33.Bölüm: İnanç

71 11 5
                                    

Ertesi sabah Vedat erkenden gelip Işık ve Papatya' yı alıp kahvaltıya götürmüştü.

" Burası biraz esiyor sanki içeriye mi geçsek. Üşündün mü Papatya?" Dedi Işık.

" Yok üşümedim iyiyim böyle " dedi.

" Oh mis gibi boğaz havası. Sen de denizi sever misin Papatya?" Diye sordu Vedat.

" Yani her İstanbullu kadar sanırım. "

" Ablam bayılır. Ben pek haz etmem ama."

" Haz etmiyorsan teknemi geri ver " dedi Işık.

Bu cümleyle Vedat' ın içtiği çay genzine kaçmıştı. " Helal Vedat dayı" diye sırtına vurdu Papatya.

" Abla ya ölüyordum senin yüzünden! "

Işık omzunu silkip kahvaltısına devam etti.

" Papatya çok az yiyorsun. Bugün gezeceğiz güç toplamak için ye bakalım " dedi Vedat.

" Karışma kıza Vedat. "

" Bak şimdi bizim ailenin kadınları alışverişi çok sever. "

" Sen de mi çok seviyorsun?" Diye Işık ' a sordu Papatya.

Işık lokmasını yutup cevap verecekken Vedat atladı. " Oho sen ablamın bu tarafını görmemişsin anlaşılan. Kendisi zamanında bir çanta için günlerce ağlamıştı. Bize de bir şey söylemiyor. Babam helak oldu ne oldu bu kıza diye meğersem istediği çanta Türkiye'de yokmuş. "

" Sonra ne oldu?" Diye sordu Papatya.

" İşte babam, ben, Maria Hanım günlerce konuşturmaya çalıştık. Niye üzgünsün, ne oldu, cevap yok. En son dedi böyle böyle. Sonra babam çantayı getirtti yurtdışından. "

Işık kaşlarını çatmış Vedat'ı dinliyordu. "Yalan söyleme Vedat, yok öyle bir şey. "

" Ya nasıl yok!? Hatırlamıyor musun? Mert'in, Amerikaya gittiği haftaydı. "

" Sen bunu dinleme Papatya. Her zamanki gibi abartıyor " dedi Işık.

Papatya, Işık' ın modunun düşmesinden o üzüntünün çanta nedeniyle olmadığını anlamıştı.

" Abla şimdi Papatya prenses iki oldu değil mi?"

" Ne?" Dedi Papatya ve Işık aynı anda.

" Su birinci prensesim, Papatya ikinci. " Kahkaha atarak söyledi Vedat.

" Işık kaçıncı?" Diye sordu Papatya.

" Ablam kraliçeliğe terfi edeli çok oluyor."

" Peki Deniz?"

" Ay ondan prenses olmaz Papatya ya.  Olsa olsa cadı olur o!"

" Vedat, kardeşlerin hakkında düzgün konuş. "

" Papatya, Deniz' e dikkat et. O maviş varya benim teknemi batırıyordu. "

Papatya şaşkınlıkla ağzını araladı. " Nasıl yani?"

Işık gözlerini dikmiş bir kaç masa ötedeki tanıdık yüzleri seçmeye çalıştı.  "Deniz?"

" Ben de onu diyorum ya abla. "

" Ay Vedat bir susmadın ya" deyip biraz daha dikkatli inceleyince az ileride Deniz ve Tunç' un kahvaltı yaptığını gördü.

Papatya, Işık' ın nereye baktığını anlamak için kafasını aynı yöne çevirdi.
" Ne var orada kime bakıyorsunuz?" Diye sorarak o tarafa döndü Vedat.

Ruhum KafesteWhere stories live. Discover now