four

3.2K 369 715
                                    

jeongin:

"Hyunjin hızlı ol biraz!"

"Geldimm"

Hyunjin okul formasının düğmelerini iliklemeye çalışırken, ben de ayakkabılarımı giyiyordum. Düğmeleri ilikleyip,ayakkabılarını giydikten sonra evden çıkmıştık.

"Minho'yla naptınız?"

"Uyuduk"

"Sadece uyudunuz mu?"

"Hyunjin,onun bir sevgilisi var ve eşcinsel değil"

"Kıçımın sevgilisi"

"Ryujin hakkında düzgün konuş"

"Ryijin hikkindi dizgin kiniş"

Beni taklit etmesine göz devirip, önden yürümeye başladım. Yolun geri kalanında saçma sapan sorularını görmezden gelmiş, okulun önünde dayanamayıp ağzına vurmuştum.

Kız gibi trip atmaya karar vermiş ve yanımdan ayrılıp Changbin hyungların yanına gitmişti. Ben de okula girip, sınıfa çıktım. Sırama geçip kafamı sıraya koyduktan sonra,ders bitene kadar kaldırmamıştım.

Öğle tenefüsü geldiğinde, Felix ve Jisung'la sınıftan çıkıp kantine indik. Bizimkilerin yanına oturduğumuzda herkes bir sohbet içindeydi, ben ise Minho'ya dalmıştım.

Ryujin gelip yanıma oturduğunda dikkatimi ona verdim. Gerçekten güzel bir kızdı ve Minho ile yakışıyorlardı.

"Jeonginn"

"Efendim ryu?"

"Biyoloji ödevimi yapar mısın?"

"Hm,getir"

Elinde ki fark etmediğim dosyayı elime tutuşturup, yanağımı öptükten sonra masadan ayrılmıştı. Ryujin böyleydi,bizim ortamda asla utanmazdı. Felix'in sesiyle, ona dönmüş ve bu sefer dikkatimi oraya vermiştim.

"Şu kız tembelliğine son verdiğinde,insanlık açlıktan kurtulacak"

"Yani asla kurtulamayacağız"

"Aşk olsun Changbin, sen kendini insan yerine mi koyuyorsun?"

Changbin hyung'a laf sokan Seungmin'e baktığımda oldukça keyifli olduğunu görebiliyordum.

"Resmen sevgilim bana laf sokuyor, hate love ilişkisi mhmm azdım"

"Pislik herif"

Chan hyung Felix'in elinde ki boş süt kutusunu Changbin'e atıp göz devirmişti. Masada ki herkes kahkaha atarken, benim yalnızca bir kahkahaya dikkatim kesilmişti.

Minho'nun kahkahası gerçekten oldukça güzeldi,insana neşe veriyordu. Ve şu an,benim yalnızca onun kahkahasına odaklanmam kendime tokat atma sebebimdi.

Atmıştım da.

"Jeongin napıyorsun oğlum?"

"Ne?"

"Kendini tokatladın az önce"

Tekrar Minho'nun kahkahasını duyduğumda, ayağa kalkıp tuvalete gideceğimi söyleyerek kantinden çıkmıştım. Kesinlikle fazla belli ediyordum.

Rastgele bir yere daldığımda,burasının kızlar tuvaleti olacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Tabii, kızlar tuvaletinde öpüşen Ryujin ve Yeji görmeyi de pek beklemiyordum.

"Jeongin?"

"Siz ne yapıyorsunuz?!"

"A-açıklayabilirim gerçekten"

"İğrençsin Ryujin"

Hızla tuvaletten çıkıp,ne yapacağımı kafamda toparlamaya çalışıyordum. Bunu Minho'ya söylersem kafayı yerdi, söylemesem vicdan azabı çekecektim. Saçlarımı karıştırıp, sınıfa girdim. Neyse ki sınıf boştu.

Sıralardan birine tekme atıp yüksek sesli bir küfür savurdum.

"Jeongin? ne oldu"

Minho'nun sesini duymamla kalbim hızlanmıştı. Kafamı o tarafa döndürüp, sakinleşmeye çalıştım. Yanıma gelip kollarını bana sardığında, daha da suçlu hissettim.

Her zaman bunu yapardı,beni sakinleştirmek için sarılır asla konuşmazdı. Saçlarımı okşar, sakinleşmem için zaman verirdi. Yine aynısını yapıyordu, ama bu sefer kalbimin hızını durduramıyordum. O gece ki öpücükten sonra, Minho'yu her gördüğümde anlamsız bir hisse bürünüyordum.

Biraz daha sakinleştiğimde, bedenlerimizi ayırıp bana baktı.

"Sorun ne?"

Gözlerimi kaçırıp cevap vermemek için direniyordum. Belki de biraz zamana ihtiyacım vardı bunun için.

"Daha sonra anlatırım"

Kafa sallayıp beni onayladıktan sonra zil çalmış ve herkes sınıfa doluşmuştu. Minho da kendi sınıfına gitmek için sınıftan çıkmıştı. Sıkıntıyla oflayıp,sırama geçtim ve yatmaya devam ettim.

i am you, jeongho Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt