12.BÖLÜM: "Sarışın Kadın"

2.8K 168 24
                                    

Merhablar.

Yeni bölüm için ilk adımı atmak üzeresiniz.

Hazır mısınız?

Öyleyse sizi bölüme şutluyorum! 🤗

Keyifli okumalar...

🌸🌺

Hayatınızda bir şeyleri yerine koyunca karmaşıklıklar olabildiğince azalır. Görüş açınız ferahlar, fikirleriniz doğru yolu bulur, siz, doğru seçenekler vererek daha güzel bir yaşam elde edersiniz.

Bunun için tek yapmanız gereken insanları hayatınızın hangi yerine koyacağınızı bilmeniz.

Genç kız, hayatında sayılı insanları doğru yere, doğru konuma getirmeyi bildi. Bir zamanlar, aslında hâlâ, kendisini sevdiğini düşündüğü amcasının oğlunu hayatında tutmaması gerektiğini de bildi. Bu öylesine doğru bir karardı ki genç kız geçen her günle bunu daha iyi anlıyordu.

Hira, şimdi alper yiğitle göz göze durmuş birlikte düşüncelerini sarfederken bir anda ortaya nerden çıktığı belli olmayan mehmet, öfkeyle bağırarak ikilinin bakışlarını kendine çekti.

"Vay vay vay! Demek çifte kumrular buradaymış!"

Öfkeli olduğu her hâlinden belli olan adamın, sözleri her ne kadar alay koksada altında daha başka şeyler vardı. Alper yiğit, bir süredir sesi soluğu çıkmayan adamı görür görmez, hiranın bedenini arkasına doğru aldı.

Tam bu sırada araçta onları bekleyen arslan, mâhir, aliefe ve cenan birkaç gün önce gördükleri bedenle araçta durmayı bırakıp indiler. Hanımların arabada beklemesini söyleyen arslanı dinlemeyen müjde ve elif itiraz ederek ardlarından indi. Hepsi alper yiğitle karşı karşıya kalmış mehmete doğru ilerlerken alper yiğit, "Senin burda ne işin var?"Diye sordu.

Tereddüt dahi etmeden çattığı kaşlarına şakaklarında atan damarda eşlik ederken, mehmet, alper yiğitin arkasına saklanmış bedene gülerek bakmaya çalışmış ve, "Kuzenimin nişanı varmış ona geldim. Bir tebrik dahi etmeyeyim mı?" Demişti.

Yine alaylıydı ama mehmetin gözlerine bakan içinde büyük bir öfke ve nefret olduğunu anlayabilirdi. Nitekim alper yiğit bunu çoktan farketmiş ve yumruklarını sıkmaya başlamıştı.

"Yine mi sen?!" Diyerek yanlarına gelir gelmez bağıran müjdeyle, mehmetin bakışları yan tarafına kaydı. İşte o zaman ona hiçte iyi bakışlar atmayan ve geçen günkü kavgada aralarına giren adamları ve birkaç kişiyi daha görmüştü.

Mehmet sırıttı. Müjdeye tek kaşını kaldırarak bakmaya başlarken, "Sadece tebrik için geldim." Diyerek geliş sebebini bildirmeye çalıştı.

Mâhir, mehmete yaklaşarak elini omuzuna atarken, "Tebrik için yarını bekleyemedin mi, aslanım?" Diyerek omuzunu sertçe sıktı.

Mehmetin yüzü buruşurken sırtını bükmemek için kuvvetle ayakta durmaya çalıştı.

Acı çektiğini belli etmese de herkes onun çok bariz canının yandığının farkındaydı.

Mehmet hızla konuştu.

"Bu akşam nişanlandı, sıcağı sıcağına tebrik edeyim dedim."

Mâhir, sırıttı.

"Sağol, koçum. Tebrik ettiğine göre gel bir seni geçirelim. O kadar yol gelmişsin sonuçta."

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin