Final (1/2); 44: Bu ağırdı.

10.1K 1.1K 1K
                                    

Yatağımda uzanırken ve gözlerim mor kelebekli bilekliğime takılmışken duyduğum kapı kapanma sesi artık evde yalnız olmadığımın habercisiydi.

Saat oldukça geç olmuştu. Üşendiğim için dönüp bakmamıştım ama yatağa girdiğimde bile zaten geç olduğu için şu an saatin epeyce ilerlediğini tahmin edebiliyordum. Çünkü yatağa girdiğimde yalnız olmaya alışık olmayan bünyem yüzünden uyku tutmamıştı ve ben derin düşüncelere dalmıştım. Eh, tahmin edersiniz ki bu dalmalar çok da kısa sürmezdi.

Düşüncelere dalmamın sebebi, kolumdaki mor kelebekli bileklik olmuştu. Birden Taehyunga vurulduğum günü hatırlamıştım. Bana aldığı, şu an kayıp olan bilekliği bileğime takarken içimde oluşan o duygu patlamasını hatırlamıştım. O an tekrardan içim o ilk anki heyecanla dolduğunda dudaklarım kıvrılırken aklıma Taehyungun çocukken hayalini kurduğu sevgili tiplemesi gelmişti.

Fazla seçiciydi bir kere. Birçok özelliğinin olmasını istiyordu. Bilgili, kültürlü ve aynı zamanda da komik biri olsun istiyordu. Güzel gülsün, iyi görünsün, yatakta iyi olsun istiyordu. Bele ve benlere takıntılı olduğu için sevgilisinin her zaman uzun parmaklarıyla rahatça kavrayabileceği bir inceliğe sahip biri olmasını istemişti. Ayrıca parmak uçlarını ve dudaklarını sürekli olarak dinlendirebileceği benlerinin olmasını da istemişti.

Fazla seçiciydi evet fakat farkında mıydı bilmiyordum ama seçtiği tüm özellikler bendendi. Beni tasvir etmişti çocukluğu boyunca. Benim hayalimi kurmuştu resmen ve ben o kadar salaktım ki, bunu çok sonradan fark etmiş, kendime sayısız kez acı  çektirmiştim olmayacağımızı düşünerek. Salaktım işte. Arkadaşına aşık olmuş, körleşmiş bir salak.

Kendi kendime gülerken onun bedenime olan hayranlığı gelmişti aklıma. Açıkça hiç utanmadan, üstelik sadece arkadaştık o zamanlar, defalarca rüya gibi bir bedene sahip olduğumu söylemişti. Dokunmuş, aç bir aslan gibi süzmüştü beni defalarca. Belime olan hayranlığını dile getirmişti. Onun için tahrik edici kıvrımlara sahip olduğumu söylemişti ve hatta benimle sevişmenin nasıl hissettirdiğini merak ettiğini itiraf etmişti.

Ve bu arda tekrar söylüyorum, her şeyin farkında olmama rağmen hala bizden sevgili olmaz diye düşünmem gerçekten çok aptalca bir komiklikti.

Tüm bunları düşünürken aklıma birden bir soru takılmıştı. Yani, düşünmesi bile beni rahatsız etse de aklıma gelen her şeyin yönü bu soruyu işaret etmişti birden: Taehyung şimdi olmasa bile, en başta benimle denemek istemesinin nedeni benim sevgim miydi, yoksa bedenim mi?

Bu sorunun cevabını bir tek Taehyung verirdi fakat ben sorabilecek, daha doğrusu cevabı duymak isteyecek kadar cesur muydum bilmiyordum. Çünkü düşününce böyle bir ihtimal vardı. Sürekli olarak bedenime hayran olduğunu söyleyen biriydi sonuçta. Üstelik o zamanlarda daha soğuk, daha katıydı bana karşı. Olabilirdi yani.

Aklıma takılıp beynimi kemirmeye başlayan bu soru bir süre sonra beni rahatsız etmeye başladığında savunma mekanizmam devreye girmişti ve ben yine o hiçbir şey düşünmeden durduğum dakikalara giriş yapmıştım. Sadece kendimi iyi hissettirmek adına mor kelebeği parmak uçlarımla severek öylece duruyordum.

O sırada kapım yavaşça ve sessizce açıldığında gözlerimi hemen kapatmış ve ani bir kararla uyuyor taklidi yapmaya başlamıştım. Parmaklarım bilekliğimin üzerinde kalmıştı ama elbette sorun değildi. Babam sessizce içeriye girerek üzerimdeki yorganı nazikçe omuzlarıma kadar çıkartıp saçlarıma minicik bir öpücük bıraktıktan sonra aynı sessizlikte odamdan çıkıp kapıyı kapattığında dudaklarım istemsizce hafif bir şekilde kıvrılmıştı ve o an uyuma taklidi yapmaktan vazgeçerek birden yataktan kalkmıştım.

Friends; taekookWhere stories live. Discover now