-10-

1.5K 171 102
                                    


Ertesi sabah başımda hafif bir ağrıyla uyanmıştım. Tam anlamıyla sarhoş olmuş sayılmasamda içtiğim biralar etkisini göstermiş olmalı ki Minho'ya dediklerimin hepsini hatırlayamıyordum.

Biz konuştuktan sonra Minho biraz daha peşimizde dolanmış ardından yanımızdan ayrılmıştı. Nereye gittiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Biz eve döndüğümüzde evde değildi.

Tam olarak eve nasıl döndüğümüzü sorarsanız size tek diyebileceğim şey bir parkta oturduğumuzdan sonrasının bende olmayışıydı. Sanırım parkta biraz daha içmiştik ve ardından dağılıp eve gelmiştik. Diğerlerinin durumu hakkında bir şey bilmiyordum ama önce kendimle ilgilenmem gerekiyordu.

Odamdan çıkıp duş almak için banyoya girdiğim zaman her yere dağılmış olan cilt ve makyaj malzemeleri ile ofladım. Sadece bir hafta kalacaktı ve bir mobilyalarını getirmediği kalmıştı. Biraz daha uzun kalacak olsa koltuğuyla falan gelecekti herhalde.

Hızlı ve ılık bir duş alıp banyodan çıktığım sırada mutfaktan gelen sesler ile oraya yönelmiştim. Evde benden erken uyanlar vardı demek ki, saatin kaç olduğundan da haberim yoktu gerçi.

"Günaydın- ya cidden Soobin gitti siz başlamayın lütfen ayrılır mısınız mutfak burası. Noona tezgahtan iner misin bak tavada her ne varsa yanmış artık kömür mü yedireceksiniz bize." Karşılaştığım görüntüyü anlatmam gerekirse tam olarak birbirini yiyen Hyuna noona ve Hyojong hyung ikilisi diyerek anlatabilirdim. Tabi birde ocakta çoktan kömür olmuş ne olduğunu bilmediğim ve üzerinden dumanlar çıkan tava vardı gördüklerim arasında.

"Jisung sen gitmemiş miydin? Saat iki oldu dersin yok mu senin bu saatte?" Takılmamız gereken yer burası mıydı. Mutfakta, tezgahın üzerinde birbirlerini yemişlerdi ve mutfaktaki saate göre benim dersime yarim saatten az vardı.

"Yuh ben uyumuş muyum o kadar bana bir ağrı kesici verseniz bende hemen hazırlanıp çıksam nasıl fikir." Noona sonunda tezgahtan inmiş ve ilaçların olduğu dolaba ilerlemişti ben de bu sırada kendime su doldurmakla meşguldüm.

Hyojong hyung ise masanın sandalyelerinden birine oturmuş telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı. Genel olarak sessizdi ama eğlenceliydi sohbetlere katıldığında onunla geçirdiğiniz zamanın farkına varamıyordunuz. Belki çoktan sarhoş olduğunuz için olabilir, içkiye çok dayanıklı olduğumu söyleyemem ama Hyojong hyung öyleydi, sarhoş olsa bile genellikle neler yaptığını hatırlayan biriydi ve bu bazen beni korkutuyordu.

O yanımızdayken sarhoş olurduk genelde ve bu yüzden her tür rezil anımıza o şahitlik etmişti. Konuşursa bizi rezil etmek için her şey zihninin bir köşesinde duruyor olurdu.

Noona bana seslendiğinde ve ağrı kesici kalmadığını söylediğinde yüzümü asmış doldurduğum suyu bir dikişte içmiş ve hızla odama koşmuştum. Geç kalma hyumdan acilen kurtulmam gerekiyordu.

////

Okula üstüm başım dağılmış bir şekilde ulaşmıştım. Yarım saatim evden çıkmam otobüs bulmam ve derse yetişeceğimi düşünerek mutlu olmam ve derse son on dakika kalmış olmasıyla otobüsün arıza yapması ile geçmişti. Bende kalan yolu koşarak gelmiştim. Mantıklı bir karar mıydı bence evet, derse yetişmiştim ancak ciğerlerim benimle aynı fikirde değildi. Üstelik başımda hala geçmemiş olan o hafif ağrı yerini koruyordu.

Ders boyunca dün akşam neler olduğunu net bir şekilde hatırlamaya çalışmıştım.

Pizzalar geldiğinde Minho ile konuşmam ve onun hemen hemen neredeyse bana 'aşk itirafı' yapması aklımdaydı. Sonra sokakta benim ona dediklerimde az çok aklımdaydı, ancak ona yaklaşmamdan sonrasını hatırlamıyordum. Sadece benden etkilendiğini kabul etmesini söylemiştim, başka bir şey söylememiştim, değil mi?

wrong table ][ MinsungWhere stories live. Discover now