eleven

2.8K 352 150
                                    

minho
bu ne?!

??
sevgilin seni aldatıyor
hem de en yakın arkadaşı ile?
ah pardon, 2. sevgilisi demeliydim.
görüldü

Hyunjin'in biraz ağır konuştuğunu düşünsemde, böyle düşünmemi engellemiş ve daha iyi olacağını söylemişti. Kafamla onaylayıp yatağa yattım ve bundan sonra ki olacaklar için kendimi hazırlamam gerektiğini düşündüm.

Büyük kavga olacaktı, her gün farklı bir felaket kopucak ve Minho mahvolacaktı. Bu durumda onun yanında durmalı ve destek olmalıydım. Şu an bile yanında olmak ve ne yaptığını bilmek istiyordum.

Hyunjin odadan çıktığında telefonumun zil sesini duymamla yerimden doğrulup telefonu aldım. Minho arıyordu, kalbim hızlanmaya başladığında daha fazla bekletmeden telefonu açtım.

"Minho?"

"Yanıma gelebilir misin?"

Sesinin soğuk ve titreyerek çıkması kalbime ağrı saplanmasına neden olurken,çoktan ayaklanmış cüzdanımı alıp üstüme bir şeyler geçirmeye başlamıştım.

"Nerdesin?"

"Bizim orada ki p-parkta"

"Geliyorum"

Karşıdan onay aldığımda, üstümü giyinmiş ve hızlıca evden çıkmıştım. Minho Ryujin'i gerçekten çok seviyordu ve canının yanması gayet normaldi. Koşarak parka ulaştığımda, salıncakta oturmuş umutsuzca yere bakan Minho'yu gördüm ve yanına gittim.

Yanında ki boş salıncağa oturdum ve çenesinden tutup bana bakmasını sağladım. Gözleri kızarmış ve dudakları hafif kanıyordu. Strese girdiğinde ve üzüldüğünde dudaklarını kanatana kadar ısırır ya da etini koparırdı.

Baş parmağımla dudağında ki kanı silip, elini tuttum. Ne olduğunu çok iyi biliyordum ama, şu an bilmiyormuş gibi yapmalı ve yalnızca destek olmalıydım. Bu,onun için en iyisi olacaktı.

"Ryujin beni Yeji ile aldatmış"

Sessiz kaldım, hiç bir şey demedim. Yalnızca elini okşayıp, başımı eğmekten başka bir şey yapmadım. Hıçkırık sesleri kulağımı doldurduğunda ağlamamak için kendimi zor tuttum. Oturduğum salıncaktan kalkıp, Minho'yu da kaldırdım ve sırtıma çıkmasını istedim.

İlk tanıştığımız zamanlar sürekli birbirimizi sırtımızda taşırdık ve en çok eğlendiğimiz zamanlar olurdu.

"Ne yapıyorsun jeongin?"

"Hadii, seni neşelendireceğim"

Ne kadar üzgün olsa da, onunda bunu istediğini biliyordum. Dudak büzmüş ve yardımımla sırtıma çıkıp kollarını boynuma dolamıştı. Kilosunun beni zorlamaması ve spor çalışıyor olmam hareket etmemi kolaylaştırmıştı.

"Hala çocuk gibisin"

"Seninde içinde bir çocuk olduğunu ikimizde biliyoruz"

Hafif kıkırdamış ve burnunu saçlarıma sürtmüştü. Hem hoşuma gitmiş hem de biraz huylanmıştım. Minho'yu daha sıkı tutup, sahile doğru ilerlemeye başladım.

Kafasını boynuma gömüp büyük ihtimal gözlerini kapatmıştı. Huzuru oldukça seven birisiydi, ve ben onun huzuruydum.

i am you, jeongho Where stories live. Discover now