4. Bölüm "Sen... Beni Takip Mi Ettin?"

445 47 9
                                    

Aşkın çirkini , hapishaneningüzeli olmazB

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Aşkın çirkini , hapishanenin
güzeli olmaz
B. Franklin

Jungkook istemsizce kamyonetin plakasını ezberlemişti.

Bu bilgiye ihtiyacı olacağından değildi. Tabi planlarında şey yoksa... Hayır.

Bu sadece tek gecelik bir teklifti. Tam da onun tarzı. Yatıya kalmazdı. Ertesi gün aramazdı. Planlar yapmazdı. Gece güzel geçmişti ve fantastikti ama Taehyung'u yeniden görmek istemiyordu. Ondaki bir şeyler aklına çok fazla 'belki' ve 'eğer' kelimelerini getiriyordu. Onun etrafındayken kendisini çok... iyi hissetmişti. Girmeye hiç niyeti olmadığı o yola giden ortalama bir ihtimalden çok daha iyi bir bağ idi. Asla.

Jungkook alanı geçti ve Taehyung'un hala tüm duyularına ne kadar hükmettiğini görmezden geldi.

Dudakları onun piercinginin soğukluğunu hatırlıyordu. Başparmaklarını parmaklarına sürttüğünde erkekliğinin nemini neredeyse teninde hissedebiliyordu. Baldırları hala onun sıcak ağırlığını taşıyordu. Ve aslında kamyonet seksi olimpiyatlarında ikinci raunda hazırdı.

Arabasını park ettiği yere yürürken alışkanlıkla etrafı taradı. Haziranda Kore'ye yeniden döndüğünde kendisine bir kıyak geçmişti. Sahip olduğu değerli eşyalar içinde en çok yer tutan şey buydu. Burada işi bittiğinde bununla ne yapacağı konusunda bir fıkri olmadığından bu arabayı almak muhtemelen aptallıktı ama belki de erkek kardeşi Baekhyun'a verirdi onun arabası zaten beş kuruş etmezdi.

Onun numarasını almalıydın. Ah, hayatta olmazdı.

Bu tartışmaya girmedi bile. Geri geri gitti. Bilincinin kıyılarında gezinen, zayıf noktasını arayan düşünceleri engellemek için radyoyu açtı ve akıp giden baş ritimlerinin tüm düşüncelerini silip götürmesine izin verdi.

Yirmi dakika sonra, yeni evinin önüne park etti. Eh, gerçekten kendi evi sayılmazdı, sadece kiralamıştı ve yeni de değildi, tüm site en az yetmiş yıllıktı ama önündeki on sekiz ila yirmi dört ay boyunca başını yastığa koyacağı yer burasıydı. Mektuplarının ve pizzasının gelebileceği gerçek bir adrese sahip olmak, uzun zamandır olduğundan çok daha yerleşmiş olmasına sebep oluyordu. Belki de hiç bu kadar yerleşmemişti.

Evi at nalı şeklinde yerleştirilmiş sitenin sol tarafında, sondan bir öncekiydi. Anahtarları kilidin içinde
döndürdü ve içeri adım attı.

Evi bomboştu.

Önceki gece teslim edilmiş yatağı dışında üniformalar, eşofmanı, bir avuç sivil kıyafeti ve birkaç kutudan oluşan zaruri ihtiyaçları şu an sahip olduğu her şeydi. Kısa süre içinde evi doldurmak için birkaç şey alması gerekecekti. Acelesi yoktu gerçi. Bir sürü eşya almanın düşüncesi sırtında yirmi kilo ağırlıkla engebeli arazide otuz kilometreden fazla alanı uygun adım geçmek kadar can sıkıcı geliyordu.

Büyülü Bir An İçin //TaekookWhere stories live. Discover now