14.BÖLÜM: "Mağusa Limanı"

1.5K 155 15
                                    

Merhabalar!

Bölüm geldi.

Beklemeden okumaya başlayın.

Keyifli okumalar!

Bölüm şarkısı: Selda Bağcan (mutlaka dinleyerek okuyun!)

'Mağusa limanı'

🌸🌺

Geçen günlerde zaman hep aynı monotonlukla gidiyordu. Gerek hira için gerekse hiranın yakınları için.

Fakat bu monotonluğa düğün havası karışmıştı. Çok yakında köyde herkesin davetli olduğu bir düğün olacaktı. Henüz havalar soğukluğundan vazgeçemese de bu zamanlarda evlilik oluyordu. Velhasıl soğuğu pek iplemezdi buranın insanı. Ee, neticede alışmışlardı.

Asıl mesele düğünü olacak gelinin müjde ve hiranın çocukluk arkadaşı olmasıydı. Eskisi gibi olmasalarda birbirlerinden selam sabahlarını eksik etmezdi. Büyüyünce işler çocukluktaki gibi işlemiyordu maalesef.

Alper yiğiti uğurlayalı olmuştu iki ay. Pek tabi ondan sonra ailesiyle de vedalaşılmıştı. Bu süre içinde hiranın daha önce aşinası olduğu günleri habersiz geçiyordu.

Alper yiğitten yine ses seda yok.

Bu defa hira alper yiğitin ailesinden ziyade kendisi arıyordu genç adamı.

Fakat aylardır olduğu gibi o telefon hep kapalıydı. Belki ailesi haber alıyordur diye artık baharın anlamasını beklemeden kendi soruyordu.

Alperden haber var mı, bahar?

Bugün yine aradım ama telefonu kapalı, size ulaştı mı?

Bahar, Alperin bir komutanı vardı. Mahir abiden  de mi haber yok?

Sen başka arkadaşlarını tanıyor musun? sorsana belki onlarla konuşmuştur.

Acaba komutanına mı sorsak bahar, niye hiç haber vermiyor?

Ve bundan daha fazlası...

Merak insanın içini kemirir dururdu. Kendi içinde bir cevap bulamayınca habire başkalarında arardı.

Hira da arıyordu işte.

Başka ne yapabilirdi ki?

"Metin amca hâlâ dönmedi mi?"

Müjdenin sorusuna karşılık, "Yok, gelmedi." Dedi.

Metin bey, bir hafta önce şehir dışına çıkmıştı. Şirket, hiranın babasını başka bir şehire yolcu etmişti. Somurtan yüzüyle tavuklarını yemlemeye devam ederken, telefonu kulağına biraz daha dayadı.

"Gelir gelir, o da gelir." Diyen müjdenin tesellisine sadece, "Gelir..." diye fısıldadı.

Alper yiğitte gelir, babası da...

Tavukları yemlemeyi bıraktığında, telefonuyla beraber eve girdi. Komşusuna giden ıraz hanım ve okullarına gitmiş kız kardeşleri nedeniyle ev hayli sessizdi. İnsanın içini boğacak kadar bir sükûttur almış başını gidiyordu.

Bu sessizlik hiraya hiç mi hiç iyi gelmiyordu doğrusu. Şu dar zamanında yanlız kalmak kime iyi gelirdi ki?

"Ee?" Dedi müjde karşı hattan. Konuyu değiştirmeye çalışıyordu.

"Züleyhanın düğününe geliyorsun değil mi?"

Hira, mutfağa yönelince cevapladı.

"Geliyorum. Gelmem lazım daha doğrusu."

Oluru Var mı?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin