3. Bölüm "Tek Gecelik Aşk Teklifi"(M)

681 59 23
                                    

Sen ne dersen de aşk insanı üç kez soyar ; Umarsız kılar, uykudaneder,anadan doğma bırakır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sen ne dersen de aşk insanı üç kez
soyar ; Umarsız kılar, uykudan
eder,anadan doğma bırakır

Diophanes

Jungkook'un ilk öpücüğü fazla sert ve sahiplenici bir şekilde Taehyung'un dudaklarını talan etti ama kendisini durduramıyordu. Onu neredeyse yere yapıştıracak olan serserilere duyduğu öfke hala kanında dolaşıyordu, aralarındaki kimya ve bu çileden çıkaracak kadar seksi oğlan neredeyse alev aldıracaktı ona. Tüm bunlar yetmez gibi yalvaran sözcükleri otokontrolünün son kırıntılarını alıp götürmüştü, tabi konu Taehyung olunca o kontrole hiç sahip olamamıştı.

Tatlı dudaklarını öperken ellerini saçlarında gezdirdi ve aralarında bir boşluk kalmayana, Taehyung'un göğsünü kendi göğsünde hissedene dek ona yaklaştı.
Genizden gelen, miyavlarcasına çıkan o seslerine, ona yaslanarak kıvranan takip edilesi kıvrımlarına doyamıyordu.

Bu oğlan onu harika bir şekilde ayartıyordu. Tam da Jungkook'un ihtiyaç duyduğu gibi.

Taehyung'un yüzünü tutarak dilini onun dudaklarında gezdirdi, ağzının içini de istiyor ve onun izin vermesi için dua ediyordu. İstediği oldu da, ama onun beklediği şekilde değil. Onun dudaklarını işgal ediyordu, dili onunkine dolanarak ilerliyordu.

Taehyung şeftali gibi kokuyor, günah tadı bırakıyordu. Bir de o piercing vardı, sert, yuvarlak ve kaygandı kendi ağzının yumuşaklığı karşısında. Jungkook daha fazla sertleşemeyeceğini düşünüyordu ama metal topun ıslak kayganlığı bunu başarmıştı. Kalçalarını ona doğru bastırdı ve Taehyung da aynı şekilde karşılık verip parmaklarını da saçlarının arasında gezdirince Jungkook zaferle inledi.

Taehyung onu vahşileştiren çelişkilerle doluydu. Ukalaca konuşan, keskin zekalı biriydi ama incinebilirliğini ortaya çıkaran bir şekilde kızarıyordu. Erişilmez bir havası vardı ama havai fişeklerin sesinden ürküp ona atılmıştı. Dövmeleri, pembe balyajları ve dil piercingiyle asi gibiydi ama çocuklarla çalışıyordu.

Taehyung sanki sürekli değişen parçaları olan bir yapboz gibiydi ve bu Jungkook'un ayarını kaçırıyor, sanki çarpışma rotasına girmiş de çıkamıyormuş, çıkmak da istemiyormuş hissi veriyordu. Çıkardığı azgın sesler, hevesle hareket edişi ve kıvrımlarının baskısı, Jungkook'un kısa saçlarını tutup çekerkenki nafile çabası...

Jungkook Taehyung'un çıkardığı sesleri ve yaşattığı hisleri uzun süre hatırlayacaktı.

Taehyung Jungkook'u işaretliyordu, tıpkı dilindeki piercing ve tenindeki dövmelerin onu işaretlediği gibi.

Bu düşünceyle içini bir tedirginlik hissi kapladı.Burada olan hiçbir şey kalıcı değildi. Asla da olmayacaktı. Onun teninde inledi. Taehyung'un da en az onun kadar aralarındaki bu çılgınlığa kapıldığını fark etti. Arzusunu bastırıyor olmak da cabasıydı. Bu tam olarak böyle bir şeydi.

Büyülü Bir An İçin //TaekookWhere stories live. Discover now