşmamış olacaksın."

"O halde ikinci ile karşılaşmamak için ne yapmalıyım?"

"Onun için de birinci ile karşılaşmamış olman gerekir."

"Bir mi? Söyle bana birinci erkekle karşılaşmamak için ne yapmalıyım? Lütfen söyle."

"Birinci erkek evlat, üzgünüm ki çoktan onunla karşılaştın. Zaten sen ne edersen et mevlanın çizdiği kaderi yaşamaya mecburuz. Dua edelim ki yolumuz her daim müstakim olsun. Sen hep hayra çalış, elbet senin yolun da çiçeklerle bezenir."

Elimdeki çay bardağını evirip çevirirken "Yine mi düşünüyorsun?" diye sordu Murat.
"Bırak artık Yusuf düşünmeyi, hasta olacaksın valla."

Ne düşündüğümü biliyordu. Neden böyle sessizleştiğimi ve neden dalıp gittiğimi çok iyi biliyordu. Diğerleri dava yüzünden ya da köyün ortasında dövülerek bırakılan adamdan olduğunu sansa da sadece Murat benim derdimi biliyordu. O yüzden de daha fazla tepki gösteriyordu.

Derince bir iç çekip gözlerimi kıstım ve dayandığım yere daha fazla yaslanarak camdan dışarıyı seyretmeye devam ettim. Her on yedi Nisan'da yıllar önce bir kere rüyama giren bilge dedenin sözleri gelirdi aklıma. Evet belki bir rüyaydı ama içime işleyen anlamlı cümleleri sinemden bir türlü çıkmak bilmiyordu. Üstelik ben...

"Babanın vefat yıl dönümü değil mi bugün? Ve sen hala onun senin yüzünden vefat ettiğini düşünüp vicdan azabı çekiyorsun?"

Bir şey demeden başımı yere eğdim. Babam vefat etmeden çok önce bu rüyayı görmüştüm ve anlam verememiştim. Böylesine net bir rüya zihnimi bulandırsa da babam vefat ettikten sonra ister istemez o birinci erkek yerine koyup duruyordum. Sorun şu ki; babam vefat etmeden aylar önce onunla çok kötü kavga etmiştik. Onu öldürmek istedim ve bir anlık öfkemden sonra asla kendime gelemedim. Gözümün önünde annemin gözünü morarttığında dayanamayıp saldırmıştım. Bir anlık bir şeydi belki ama vicdan azabı içimden çıkmak bilmiyordu.

PROFESYONEL  [F•]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin