-14-

1.2K 154 56
                                    

-Minho'dan-

Evde herkes sessizdi. Kimseden ses çıkmıyor herkes yazılı olmayan bir anlaşma imzalamış gibi susup farklı yerlere bakıyorlardı. Yas tutuyor gibiydik. Jisung evden çıktığı zaman herkes bir tarafa dağılmıştı.

Herkes başka şeyle ilgileniyordu ama hepsinin aklında Jisung olduğuna yemin edebilirdim. Buna bende dahil. Telefonunu bile almadan bir hızla evden çıkmıştı ben duştayken. Hyuna noona ne kadar aramaya çalışsa o kadar cevapsız kalınca evde olduğunu fark etmiştik.

"Bu daha ne kadar böyle sürecek?" Dalgınca konuştuğumda Felix aynı dalgınlıkla bana bakmıştı. "Efendim?"

"Bu daha ne kadar böyle sürecek diyorum, sanki birini kaybetmişsinizde onun yasını tutuyor gibisiniz." Felix alay eder gibi gülmüştü. Beklediğim tepki bu değildi aslında.

"Senin için çok büyük bir şey olmayabilir belki ama Jisung için öyleydi. Bunu sabahki tepkisinden anlamış olmanı umardım Minho." Ardından yanımdan uzaklaşmış odaların olduğu koridora yönelmişti.

"Hah, ben senin hyungunum küçük şeytan." Duymayacağını bilmeme rağmen söylemiştim.

"Takıldığın yer bu mu Minho? Sabah Jisung evi terk etti ve nerede olduğunu bilmiyoruz sence tek sorun Felix'in sana hyung dememiş olması mı!" Arkamda birden beliren ve kızgın sesiyle konuşan noona ile irkilmiştim.

"Tabi ki öyle değil." Kısık sesimle konuşmuştum. Hadi ama, hepsi benim üstüme geliyordu.

"Öyle olmamalı zaten. Jisung senin egonu tatmin edeceğin biri değil."

"Ne? Gerçekten böyle mi düşünüyorsunuz? Jisung'u egomu tatmin etmek için kullandığımı, wow inanılmazsınız cidden. Özellikle sen noona, Jisung'la aramızı mı yapmaya çalışıyordun neydi o öyle? Tek suçlu benmişim gibi davranmayı kesin artık! İkimizde sarhoştuk hatırlamadığımız ve ikimizinde hoşuna gitmeyen şeyler oldu bunu kabul ediyorum zaten. Jisung'un ya da sizin neden böyle tepki verdiğiniz bilemem ama bana göre abartıyorsunuz gibi. Zaten önemli olan da bu değil şu an Jisung'u bulalım."

Noona hah'lamış gözlerini tavana diktikten sonra tekrar bana dönmüştü.

"Abartıyoruz aynen. Üzgünüm Minho ama kuzenim senden ya da sizin tuhaf garip ilişkinizde daha önemli. Yani bu işe karışma kuzenimi ben bulur onunla ben konuşurum. Tabi onunla karşılaştığın ilk an gözüne yumruk yemek istiyorsan benim için hava hoş." Ardından Jisung'un telefonunu almış ve evden hızla çıkmıştı.

Anlaşılan bu evdeki herkes beni suçlu görüyordu. Harikaydı gerçekten. Bende daha fazla burada durmak istemediğim için üzerime bulduğum ilk ceketimi geçirdikten sonra evden çıkmıştım.

Yolda boş boş yürürken telefonum çalmıştı. Jisung'un arayacağını düşünerek cebimde titreyen telefonumu hızla çıkarmıştım.

O an telefonunun yanında olmadığı ve beni aramayı bırak, yüzümü görmek istediğini bile sanmıyordum.

Üstelik saniyeler içinde arayanın Jisung olmasını istediğim gerçeğini göz ardı etmiştim. Saçmalıyordum, aptal olmuştum iyice.

Ekranda görünen isimle aramayı cevaplamıştım. "Ne var Chan?" Telefonun arkasından bu tavrıma göz devirdiğine yemin edebilirdim.

"Sana da günaydın Minho."

"Hm aynen günaydın ne istiyorsun keyfim yok." Yolun karşısındaki parka geçmek için yolu kontrol etmiştim bir yandan da gidebileceğim herhangi bir yer gelmiyordu aklıma ve bir hızla evden çıkmış bulunmuştum işte.

wrong table ][ MinsungWhere stories live. Discover now