two

3.7K 413 514
                                    

jeongin:

Sabaha kadar deliksiz uyumuş,ancak öküz abim tarafından kaldırılmıştım. Bütün tayfanın bizde toplanacağını söylemişti ve bu da demek oluyor ki, Minho'da gelecekti.

İçimde ki anlam veremediğim heyecanı bastırmaya çalışıp, Hyunjin'e bakmak için odadan çıktım. Dün ben evde yokken büyük ihtimal birilerini çağırmıştı, etraf savaş alanından farksızdı çünkü.

"Dün kimi çağırdın?"

"Yeonjun'lar geldi"

Etrafı toparlarken bana cevap verdiğinde, kafamla onu onaylayıp mutfağa geçtim. Kendime bitki çayı yaptıktan sonra odama geri dönüp, bilgisayarı açtım. Tahminen bizimkiler bir kaç saate gelirdi,yapacak işim olmadığı için dizi izlemek en iyi seçenekti.

Bir süre dizi izlemiş, ve vakit öldürmüştüm. Zil çaldığında ise odamdan çıkıp,kapıyı açmaya gittim. Changbin hyung ve Seungmin gelmişti.

"Hoş geldiniz"

Changbin hyung hızla içeri geçerken, Seungmin saçlarımı karıştırıp sevgilisinin arkasından ilerlemişti. İkisi garip bir çiftti ancak,yakışıyorlardı.

Ben de içeri geçtiğimde, direkt pes atan bir ikili tabii ki bekliyordum, bunu her zaman yapıyorlar. Abimle Changbin hyung pes atarken, Seungmin'i yanıma çağırmış ve birlikte odama geçmiştik. Kendini yatağıma atıp,bana sorgulayıcı bakışlar attı.

"Ne oldu Jeong?"

"Bir şey olmadı"

"Çok gergin duruyorsun?"

Yanına oturup omuz silktim,henüz bunu söylemeye hazır değildim. Hatta söylemeyi bile düşünmüyordum. Tekrar zil çaldığında, diğerleri de gelmişti. Minho bir şey hatırlıyor gibi durmuyordu.

Ben de ona ayak uydurup,hiç bir şey bilmiyormuş gibi yapmayı seçtim. Kendimi koltuğa bırakıp, kafamı Jisung'un omzuna koydum. Her zaman ki gibi,bunu fark etmemiş ve Felix'e bakmaya devam etmişti.

Uzun zamandır Felix'ten hoşlanıyordu ama asla itiraf edemiyordu, Felix hyungu hetero sanıyordu çünkü. Ne kadar olmadığını söylesem de,asla inanmıyordu.

Üstümde bakışlar hissettiğimde,gözlerin sahibine döndüm. Minho'ydu. Göz göze geldiğimizde, gülümsemiş ve Hyunjin'in yanına gitmişti.

Ben de içimden kendime sövüp, iyice Jisung'a sokuldum. Saatlerce sohbet etmiş,oyun oynamış ve film izlemiştik. Her zaman ki klasik şeylerdi.

"Jeongin"

Hyunjin'e dönmüş ve 'ne oldu?' anlamında kafa sallamıştım.

"Minho seninle uyusun, diğerlerini de ayarlayacağım tamam mı?"

"Ne?!"

Yüksek çıkan sesime ve sonuna kadar açılan gözlerime engel olamamam,herkesin bana bakmasına sebep olmuştu. Bu daha da utanmamamı sağlıyordu.

"Niye yükseliyorsun oğlum? en yakın arkadaşın değil mi, git uyu işte"

Bu sefer bakışlarım Chan hyungu bulduğunda,gözlerim korkuyla bir Hyunjin'e bir de Minho'ya kaydı. Hyunjin bana gözleriyle gitmemi söylüyordu.

Bu bakışlardan kurtulmak için kafamla onaylayıp, Minho ile odama geçtik. Ben ona rahat giyecek bir şeyler ayarlarken,o yatağıma oturmuştu.

Kıyafetleri Minho'ya verip,odadan çıktım. Hyunjin diğerlerini de ayarlandığında, herkes odalara dağılmıştı. Hızla yanına gidip, koltuğa oturttum.

"Neden ben Minho'yla yatıyorum?!"

"Her zaman uyuyorsunuz"

"Ya Hyunjin! dün ne olduğunu biliyorsun"

"Elinde ona sarılıp uyuma şansı varken, bana burda bıdı bıdı yapma velet. Git uyu"

Cümlesini bitirdiği anda ayağa kalkıp,odasına kaçmıştı. Sinirden yastıkları ısıracak derecedeydim fakat, Minho'yla fazla bekletmiştim. Oflayıp odama gittiğimde,yatağımda kıyafetlerimle oturan Minho yutkunmama sebep olmuştu.

"Uyuyalım mı?"

"Olur"

Yatağın bir ucuna geçip, yorganı kaldırdım ve Minho hyung'un girmesi için yer açtım. Yatağa girdiğinde, ben de yanına yatıp olabildiğince köşeye kaçınmaya çalıştım.

"Jeongin?"

"Efendim"

"Niye kaçıyorsun, rahat olsana"

Evet,kesinlikle hiç bir bok hatırlamıyor.

"Ben rahatım Minho, iyi geceler"

Anlayamadığım mırıltılar çıkarmış ve beni belimden tutup kendine çekmişti. Yaptığı hareketle gözlerim tamamen açılırken, kalbimin hızlı atmasına engel olamamıştım.

"Sarılarak uyuyalım"

Hiç bir şey demeden, gözlerimi kapatıp uyumayı denedim. Daha önce bir çok kez birlikte sarılarak uyumuştuk ama, şu an benim için normal gelmiyordu bu.

Düzenli nefes alma sesinden uyuduğunu anlamıştım. Ben de uyumak için kendimi zorlayıp, hiç bir şey düşünmemeye çalıştım.

i am you, jeongho Where stories live. Discover now