1. Bölüm "Hey ! Denizci Çocuk"

1.7K 74 36
                                    

Ne kadar acıdır başkasınıngözüyle bakmakmutluluğa

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ne kadar acıdır başkasının
gözüyle bakmak
mutluluğa...

Jeon Jungkook, Mortun Vernon yolundan aşağı koşarak, ikindi güneşinden kaçmak için küçük de olsa bir fırsat sunan ağaçları hızlıca geçti. Damarlarında akan kanın sesinin kulaklarında uğuldayışı, plastikle kaplattığı asker künyesinin ritmik ve sıkıcı bir sesle göğsüne vuruşu, hiçbiri işe yaramıyordu. Terapistinin verdiği son görevi aklından çıkaramıyordu.

'Babanla olan defteri kapat.'

Üç aylığına ülkeye geri dönmüştü. Eğer terfi almak istiyorsa aklını toplaması emrini almıştı ama her şeyin sonu babasıyla olan sorunlarına dayanmıştı.

Orospu çocuğu.

Bir terapiste gitmek zorunda kaldığı için kendini yeterince kötü hissediyordu. Onun yaptıklarını kabul etmesinin hiçbir yolu yoktu.

Jungkook'un küçük kerkek kardeşi Baekhyun'un tenindeki her iz, korkuyla döktüğü her gözyaşı damlası, kocaman gözleriyle bakarak ona attığı her bana yardım et bakışı, Jungkook'un kalbini, göğsünde paramparça hale gelene dek kıyımdan geçirmişti. O, karşı koyup kendini savunacak kadar büyüktü ama Baekhyung'un, babasının karşısında hiç şansı olmamıştı.

Bu eski ve kötü anılar karşısında karnına ağrılar giriyordu. Eğer boktan "sevginin" insanlara
yaptığı buysa, sevgiye dair hiçbir şeyi istemiyordu.

Jungkook çocuk arabası süren bir ailenin arkasına denk gelince koşmayı bırakıp hızlı yürüyüşe geçti, sonra da hızını iyice düşürerek devam etti. "Bu gece ne var?"

Ailenin babası Jungkook'un künyesine baktı ve gülümsedi. "İşçi Bayramı' için gün batımında havai fişek gösterisi olacak."

"Ah, öyle mi?" Koşmayı planladığı on altı kilometrelik yolun yarısına gelmişti. Belki çabucak bir duş aldıktan sonra geri gelip koşusunu tamamlardı. Tabi havlu bulabilirse. Bir de duş perdesi. Şehirdeki evine dün gece taşınmıştı ve henüz tam olarak yerleşebilmiş değildi. Eşyalarını taşıdıktan sonra yeni evini kutlamak için arkadaşlarıyla dışarı çıkmıştı. Döndüğünde şafak söküyordu.

Tam koşusuna devam etmeye karar verdiği anda onu gördü.

İnsan kalabalığından uzakta, bir battaniyenin üzerinde oturuyordu. Kollarıyla dizlerini sarmış olan oğlan, çenesini koluna dayamıştı. Yanındaki kitabı çoktan unutmuş gibi duruyordu.

Jungkook'a göre kısa boylu bir adamdı ve esmer teni gün ışığıyla öpüşür gibiydi. Jungkook kendini ona bakmaktan alıkoyamıyordu. Koyu renk saçları yumuşak görünüyordu. Giydiği geniş yakalı, beyaz tişörtü boynunu ve omzunun bir kısmını ortaya çıkarmıştı. Kısa mavi şortunun gizleyemediği bacaklarının ne kadar sevimli olduğunu düşündü Jungkook.
İnce bedenlerden hoşlanmazdı ve bu adam tam da Jungkook'un dokunmak isteyeceği türden bir bedene sahipti.
Aşk, Jungkook'un istediği şey değildi. Öte yandan şehvet, hoş karşılanan eski bir dosttu.

Büyülü Bir An İçin //TaekookWhere stories live. Discover now