32: Bilincindeysem ne olacak?

17.5K 1.6K 1K
                                    

"Evet anne, şimdi girdik eve"

Taehyung telefonda annesiyle konuşurken elimdeki anahtarı anahtarlığa atmıştım. Yorgun adımlarla ilerleyerek kendimi koltuklardan birine bıraktığım sırada midem hala bulandığı için gözlerimi kapatarak bacaklarımı kendime doğru çekmiştim.

"Tamam anne, ben ilgileneceğim onunla şimdi. Kendinize dikkat edin, yine geliriz bir gün"

Kapıyı kapatıp olduğum yere doğru geldiğini duymuştum fakat o anda duyduğum diğer bir ses aniden gözlerimi açmama neden olmuştu.

"Babamın odasından ses geldi" demiştim hemen Taehyunga bakarak. İstemsizce paniklemiştim ve midemin bulantısını umursamadan ayağa kalkarak Taehyungun koluna tutunmuştum. "Evde birisi var"

"Sen burada dur" diyerek beni geriye doğru ittirdiğinde aynı zamanda yavaşça dış kapıyı da açmıştı. "Kaçsın gitsin tamam mı? Görünme hatta sen" diye fısıldadığı sırada beni koltuğun arkasına doğru ittiriyordu.

"Dikkat et" demiştim sessizce. Ardından koltuğun arkasına oturup gizlenmiş, sadece gözlerim görünecek şekilde durarak Taehyungu izlemeye başlamıştım. Eline demir vazolardan birini alarak yavaşça babamın odasına doğru ilerlediğinde kalbim hızla atmaya başlamıştı. Taehyung kapının önünde durduğunda kısa bir an bana bakmış ve hemen sonrasında hızla kapıyı açmıştı.

"Siktir- özür dilerim! Hiçbir şey görmedim!"

Açmasıyla küfür ederek özür dilemesi bir olduğunda şaşkınca ona bakmaya başlamıştım. Babam mıydı gerçekten? Ama dışarıda ayakkabısı yoktu ve ceketi de asılı değildi? Ayrıca şu an işte olması gerekiyordu?

"Babanmış" demişti elindeki vazoyu yerine bırakarak kapıyı kapattıktan sonra bana dönerken. "Adamın da poposunu gördüm, of!" diye mırıldanarak yanıma doğru geldiğinde az önceki panik halinden çıkarak istemsizce kıkırdamıştım.

"Gerçekten mi?" Diyerek oturduğum yerden kalkıp tekrardan koltuğa yerleştiğimde başını onaylar anlamda sallayarak yanıma gelmişti. Baş ucumda durarak dizlerinin üzerine çöküp saçlarımı yastığa dağıtmaya başlamıştı.

"Rengin soldu iyice. Neden böyle oldu ki?" Dediğinde yutkunarak dudaklarımı büzmüştüm. Neden olduğunu ben de bilmiyordum. Arabada birden midem bulanmaya başlamıştı ve yol boyunca da resmen kıvranmıştım. Panik halim geçtiği için de şimdi tekrardan yoğun bir bulantı hissediyordum.

"Bilmiyorum" diyerek iyice bacaklarımı kendime çekmeye çalıştığımda derin bir iç geçirmiş ve dudaklarını alnıma bastırıp geri çekilmişti.

"Sana çorba yapacağım. Biraz midene sıcak bir şeyler gitmeli" dediğinde hemen itiraz etmiştim.

"Bir şey yersem anında kusarım. Ayrıca şu an yemek düşünmek bile istemiyorum, düşüncesi bile midemi bulandırıyor çünkü"

"Ama böyle olmaz-"

"Çocuklar?"

"Jeonha amca, tekrardan özür dilerim. Seni işte zannettiğimiz için hırsız girdi zannettik"

"Anladım onu zaten. Sıkıntı yok. Taş gibi vücudumu gördün hem, daha ne istiyorsun?"

Babam vücuduyla övünerek yanımıza doğru geldiğinde istemsizce kıkırdamıştım ama kıkırdayışım bile yorgun hissettirmişti bana.

"Jungkook? Sana ne oldu? İyi misin bebeğim?"

Babam benim uzandığımı yeni fark ederek hemen yanıma geldiğinde avuç içleriyle hemen alnımı kontrol etmişti.

Friends; taekookDonde viven las historias. Descúbrelo ahora