0

5K 201 30
                                    

Anriche adım adım ilerledi.

Uzakta, kanepede yatan genç bir çocuk gördü.

'Ne kadar tatlı!'

Çocuğun siyah, yuvarlak kafasına arkadan bakan Anriche, kalbinin sesini engellemek istercesine göğsünü tuttu.

Çocuğun çocuk kitabındaki resimlere bakan gözleri şeffaf mor renkteydi.

Pembe renkle lekelenmiş dolgun yanakları, kitabın bir sayfasını her çevirişinde sallanıyordu.

'Saçına dokunmak istiyorum! Ben de yanaklarını okşamak istiyorum! Ha, bir kez bile yeter....!'

İçten içe pek çok aptalca söz söyleyen Anriche, kısa sürede aklını başına topladı.

Oh hayır.

Bugün tekrar uzaklaştıktan sonra geri dönemem.

Mm-hmm, dikkatlice öksürdü ve ağzını açtı.

"Elliot?"

Sonra çocuk şokla oturduğu yerden kalktı.

Anriche, ona karşı açıkça temkinli görünen görünüşe içinden kanlı gözyaşları döktü.

Hayır. çocuğun kendinden bu kadar uzaklaşması için ne yapmış olabilirsin ki...

Ama her zaman oğlundan nefret ederek yaşayamazsın değil mi?

Kalbini sabitleyen Anriche ağzının kenarlarını itmeye çalıştı ve gülümsedi.

"Elliot, annenle yürüyüşe çıkmak ister misin?

"Ah, anne..."

Çocuğun sesi titremeye başladı.

Ona karşı korku dolu mor gözleri bir anda sırılsıklam oldu.

"Ben yanlış bir şey mi yaptım?"

"Huh? Hayır, bunu neden söyledin?"

"Anne yanlış bir şey yaptıysam söyle bana. Düzeltmek için elimden geleni yapacağım."

Çocuk omuzları titreyerek konuştu.

Sonunda dolgun yanaklarından gözyaşları akmaya başladı.

Ne yaptım ben...

Utanan Anriche, Elliot a boş boş baktı.

"Hayır korkma, bir şey yapmadın."

Elliott gerçekten korku dolu bir ifade yaptı.

"Hey, neden ağlıyorsun?"

Ağlayan çocuğu yatıştırmak için Anriche aceleyle bir adım attı.

"Hayır, öyle değil!"

"Huwaaaaaa!"

Ancak Elliot, ona yaklaştığını fark ettiğinde, sonunda yüksek bir ağlamaya başladı.

Bununla ne yapacağız?

Anriche aceleyle etrafına baktığında...

"Ne oldu Elliot?"

Oturma odasına adım atan bir adam, Elliot'a nazikçe sarıldı.

O anda Anriche hissettiği utancı unuttu ve adamın güzelliği karşısında büyülendi.

'Vay...'

Ç/N: Evet yakışıklı erkeklere duruşumuz her zaman budur

Onunla zaten birkaç kez tanışmış olsa da erkeğin büyüleyici güzelliği alışılacak gibi değildi.

'Göz kamaştırıcı güzellik' gibi klişe bir tanım bu adama mükemmel bir şekilde uyuyordu.

Siyah saç ve safir gibi mavi gözler.

Pürüzsüz cilt ve uzun boy.

Ve hatta bir canavarınkiyle karşılaştırılabilecek kadar sağlam ve ince vücut...

Ancak heykele benzeyen bir babadan üstün bir geni miras alma şansıyla Elliot gibi sevimli bir çocuğa sahip olabilirdiniz.

Adamla ilk tanıştığında, Anriche'nin hissettiği duygu buydu.

"Baba!"

Elliot gözyaşlarıyla dolu bir yüzle babasının boynuna sarıldı.

'En azından babası çocuğunu rahatlatabiliyor. Buna sevindim.'

Anriche, başını babasının kollarına gömmüş Elliot'a üzgün bir yüzle baktı.

"Baba... hıck...baba."

"Evet, tamam geçti."

Elliott'u nazikçe yatıştıran adam yavaşça başını kaldırdı ve Anriche'e baktı.

Derin mavi gözleri kırık cam parçaları kadar keskindi.

"Be sefer de çocuğa can sıkıcı olduğunu mu söyledin?"

"Eh?"

Bu ne tür bir saçmalık?

Adamın sözlerini anlayamayan Anriche kendini savunmak için ağzını açtı ancak kendini açıklayamadan adam buz gibi bir sesle söylendi.

"Onu doğurduğundan beri biraz bile sevgi versen hiçbir şey kaybetmezsin."

'Hayır, ikinizi de sevmek için en az on bin nedenim var!'

Ancak bunu sesli dile getirip yalvaramayan Anriche dudaklarını ısırdı.

Elliot'a çok değer veren adam ona sırtını döndü ve soğuk bir şekilde oradan ayrıldı.

Olay yerine belli belirsiz bakan Anriche içten içe öfkeliydi.

"Neden sahip olabileceğim onca karakter arasında kötü bir kayınvalide olarak reenkarne oldum!"

Ç/N: Okuyucular: Diğer serilere ybbb Çevirmeniniz: Hayır yeni seri alacağım....

Ne olacak benim bu anne-çocuk ilişkisi sevdam? Tutamadım kendimi bunu da aldım gittim, vatana millete hayırlı olsun... Az bölümlü birkaç seri daha yayınlayacağım biri beni tutsun!!

kötü bir kayınvalide olmayı bıraktığımda herkes bana takıntılı olduWhere stories live. Discover now