9.BÖLÜM: "Hediye"

2.6K 165 28
                                    

Keyifli okumalar!

🍁

Hira, telefonu kapattıktan sonra uyumuş, ertesi sabah erkenden uyanmıştı. İlk işi sobayı yakmak olan kız, köpeklerini de besledikten sonra kahvaltı hazırlamaya koyulmuştu. Tıpkı kendisi gibi erkenci olan metin bey, üzerinde eşofmanıyla televizyonun karşısına kurulmuş, sabah haberleri izliyordu. Odun çıtırtıları arasında televizyona dalmışken, gözleri bir an uykudan yeni uyanmış, salona giren ikiz kızlarına kaymıştı.

Onların gözlerini ovalaya ovalaya her iki yanına oturması metin beyi içten bir gülümsemeye sevk etmişti.

"Günaydın, baba."

İlk günaydın önce sessizliğiyle bildiği kızı esmadan ikinci günaydın ise onun tam tersi olan neşeli kızından gelmişti.

Metin bey içinde kabaran babalık duygusuyla ikisinide göğsüne çekti. Onun bu hareketi kızları gülümsetirken, "Size de günaydın. Neden hazır değilsiniz?" Diye sormuştu.

Cevap veren esma oldu.

"Şimdi hazırlanırız, baba."

Metin bey, başını sallamakla yetindi. Tam bu anda salona başına tülbent bağlayan ıraz hanım girdi. Gözleri kızları ve eşini seçen ıraz hanım, memnun memnun gülümseyerek, "Günaydın, benden erkencisiniz?" Diye sormuştu.

Elif muzipçe,"Biz aynı saatte kalktık anne, sen yaşlandın." Dediğinde ıraz hanım kaşlarını çatarak baktı ona.

"Kırk beş'e yaşlı mı diyorsun sen, terbiyesiz! Kalk sofrayı kur."

Sinirlenen kadın kızını güldürsede, elif annesini daha fazla sinirlendirmemek için koşar adımlarla salondan çıktı. Alt kata, mutfağa girdiğinde hirayı kahvaltıyı hazırlamakla uğraşırken yakaladı. Ablasının dikkatle salatalığı bir tabağa doğradığını görünce gülerek yanına yaklaştı. Akabinde hiranın bembeyaz yanağına büyük bir öpücük kondurduğunda genç kız, bakışlarını ellerinden çekip elife baktı. Yüzünde peydah olan sevgi dolu gülümsemesiyle o da elifin yanağını öptüğünde, "Günaydın." Dedi.

"Günaydın abla." Karşılığını aldığında, "Hâlâ hazır değil misin?" Diye sordu gözleri elifin üstünü tararken.

Elif omuzunu silkti.

"Kahvaltıyı hazırlamana yardımcı olayımda sonra giyinirim üstümü." Dedi.

Hira itiraz etmedi. Böylece daha kısa bir sürede kahvaltı hazır edildi. Hiç durmadan kahvaltılıkları yukarıya taşıdılar. Yirmi dakika bile olmadan tüm aile fertleri ikilinin hazırladığı sofraya kuruldu. Ara ara açılan sohbetlerle herkes kahvaltısını yaptıktan sonra, kızlar okul için hazırlanarak gelen servisle evden ayrıldılar. Iraz hanım komşunun daveti ile bir yarım saat sonra gittiğinde metin bey ve hira evde yanlız kaldılar.

Metin bey de evde çok durmadı. Odasında hazırlandıktan sonra mutfakta bir şeylerle uğraşan kızının yanına gitti. O sırada tezgahı temizlemekle uğraşan kız babasının, "Kızım." diye seslenmesiyle daldığı işinden çıktı.

Hira mutfak kapısının ağzında gülümseyerek duran babasını görünce, "Efendim baba." Dedi.

Metin bey, "Bugün ilçeye uğrayacağım. Bir eksiğin gediğin var mı alayım?" Diye sordu.

Hira, iç ısıtıcak bir gülümsemeyle başını iki yana salladı.

"Yok, baba. Çok şükür bir eksiğim yok."

Metin bey, başını salladı, "Peki öyle olsun." Dediğinde hira, elindeki bezi tezgaha bırakıp, "Ben seni geçireyim." Dedi babasına.

Metin bey hiçte itiraz etmedi. Böylece ikisi beraber mutfaktan çıkıp dış kapıya ilerledi. Hira babasının montunu askılıktan alıp babasının giymesine yardımcı olduktan sonra kapıyı açtı. Bu kısa sürede metin bey çoktan ayakkabısını giyerek dışarı çıktı.

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin