BÖLÜM 32: SIRADAN BİR GÜN

3.1K 209 38
                                    

Önceki Bölümlerde: Alexandra annesini görmek için cıktığı yolculuğun sonuna geldi. Eve girişte annesinin bir adamla evlendiğini öğrendi.

---Dean---

Sabah uyandığımda kendimi dinlenmiş hissediyordum. Yeteri kadar uyumuş olmalıyım diye düşünüp gece birlikte yattığım kol saatime baktım. Saatin öğlen on iki olduğunu görünce umursamadım. Çok fazla uyumuştum ama ihtiyacım vardı. Nasıl olsa bu gün okula da gitmeyecektim. O yüzden benim açımdan bir sıkıntı yoktu.

Banyoya gidip tenime değmesini özlediğim suyun altına girmek için kıyafetlerimi çıkardım. Sadece ihtiyacım olduğunu hissettiğim zamanlarda yaptığım gibi küvetin dolması için muslukları açtım. Küvet dolduktan sonra da suyun arasına girdim. Ilık su rahatlığıma rahatlık katıyordu. Resmen vücudumdaki her gözeneği açıyordu. Bütün gün burada böyle durabilirdim.. Tabii ki telefonum çalmasaydı.

Telefona yetişmek için büyük bir hızla küvetin suyu tutan tıpasını açıp her zaman izlemekten zevk aldığım suyun minik bir hortum oluşturarak boşalmasını izlemeden belime bir havlu sarıp odama doğru koştum.

Telefonun ekranında yazan Leo arıyor yazısını görünce teleonu " Ne var Leo?" diye açtım. Biliyorum. Pek kibar değilim.

"Gelmiyor musun?"

"Nereye?"

"Maça." Neden bahsediyor bu. Kesin rüya gördü gerçek sandı diye düşünmekten kendimi alamadım.

"Ne maçı Leo anlamadım?"

"Dün bahsettim ya. Koç benimle kesin bir şekilde konuştu maça gitmemiz gerekiyor. Sen benimle dalga mı geçiyorsun Dean?"

"Seninle dalga falan geçmiyorum Leo. Dün maçtan da bana bahsetmedin. Tanrı aşkına sen iyi misin?"

"Ne demek bahsetmedim. Ben sana dün bu günki maçtan bahsetmedim mi?"

"Hayır Leo bahsetmedin."

"Ah lanet olsun! Dean on beş dakika için de şehir kapalı spor salonunda olman gerekiyor. Koç çok kesin bir dille uyardı. Maça girmemiz gerekiyor."

"Tamam bekle bir dahaki sefere maçın ortasında haber ver olur mu!" deyip suratına kapattım. Ya ama bu saatte maç mı haber verilirdi.

Duştan sonraki planım Alex'i aramaktı ama belli ki arayamayacaktım. O yüzden "Alex. Maçım varmış. Dönüşte seni arayacağım kendine iyi bak."diye bir mesaj atıp direk üstüme formamı giyinip üstüne de ceketimi giyindim. Ayakkabılarımı ve havlumu spor çantama koyduktan sonra bütün hızımla aşağıya indim ve kimseye selam vermeden kapıyı açıp çıktım. Yetişebilmemin tek yolu koşuma biraz hız katmaktı. Ben de en tenha yerlerden geçmeye özen göstererek kurt hızıyla spor salonuna gittim.

Oraya vardığımda maçın başlamasına iki dakika kaldığını farkettim. Yavaş yavaş pozisyonlar alınyordu. Koç geldiğimi gördükten sonra benim olmam gereken yerdeki çocuğu çıkartıp benim girmem için yer açtı. Sinirden kıpkırmızı olmuş gibiydi ama bir yandan da belli etmek istemediği geldiğime dair bir mutlulu vardı içinde. Sahaya ilk girdiğim an Leo'ya bakmıştım ve beni gördüğü an rahat bir nefes verdiğini rahatlıkla duyabilmiştim.

Sonra düdük çaldı ve maç başladı. Kendimi gerçekten eve dönmüş gibi hisettim. Gerçekten kendimmiş gibi.

---Alexandra---

Annemin "O benim kocam." sözleri hala kulaklarımda çınlıyordu. Donup kalmıştım adeta. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum. Ya da ne söylemem gerektiğini.. Her zamanki gibi..

Annem şaşkınlıktan öyle kaldığımı farkedince cici babama dönüp "Paul. Bizi biraz yalnız bırakabilir misin hayatım?" Hayatım.. Eskiden o kelimeyi benim için kullanırdı. Bana hayatım derdi. Eskiden onun hayatı bendim...

MELEZ ALFA (DOĞUŞTAN ALFA 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin