-11-

1.4K 170 42
                                    

"Jeongin!" Koridorlarda koşturduğumuz beş dakikanın sonunda revire ulaşmış içeri girer girmez Jeongin'e seslenmiştim.

Kapının iki yatak ilerisinde bana el sallayan Jeongin'i görünce hemen yanına ilerlemiştim. Yatağın yanındaki sandalyeye oturmuş olan Hyunjin Jeongin'in elini tutuyor boşta olan eliyle pansuman yapmaya çalışıyordu.

Peşimden Seungmin'in geldiğini biliyordum ama sanırım Hyunjin ve Jeongin'in birlikte olmasını anlamayan Changbin'de bizimle gelmişti.

Jeongin'in yüzü berbat haldeydi. Sağ kaşının kenarında bir morluk vardı ve dudağı patlamıştı ancak şu an kanamıyordu. Sol yanağı da aynı şekilde morarmıştı ve gözünün hemen altında hafif kanayan bir yarası vardı. Bir koluyla karnını sarmış tutuyordu ve kolları çiziklerle doluydu bazıları hafif kanlanmıştı.

"Jeongin? ne oldu kim yaptı sana bunu?" Hyunjin'e döndüm. "Sen mi yaptın? Senin yüzünden mi oldu bunlar?" Ellerim Jeongin'in çenesindeyken sinirle konuşmuştum.

"Bak özür dilerim bende çok üzgün ve sinirliyim zaten. Bu kadar ileri gidebileceğini hiç düşünmemiştim."

"Kimin yaptığını biliyorsun o zaman?" Kafasını yavaşça olumlu şekilde sallamış alt dudağını dişlemişti.

"Yani bir tahminim va-" Sinirle sözünü kesmiştim.

"Anlat. Madem senin yüzünden oldu anlat o zaman. Jeongin'i tehlikeye attığını farkında mısın?! Bunca zaman bunu biliyordun belki de?"

"Jisung dur bir dinleyelim Hyunjin'in böyle bir şeye sebep olacağını, hatta bunu isteyeceğini sanmıyorum. Sakin ol." Seungmin omuzlarından tutmuş yatağın uç kısmına oturmam için hafif bastırmıştı.

"Hyunjin?" Odada ki Changbin'in varlığını herkes yeni hatırlamış gibi birden ona dönmüştük.

"Hyung? Senin burada ne işin var?"

"Şu an önemli olanın benim burada olmam olduğunu sanmıyorum Hyunjin. Bize bir açıklama yapman gerektiğini düşünüyorum. En başından." Bir Jeongin'i bir Hyunjin'i göstererek konuştuğunda aklıma ilişkilerini kimsenin bilmediği geldi. Bizden başka kimsenin.

"İlişkinizi bu yüzden mi saklamak istedin? Jeongin'e zarar gelmemesi için mi?"

"Ne ilişkisi? Hyunjin anlat." Changbin bizimle kafeteryada konuştuğundan daha soğuk bir sesle konuştuğunda herkes sessizleşmişti. Hepimiz Hyunjin'in bir şeyler anlatmasını bekliyorduk ki en sonunda derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.

"Evet ilişkimizi bu yüzden saklamak istedim. En yakınlarımızdan bile çünkü bunun yayılması Jeongin'i daha çok tehlikeye sokardı-"

"Mafya mısın yoksa?" bir anda söze geldiğimizden beri sessiz olan Jeongin'in girmesiyle gülmüştüm. Gülmemem gerekiyordu ama öyle şaşkınlık içinde sormuştu ki komik gelmişti.

"Ne? Hayır nereden çıkardın bunu? Mafya falan değilim." Hyunjin ayrı bir şaşkınlık içinde konuştuğunda boşver onu devam et der gibi Hyunjin'e bakmıştım. Ancak Jeongin susmamıştı.

"Ne bileyim Jisung hyung soktu aklıma dün akşam söyleyip durdu bunu." Ben mi demişim ne zaman?

"Boşver onu Hyunjin anlat hemen." konuyu geçiştirmiştim. Jeongin'i bu hale getiren kimse bir an önce öğrenmek istiyordum çünkü.

"Neyse, lisede bir kız vardı. Böyle ailesi zengin birisi adını duyduğunuzu sanmıyorum o kadar tanınan bir aile değil ama varlıklıydılar yine de bayağı hem de. Bunların kızıydı işte. Takıntılıydı bana. Aşırı derecede hemde. Bir gün kuzenimle eve dönerken koluma sarılıp 'oppa seni en çok ben seviyorum lütfen beni bırakma' falan diye ağlamıştı yolun ortasında. Lise boyu böyle sürdü bu. Sonra üniversiteye başlayınca görmedim bir daha onu. Ama o beni unutmamış sanırım. Büyük ihtimalle bunun altında da o vardır. Zengin olduğu için ki neden zengin olmalarına rağmen ailelerinin bilinmediğini asla anlamış değilim, adam tutup dövdürmüş olabilir. Daha öncede yapmıştı bir kaç kez." Yutkunarak sözlerini bitirince hepimizin yüzünde gözlerini gezdirmiş ardından kaldığı yerden pansumana devam etmek için kremlerin birine uzanmıştı.

wrong table ][ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin