11.Bölüm: Gerçeğin Peşinde

76 22 4
                                    

Denize bakmak... Işık'ın ruhunu rahatlatmaya ihtiyacı vardı. Mert ile dünkü konuşmadan sonra gece uyuyamamıştı ve işte sabahın ilk ışıklarından beri bu bankta oturan yalnız bir insandı. Her zaman ki Işık. Tek başına, kimsesiz ... Mert... Hayal kırıklığı. Fakat şimdiki Işık için değil, eski Işık için.

16 sene önce..

" Baba ne demek Mert gidecek!?" Işık, bir hışımla girdiği Mert'in odasına etrafın dağınıklığına baktı. Mert elindeki bavulu yavaşca yere indirmişti. Yüzünde sanki gizli bir iş yaparken yakalan insan ifadesi vardı.

" Bu ne Mert , sen nereye gidiyorsun?" Mert, Işık'ı görmezden gelip hazırlanmaya devam etmişti. O sırada Işık'ın arkasından gelen Vedat, Mert'in yanına gelip ağlamaya başlamıştı.

" Abi nereye gideceksin? Ben de geleyim seninle beni yalnız bırakma" dedi. Mert onu kolundan tutup yatağa oturttu , kendisi de yanına çöktü. Derin bir nefes alıp anlatmaya başladı. " Bak Vedat, ben bir süre burada olamayacağım, sen bu süre boyunca Işık ablan ve babamlarla burada kalacaksın tamam mı?" Vedat hızlıca başını salladı " gitme abi sen de bırakma beni !"  Mert, Vedat'a sarılıp kulağına birşeyler fısıldadı.

Vedat yerinden kalkıp Işık'ın yanına gelerek elini tuttu. Bir hışımla Mert'e bağırmaya başladı. " İyi git! Benim Işık ablam var , sana da ihtiyacım yok !!" Arkalarından gelen Alihan baba ağlayan Vedat'ın  yanına çömelip " Vedat , yoksa burada bizimle yalnız  kalacağın için mi ağlıyorsun?" diye sordu.

Vedat, Alihan babanın boynuna sarıldı. Alihan baba, onu kucağına alıp odadan çıkarttığında Işık hâlâ Mert'ten bir açıklama bekliyordu.  Gözlerini dikmiş ona bakarken o ise arkasını dönmüş bir şeyler ile uğraşıyordu. Yandan bir bakış atıp " ben Amerika' ya gidiyorum, üniversiteyi orada okuyacağım " dedi.

" Nereden çıktı bu? Ben hiç duymadım senin Amerika'da okumak istediğini?!"  Mert, Işık'ı dinlemek istemezcesine odada boş boş dolanmaya başlamıştı.
" Bazı arkadaşlarım oraya gitmeye karar verdi, benimde böyle bir fırsatım varken değerlendirmek istedim."

"Peki ya biz? Bize verdiğin sözler? Bizi özlemeyecek misin?"

" Ben sana hiçbir şey için söz vermedim Işık. Vedat'ı kastediyorsan, o da alışır elbet. Hem tatillerde geleceğim , temelli gitmiyorum ya .."

Günümüz...

Gelmemişti hiç. Vedat, geçen bütün tatiller boyunca bekledi onu. Gelmeyeceğini anlayınca da Işık' a sığındı. Işık, gözlerini kapatıp denizin bütün kokusunu içine çekmek istercesine derin bir nefes aldı. " Abla. " Işık hiç istifini bozmadan aynı pozisyonda oturmaya devam etti. "Abla " diye seslendi bir ses yine. Işık gözlerini açmadan " yalnız kalmak istemiştim ama  sen hayatımdayken pek mümkün değil mi Vedat?"diye sordu. Vedat büyük bir gülümsemeyle Işık' ın yanına oturdu.  "Aynen öyle güzel ablam."   

Işık yavaşca gözlerini açıp Vedat' a döndü. Vedat aynı gülümsemeyle Işık'a bakmayı sürdürüyordu. " Eve gittim yoktun ,e telefonunda kapalı ben de buraya geldim " dedi Vedat.

" Yalnız kalmak istiyorum çünkü Vedat, bunu anlaman için ne yapmalıyım daha!" dedi Işık sesi yükselirken.

Vedat' ın yüzündeki gülümseme solmuştu. Vedat, denize dönüp  "bu hallerini hiç sevmiyorum " dedi sessizce. Işık ne halleri dercesine üfledi. " Bu hallerini işte aksi, huysuz, ifadesiz.. Bana bile yabancıymışım gibi davrandığın haller" diyerek Işık' ın yanından uzaklaştı. Işık, onun arkasından bakarken daha kaç saat burada oturacaktı acaba...

•••

Işık, odasında oturmuş hastalarını beklerken çalan telefonla irkildi. " Abla ben okuldan erken çıktım yanına gelebilir miyim?" dedi karşıdaki.

Ruhum KafesteWhere stories live. Discover now